Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, HUMK.nun 445/1 maddesinde sayılan yargılamanın iadesi Şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre yargılamanın iadesinde bulunan davalı tarafın ihtiyati tedbir ve iade-i muhakeme isteminin yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş, hüküm yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 00.90.-YTL kalan onama harcın temyiz edenden alınmasına 16.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak aleyhine yargılamanın iadesi yoluna başvurulan karar kanundan dolayı kesin ise yargılamanın iadesi üzerine verilen karar da asıl karar gibi kesindir; yani temyiz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt V, ..., Altıncı Baskı, 2001, s. 5263). Dosya içeriğine göre taraflar arasında görülen ... 12. ... Mahkemesinin 14.12.2020 tarihli ve 2019/1292 Esas, 2020/1078 Karar sayılı dosyasında, davacının toplamda 21.995,60 TL’lik alacağının kabulüne karar verilmiş ve işbu karar tarafların istinaf yoluna başvurmaması üzerine 27.01.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Şu hâlde aleyhine yargılamanın iadesi yoluna başvurulan kararda davalı aleyhine toplam 21.995,60 TL'ye hükmedilmiş olup belirtilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır....

      nın 445. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi şartlarının bulunmadığı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, "yargılamanın iadesi" isteğine ilişkin olup; yerel mahkemenin 25.06.2019 tarihli kararına karşı davacı (yargılamanın iadesi talep eden) tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine dava dosyası Dairemize gönderilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun(HMK) 374. ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi davası, yargılamasının iadesi istenen önceki davadan ayrı, bağımsız bir davadır. Öte yandan, 6100 Sayılı HMK'nin geçici 3. maddesinin 2. fıkrası “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444’ üncü (28.07.2020 T. 7251 Sy. Kanun 47. madde) madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü içermektedir....

          AŞ) vekili mehil belgesi düzenlenmesi için icra dosyasına sunulan teminat mektubunun iadesi için talepte bulunmuş, Mahkemece 02.01.2023 tarihli ek karar ile, iadesi istenilen teminat mektubunun banka tarafından iptal edildiği gerekçesiyle, davalının teminatın iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ek karar, davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Somut olayda davalı ......

            Dava, yaz okulu bedellerini iadesi ile dönem içinde tekrar alttan aldığı dersler için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının yaz okulu ücretinin iadesi istemine ilişkinde değerlendirme yapılıp hüküm kurulmuş olup, davacının dönem içinde tekrar alttan aldığı dersler için ödenen bedelin iadesi istemi istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Açıklanan yasa hükmü nazara alındığında mahkemece, davacının dönem içinde tekrar alttan aldığı dersler için ödenen bedelin iadesi istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Yargılamanın iadesi talebi ayrı ve bağımsız bir dava niteliğindedir. Bu talep üzerine mahkemenin tarafları davet edip dinledikten sonra inceleyip karara bağlaması gerekir (23.05.1956 tarihli 8/9 sayılı İçt.Bir. Kararı). Başka bir ifade ile yargılamanın iadesi talebinin dava şeklinde incelenmesi zorunludur. Bozmadan sonra "velayet" yönünden devam eden dava içinde bunun incelenmesi usule aykırıdır. Bu bakımdan davacı-karşı davalı(nın), yargılamanın iadesi talebine ilişkin dilekçesinin dosyadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesi ve talebin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 379 ve 380'nci maddeleri çerçevesinde incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan ara kararı ile bu talebin reddi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur....

                takdirine göre, iadesi istenilen ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğname gibi ONANMASINA, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları, ücret ve fazla mesai alacakları ile vergi iadesi alacağının tahsiline, hafta ve genel tatil ücreti alacağı talebinin reddine hükmedilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Davacı vergi iadesi alacağı talebinde bulunmuş olup, o tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre iadeye esas fiş veya faturanın işçi tarafından işverene verildiğinin kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu husus irdelenmeden ve işverence talep konusu dönemde çalışanlar adına ilgili vergi dairesinden vergi iadesi alınıp alınmadığı araştırılmadan, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    Somut olayda, satın alınan aracın halen davacının elinde olduğu gözönünde bulundurularak ödenen bedel yönünden aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece aracın iadesi ile 45.275.TL' nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

                      UYAP Entegrasyonu