Taşınmazların ilamsız icra yolu ile tebliğine ilişkin takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerekirken, icra mahkemesine yapılması usulsüz olup mahkemece borca itirazların bu nedenle reddi yerine, süreden reddi doğru değil ise de bu istem sonuçta reddedildiği için bozma sebebi yapılmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....
konu borcun ödendiğini, ödenmemiş kira borcunun bulunmadığını, takibe konu borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenle gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde icra müdürlüğü dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
Somut olayda davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine örnek no 13 ödeme emrine dayalı olarak kira alacaklarının tahsili için 09.07.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 14.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının süresi içerisinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı/şikayetçi dilekçesinde, borca itiraz niteliğindeki beyanları ile birlikte müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını, ödeme emrinde alacaklı tarafından hangi aylarda ne kadar eksik kira ödendiği açıklanmadığı gibi ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresine de yer verilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini şikayet yolu ile talep etmiştir....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/102777 esas sayılı takip dosyasındaki davacı-borçlu adına çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın öğrenme tarihinin 13/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, davacının yetki itirazının reddine, davacının şikayetinin kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/102777 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, takibin iptal edilmesi nedeniyle davacının imza itirazı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, takibin iptal edilmesi nedeniyle davacının borca itirazı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, takibin iptal edilmesi nedeniyle davacının diğer şikayetleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
İstinaf Sebepleri Şikayet/itiraz dilekçesindeki sebeplere ilave olarak huzurdaki davanın takibin iptali şikayeti olduğunu, İİK'nın 71. maddesi uyarınca her zaman ileri sürülebileceğini, ceza mahkemesinde yapılan yargılama da senedin sahte olarak düzenlendiğinin kabul edildiğini, ceza mahkemesi yargılaması sırasında tespit edilen maddi olguların hukuk yargılaması bakımından bağlayıcı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, borçlular senedin teminat senedi olduğu ve borçlu Ferzende adının sonradan eklendiğini ileri sürmüşse de bu iddiasının borca itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği ve yasal beş günlük sürede mahkemede ileri sürülmesi gerekirken süresinde mahkemeye başvurulmadığı, Manisa 4....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/756 KARAR NO : 2023/744 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞARKIŞLA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2022 NUMARASI : 2022/36 ESAS 2022/51 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ''...Borçlu hakkında Şarkışla İcra Müdürlüğünün 2018/863 esas sayılı takip dosyasıyla başlatmış oldukları icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlu vekilinin tüm borca itiraz ettiğini, ancak itiraz edildiğine dair müvekkiline tebligat yapılmadığını, bu nedenle dava açmaları için zamanaşımı sürelerinin durduğunu, borçlunun borca itirazlarının yerinde olmadığını, takibe dayanak imzası ikrar...
İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....
Borçlunun borca sair itirazlarının incelenmesinde, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nın 14/3/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/6/2001 tarih, 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir....