İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, şikayetin reddine dair verilen 12.04.2021 tarihli kararın Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılmasının ardından yapılan yargılama neticesinde, yaptırılan kolluk araştırmasında borçlunun tebligat adresini faal olarak kullandığının, 13.04.2021 tarihine kadar bazı günler ofisin kapalı olduğu ancak çoğunlukla aktif olduğunun tespit edildiği, bu durumda tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 22.03.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiş ancak öğrenme tarihine göre süresinde borca itiraz edilmediği gerekçesi ile hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. B....
/01/2022 tarihinde açıldığı görüldüğünden mahkemece davacı borçluların yetkiye ve borca itirazları ile senedin kambiyo vasfında olmadığına ilişkin şikayetlerinin süreden reddine karar verilmesi yerinde olup, hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2021/456 ESAS - 2022/88 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 11.İcra Müdürlüğü'nün 2021/4690 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği, müvekkilinin takipten 02.04.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Eskişehir İcra Müdürlüğü olduğunu, borca da itiraz ettiğini, davacının tacir değil tüketici olduğunu, tüketicinin yapmış bulunduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde...
İcra Hukuk Mahkemesi'nce sadece kıymet takdirine itiraz yönünden yetkisizlik kararı verilmiş olup, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nce yetkisizlik kararı verilen konu (kıymet takdirine itiraz) dışına çıkılarak başka bir konuda da (meskeniyet şikayeti hakkında da) hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi, usul ve yasaya da aykırıdır. O halde mahkemece, sadece kıymet takdirine itirazla ilgili karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yetkisizlik kararının kapsamı dışında kalan meskeniyet şikayeti hakkında da hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin icra kasasında olmadığı ve ödeme emrinin usulüne uygun tanzim edilmediği nedenleriyle ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetle birlikte borca ve takibe de itiraz ettiği, mahkemece, itirazın ve şikayetin HMK'nun 114/1-ı ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun, daha önce, takip dayanağı senet aslının icra dosyasına sunulmadığına ilişkin şikayeti üzerine, .......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı borçlular aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve borca itiraz istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği iddia edilmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda sadece borca itiraz yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
, çekte ciro silsilesinin kopuk olduğunu, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlu aleyhine 26.03.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği ve infazına başlandığı, 27.03.2014 tarihinde esas takibe geçildiği, borçlu tarafından borcun 28.03.2014 tarihinde ödendiği, 01.04.2014 tarihinde örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun 03.04.2014 tarihinde yasal sürede icra mahkemesinde itiraz ve şikayet sebeplerini ileri sürdüğü görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) O halde mahkemece, borçlunun borca itirazının ve şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile "konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
borca itirazın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapıldığında; İİK'nun 65. maddesine göre borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevrilme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceğinin öngörüldüğü, aynı maddenin 2. fıkrasında ise borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir deliller ile birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye mecbur olduğu düzenlenmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde herhangi bir mani sebebi ortaya konulmadığı gibi buna ilişkin delillerin de gösterilmediği, bu şekilde gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, gecikmiş itirazın reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken itirazın borca itiraz olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, imzaya, borca itiraz ile senedin vasfına ve alacaklının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayete ilişkin dava süresi İİK'nın 168, 169,170 ve 170/a maddeleri uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün, takibe dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali şikayeti ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün, alacaklının aynı alacağa yönelik olarak menkul, gayrımenkul rehnine dayalı mükerrer takip şikayeti ise İİK 45. maddesi uyarınca kamu düzeninden olması nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Davacılar ödeme emrine yönelik şikayeti 7 günlük yasal süresi içerisinde ileri sürmüştür....