Uyuşmazlığın, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine dayalı tebliğ usulsüzlüğü şikayeti ile İİK'nun 82. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ve borca itiraza ilişkin olduğu görüldü. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; davalı alacaklı Denizbank AŞ tarafından davacı borçlu T1 ile dava dışı borçlular aleyhine 10/01/2022 tarihinde ilamsız takibe geçildiği, borçlu adına Kemalpaşa Mah. Karacalar Sok....
O halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayeti dışında kalan borca itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden sadece usulsüz tebligat şikayetinin irdelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz Sebepleri Borçlu temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ilamsız takipte, ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ve mükerrer takip yapıldığı iddiasına dayalı borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16., 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 12.,13., 21., 35. maddesi ve sair ilgili yasal mevzuat 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2022/37 ESAS 2022/177 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/41209 esas sayılı dosyasından yapılan usulsüz tebligat nedeniyle müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olduğu 27/10/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili icra dairesi olan Develi İcra Dairesine gönderilmesine, borca itiraz ettiklerini, senette tahribata itiraz ettiklerini, itiraz ettikleri kambiyo senedinden doğan ana para, faiz, vekalet ücreti, masraf, harç ve diğer alacak türlerine itiraz ederek söz konusu itirazlarının kabulü ile müvekkili aleyhine haksız...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, zaman aşımı itirazı ve borca itiraz istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca faize ve ferilere ve zaman aşımına itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....
Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından mükerrer takip şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunulduğu, ayrıca sözleşme gereğince davacının borçlu bulunmadığının ileri sürüldüğü, bu itirazların niteliği itibariyle borca itiraz mahiyetinde olduğu, takibin ilamsız takip olduğu göz önüne alındığında, takibin şekline göre uygulanması gereken İİK 62/1 maddesi gereğince borca itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerekip, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf her iki müvekkil açısından icra emrinin tebliğ tarihini 10/10/2019 olduğunu bildirerek borca itirazda bulunmuş ise de, kanunda belirtilen 5 ve 7 günlük şikayet ve borca itiraz sürelerinin dava açılış tarihi olan 06/11/2019 tarihi itibariyle geçmiş olduğu anlaşılmakla, davanın süre aşımı nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Ancak borçlular tarafından hesap kat ihtarnamesine sekiz günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiğinden krediyi kullandıran taraf (alacaklı) alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, borçluların şikayeti reddedilir. Borçlular tarafından yasal sekiz günlük süre içinde ihtarnameye karşı (borca) itiraz edildiğine göre, bu iddia üzerinde durularak, alacaklının 68/b maddesi çerçevesindeki belgelerle alacağını ispat edip edemediği hususu banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle değerlendirilerek, borç miktarı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...
İİK'nun 53/1 maddesinde "Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri kalır." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ilk derece mahkemesince, takibin İİK'nun 53.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmiş ise de, davacıların murisi Zafer YALÇIN'ın 08/06/2020 tarihinde öldüğü, ölüm tarihinin üzerinden 3 günlük takibin geri bırakılma süresinin ve 3 aylık mirası reddi süresinin geçmesinden sonra alacaklının 19/10/2020 tarihinde takibi başlattığı anlaşıldığından takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....