Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılamada 15/04/2021 tarihli kararla, davanın kabulü ile takip dosyasında davacının emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı davalı tarafça davacının dava dilekçesinde ve devamındaki beyan dilekçesinde açıkça borca itiraz ettiği, kambiyo senedindeki imzaya itiraz etmediği, ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra icra müdürlüğüne giderek emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verdiği, davacının borca itirazının değerlendirilmesi gerektiği, mahkeme tarafından taleplerin sınırı aşılarak muvafakatin iptaline karar verildiği, ayrıca muvafakatin de usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulduğu, Dairemizin 2021/2087 Esas, 2022/812 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesindeki anlatımdan, talep sonucundan ve davacı tarafça sunulan 01/03/2021 tarihli beyan dilekçesinden uyuşmazlığın, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz olduğunun kabulü gerektiği...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: ödeme emrinin borçluya 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 30.10.2020 tarihinde takibe konu bonodaki borca itiraz ettiği, borçlu vekilinin 25.11.2020 tarihinde ıslah dilekçesi vererek imza itirazında bulunduğu, imzaya itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin karşılıklı edimleri içermesi karşısında davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, borçlunun borca itirazını ispatlamak için yazılı belge sunmadığı gerekçesiyle davacının borca itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

ferileri ödemeden borca itiraz ettiğini, itirazların yerinde olmadığını belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı vekili borçlu şirket temsilcisi olduğunu iddia eden Rahmi Hamurcu'nun 10.06.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz eden borçlu şirket temsilcisinin şirketi temsile yetkisi olmadığını, ancak ... 7.İcra Müdürlüğü'nce 15.06.2015 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu kararın yasaya uygun olmadığını, itirazın yetkisiz kişilerce yapıldığını ve yerinde olmadığını, borca itiraz süresinin de geçtiğini ileri sürerek, İcra Müdürlüğü'nün durdurma kararının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı taraf her ne kadar icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazının kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip dayanağının taraflar arasında imzalanan sözleşme olduğu, sözleşmede herhangi bir kira bedeli talep edilmeyeceği belirtilmiş olup, davacının ileri sürmüş olduğu iddiaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İtiraz dilekçesi ile ileri sürülmeyen husus istinaf başvurusunda değerlendirilemez. İtiraz dilekçesinde tebligat usulsüzlüğü ileri sürülmediği takdirde mahkemece bu husus re'sen değerlendirilemez. Somut olayda, İcra Mahkemesince borca itirazın süresinde yapılmadığından bahisle itirazın reddine karar verildiği, borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürmediği tebligat usulsüzlüğünü ileri sürerek istinaf yoluna başvurduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabul edilerek işin esasının incelenmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, ilk derece mahkesince bu kez itirazın esastan incelenerek reddedildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...borca itiraz etmemiş, davalı Borçlu ... nun ise borca itiraz etmesi nedeniyle, davacı alacaklı sadece itiraz eden borçlu ... hakkında itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Kira sözleşmesinde birden fazla kiracı olması halinde tahliye istemi bölünemeyeceğinden ve kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan tahliyeye yönelik takibin ve takip neticesinde tahliye isteminin her iki kiracıya birlikte yöneltilmesi gerekmektedir. Takibe konu kira sözleşmesinde, kiracılar .... ve ... olup her ikisi hakkında icra takibi yapılmış ise de, sadece kiracı ... hakkında tahliye talep edilmiş, Borca itiraz etmeyen diğer kiracı Cannur Solum'un tahliyesi talep edilmemiştir. Bu durumda tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

        Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder" hükmü yer almaktadır.Somut olayda, borçlu vekili İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğini taşıyan nedenlere dayalı olarak da icra mahkemesine başvurduğuna göre, bu konudaki itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....

          Davalı borçlu 14.11.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, kiralarını banka şubesine yatırdığını bildirerek borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Yani davalı borçlu takibe karşı itirazında, davacı alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. İ.İ.K.'nun 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. İİK.'nun 63. maddesine göre de davalı borçlu itiraz sebeplerini değiştiremez genişletemez. Davalı borçlu az önce değinildiği gibi itirazında kiracılık ilişkisini inkar etmeyip, borca itirazda bulunduğundan kira ilişkisinin ve borç miktarının kesinleştiğinin kabulü zorunludur....

            Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.” hükmü ile aynı yasanın 19/3. maddesinde “Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; örnek 10 ödeme emrini itiraz ve şikayette bulunan borçlu ...'ye 10.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin ise yasal 5 günlük süreyi takip eden hafta sonu tatiline müteakip 17.03.2014 tarihinde ... İcra Hukuk Mahkemesi'nden 2014/180 Muhabere kaydı ile yapıldığı ve yasal süresi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borca itiraz ve şikayet nedenlerinin esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'...

              İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...

              UYAP Entegrasyonu