Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulsüz tebligata yönelik şikayet süresinin 7 gün olduğunu, imzaya itiraz süresinin de 5 gün olduğunu, yasal süresi içerisinde davacı tarafından şikayet yoluna başvurulmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına yetkisiz kişiler tarafından keşide edilen çekin İstanbul 25.İcra Müdürlüğü 2018/35915 Esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmesi üzerine İstanbul 26.İcra Hukuk Mahkemesinde imzaya itiraz ve takibin iptali talepli davayı açtığını, imzaya itirazlarının bu davada kabul edildiğini, ancak kararın dava tarihinden bir sene sonra verildiğini, bu süre içinde alacaklı tarafından davacı adına kayıtlı tüm taşınır ve taşınmazlar üzerine haciz tesis edildiğini, davacıya ait tüm taşınır ve taşınmazlar üzerindeki hacizlerin fekkine karar verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde takip dosyasından konulan davacı adına kayıtlı tüm taşınır ve taşınmaz malların değerlerinin tespitiyle alacak tutarını aşan taşkın haciz niteliğindeki hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "......

yer alan imzanın sahte olduğu, ortada bir borç olmadığı, senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı açıkça ortada olduğunu, söz konusu sahte senedin zamanaşımı süresinin dolmasına 2 gün kala takibe konulduğunu, senedin ticari hayatta kullanılan maktu senetlerden olmadığı, muris vefat ettikten sonra bu alacağın mirasçılara karşı hiç öne sürülmeden, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra icra takibinin başlatıldığını, tüm bunların müvekkilini miras payından mahrum etmek için yapıldığının ifade edildiğini, bu ifadeler ile dava dilekçesinde açıkça imzaya itirazın yanı sıra borca da itiraz edildiğini, hem dava dilekçesinde yer alan ifadeler hem de bilirkişi raporuna karşı beyanlarının da dava konusu senedin sahte olduğu, ceza davasının görülmekte olduğu ifade edildiğini, tüm bu hususlar imzaya itirazın yanı sıra borca itiraz niteliğinde olduğunu ancak mahkemece yalnızca imzaya itiraz yönünden bir inceleme yapıldığını, borca itiraz yönünden bit hüküm kurulmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme...

Sayılı dosyasında menfi tespit davası ikame edildiğini, ayrıca müvekkili tarafından 21.09.2021 tarihinde hem imzaya hem de imzanın sahte olması gerekçesiyle borca itiraz konulu İstanbul 16....

Dava İİK'nun 170. maddesinde düzenlenen İmzaya İtiraz davası olup; HSK'nun iş bölümü kararının 12. Hukuk Dairesinin iş bölümünü belirleyen kısmının 1. maddesinde "2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan icra ve iflas takiplerinden kaynaklanan şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında İcra Mahkemelerince verilen hüküm ve kararlar " hakkındaki istinaf incelemesinde 12. Hukuk Dairesinin görevli olduğu belirtilmiştir. Bu durumda eldeki davada istinaf incelemesinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği gerektiği anlaşıldığından talep hususunda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf incelemesinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12....

Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nun 776/f maddesinde; bonoda düzenleme yerinin yazılı olması gerektiği, aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun düzenleyenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı bonoda tanzim yeri gösterilmediği gibi, tanzim edenin adı ve soyadı yanındaki adreste de idari birim yazılı değildir....

    İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verebilir. O halde, takip dayanağı senet kambiyo senedi vasfını taşımadığından, icra mahkemesince öncelikle İİK'nun 170/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, borçlunun imzaya itirazının incelenerek, takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru değil ise de; temyiz edenin sıfatı nazara alınarak, aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamış, kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

      DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-alacaklı tarafından müvekkili aleyhinde toplam 12.784,59 TL bedelli 22/10/2018 tanzim, 07/01/2019 vade tarihli, 07/01/2019 faiz başlangıç tarihli, 12.500,00 TL'lik bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, ödeme emrinin 15/02/2019 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini işbu takipteki imzaya ve borca itiraz ettiklerini, İİK'nun 170. maddesinde aynen; "Borçlu,168 inci maddenin 4 numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir..." denildiğini, bu sebeple müvekkiline ait olmayan takibe dayanak iş bu senetteki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini,müvekkili şirketin temsilcisi olan Faruk Daştan'a ait olmadığını, müvekkili şirketin temsilcisinin imzalamadığı senet...

      Şikayet ve itiraz tarihi olan 06.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı, yukarıda tarihi belirtilen temlik gereği artık ...'tır. Davalı olarak gösterilen ...'ın 05.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı sıfatı kalmadığından sıfat yokluğu (aktif husumet ehliyeti olmadığından) hakkındaki usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının reddi yerine adı geçen yönünden şikayet ve itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına (iptaline) ve ... aleyhine %20 orandan tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesi doğru değildir. O halde mahkemece; temlik veren ... hakkında istemin pasif husumetten reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 2- Temlik alacaklısı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yukarıda da belirtildiği gibi temyiz incelemesine konu şikayet ve itiraz yönünden ilgili ve yasal hasım, alacaklı sıfatını Noter temliknamesi ile kazanan ...'tır. Hal böyle olunca, mahkemece alacaklı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 12/01/2016 tarih, 2015/23418 Esas - 2016/413 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme talepleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda imzaya itiraz ederek takibin iptalini istediği mahkemece imzaya itirazın esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyizi ile Dairemizce mahkeme kararının onandığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nun 808/1. maddesine...

          UYAP Entegrasyonu