Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Mahkemece, 3095 sayılı Yasa'nın 2/2 maddesi gereği 12.09.2011 takip tarihinden, 04.02.2014 şikayet tarihine kadar işlemiş faiz miktarı hesaplanarak dosya borcunun 2.864.923,30 TL olduğuna karar verilmiş; hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde; takibe konu ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararda, ''Davanın kısmen kabulü ile......avans faiziyle davalıdan tahsiline..... '' şeklinde hüküm kurulduğu ve borçlu vekili tarafından takip öncesi işlemiş faizin de şikayet konusu edildiği, ancak takip tarihinden şikayet tarihine kadar olan dönem için faiz hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır....
Şikayet olunan ... vekili, şikayetçinin haczinin müvekkilinin haczinden sonra olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan ... ve ... vekilleri, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet edilen ...'ın alacağının ilama dayandığı, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 69. maddesine göre, bedeli paylaşıma konu mal üzerine birden çok amme alacağından dolayı haciz konulması halinde haciz tarihinin gözönüne alınması gerektiği, buna göre vergi dairesinin haczinin daha önce olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmştir....
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın şikayet edilen yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Şikayetçiler vekili, şikayet dışı borçlu aleyhine yapmış oldukları tazminat istemine konu ilamlı icra takibi yaptıklarını, ilama konu davaların şikayet olunanın davasından önce açılmış olduğunu, borçluya ait bağımsız bölümlerin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde müvekkillerinin takip dosyalarının da İcra ve İflas Kanunu'nun 100/2 nci maddesinde düzenlenen belgelere dayalı olmasına rağmen, dağıtımın garameten yapılmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Şikayet olunan ... ise 21.04.2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatmış ve borçluya ait taşınmaz 28.04.2009 tarihinde haczolunmuştur. Şikayetçinin ayakta olan haczi ise 29.04.2010 tarihlidir. Borçluya ait taşınmaz, şikayet olunanın dosyasından 04.03.2011 tarihinde satılmış ve aynı dosyada düzenlenen 01.04.2011 tarihli derece kararı ile satış bedeli paylaştırılmıştır. Satış bedeli, kesin haciz tarihi daha önce olduğu için ilk sırada yer verilen şikayet olunan alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğinden, şikayetçinin alacağı için pay ayrılmamıştır. Ancak, İİK'nun 100.maddesinin ilk fıkrasının 1. bendine göre, ilk haciz ilamsız takibe müstenitse takip tarihinden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama dayanan alacaklı hacze iştirak edebilir. Şikayet olunanın alacağı ilama dayalı değildir. Şikayetçinin takibi ise, şikayet olunanın takibinden önce açılan dava sonucu alınmış ilama dayanmaktadır....
(HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece ıslah müessesesinin şikayet hakkında uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Borçlunun, faiz hesabına ilişkin şikayeti ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). 6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi ile düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de gözönünde bulundurulduğunda, süresiz şikayet hallerinde yargılama sırasında ileri sürülen şikayet nedenlerinin de incelenip karara bağlanması gerektiği kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece, borçlunun yargılama sırasında ileri sürdüğü şikayet nedenleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayet eden ... takibe konu ilama göre borçlu olmadığını ilam alacaklısının 2008 yılında apartmandan ayrıldığını, kendisinin ise 2009 yılında taşınmazı satın aldığını beyanla İcra Müdürlüğü'nce gönderilen borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece muhtıranın miktar yönünden iptaline karar verilmiş; hüküm, şikayet eden tarafından temyiz edilmiştir. ... 27....