Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçlu aleyhine başlattığı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrinin 03.07.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtiyati haczin 02.07.2012 tarihinde, borçlunun ...’dan olan alacağına haczin ise 04.07.2012 tarihinde konduğunu, takibin 09.07.2012 tarihinde kesinleştiğini, bu duruma rağmen düzenlenen sıra cetvelinde şikayetçi takibi yanlış tarihte kesinleştirilerek, anılan kurumdan gelen paranın garameten paylaştırılması suretiyle şikayet olunana da pay ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan, şikayetin reddini istemiştir....
- K A R A R - Şikayet eden vekili, 12.1.2007 tarihinde ihtiyati haciz kararına istinaden Tesco Kipa A.Ş nezdinde bulunan borçlu alacağına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilerek haciz yapıldığını, şikayet edilenin ise 15.1.2007 tarihinde Alo Post yöntemiyle haciz ihbarnamesi gönderdiğini, Alo Post yöntemiyle yapılan tebligatların geçersiz olduğunu, bu nedenle ilk haczin müvekkiline ait olması nedeniyle sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Mahkemece, İİK.nun 100.maddesindeki koşullar oluşmadığından ihtiyati haczin şikayet edilenin kesin haczine iştirak edemeyeceği ve önceliği olamayacağı, Alo Post yönteminin PTT tarafından yapılan bir tebligat türü olduğu ve geçerli olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir....
Bu ihtiyati hacze daha önce itiraz edilmediğine göre usulsüz ihtiyati haczin kaldırılması talebi yerindedir. Ancak mahkeme kararında hiçbir gerekçe bulunmadığından talebin neden reddedildiği anlaşılamamaktadır. Aynı dilekçede alacağın muaccel olmadığı ileri sürülmüştür. Alacağın muaccel olmaması halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olmadığından bu konuda ileri sürülen ihtiyati haczin kaldırılması talebi de incelenmelidir. Anayasanın 141. maddesine ve 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine göre mahkemeleri her türlü kararlarının gerekçeli olması gerekir. Kararın gerekçesiz olması açık kanun hükmüne aykırı olup hakimin sorumluluğunu gerektirebilir. (HMK m.46) Mahkemece dava görülürken elde edilen delillere göre ihtiyati haczin kaldırılması talebi ihtiyati hacze itiraz niteliğindedir. Bu nedenle temyizi kabildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İİK 266 maddesi uyarınca ihtiyati haczin kaldırılması için huzurdaki davayı dermeyan ettiğini, "Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer."...
Sayılı dosyadan konulan haczin düştüğünün bildirildiği, ipoteğin paraya çevrildiği ve 234.191,16 TL nin arttığı , böylece taşınmaz üzerinde sadece tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere konulan ihtiyati haczin kaldığı görülmüştür. Bu durumda, şikayet konusuz kalmasaydı tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz konulduğundan ihtiyati haciz tutarı olan 100.000,00 TL'yi aşan kısmın borçluya ödenmesine karar verilmesi gerekirdi.Tasarrufun iptali davasında dava değerinin değişme ihtimalinin olması yine anılan davanın muhtemelen ıslah edilebilecek olması şikayetin reddine gerekçe yapılamaz. Şikayet tarihindeki somut durum göz önünde tutulur. Dolayısıyla ,dava tarihi itibarıyla şikayetçi haklıdır....
bulunan şikayet olunanın haczinin ayakta olduğu anlaşılmıştır....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin dava dışı borçlu hakkında icra takipleri yaptığını, borçluya ait menkul mallar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, .... 19. İcra Müdürlüğü'nün 2011/15250 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, satış bedelinin şikayet olunanlar arasında garameten paylaştırıldığını, müvekkilinin hacizlerinin şikayet olunanların hacizlerinden daha önce kesinleştiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, ilk kesin haczin müvekkillerine ait dosyalardan konulduğunu, şikayetçinin takiplerinin İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelerden birine dayalı olmadığını, sıra cetvelinin doğru olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Şikayet olunan, yanıt vermemiştir. İcra Mahkemesi'nce, dosya kapsamına göre, şikâyet olunanın dosyasındaki haczin 11.12.2007 günü konulduğu ve satış talebi üzerine haczin ayakta bulunduğu, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasında ise bazı bağımsız bölümler üzerine 11.7.2007, bazıları üzerine 24.8.2008 günü haciz konulduğu, icra dosyasında bulunan Ereğli Tapu Sicil Müdürlüğü’nün cevabının 11.7.2007 tarihinde düzenlendiği ve şikâyet olunanın dosyasındaki haczin önceki tarihli olduğu gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikâyetçi vekili temyiz etmiştir....
artık ihtiyati haczi kesin hacze dönüştürme imkanı bulunmadığını, fiilen ve hukuken ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Uyuşmazlık, ihtiyati haczin hükümsüz kalması nedeni ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin şikayet niteliğindedir. Karabük 1. İcra Dairesinin 2013/281 esas sayılı takip dosyasında, alacaklı T3 tarafından, borçlu T1 hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip öncesinde, Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/5 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı gereğince borçlunun mal varlığı üzerine ihtiyati haciz kaydı işlendiği, takip dayanağının 15/03/2007 tanzim tarihli borç senedi 200.000,00 TL bedelli bono olduğu görülmüştür....