Alacaklı bu müddetleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir. Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder. Şikayetçi her ne kadar şikayet dilekçesinde borçlunun itirazının tarafına tebliğ edilmediği, İİK 264/2 maddesi gereğince ve 67/1 maddesi gereğince tebliğ olunmadığını beyan etmiş de borçlunun itirazı üzerine Trabzon 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi ASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA ŞİKAYETÇİ : .... Vek. Av. ... ASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA ŞİKAYET OLUNAN : .. ASIL DOSYADA ŞİKAYET OLUNAN .... Taraflar arasında görülen icra memur muamelesini şikayete ilişkin asıl, sıra cetveline şikayete ilişkin birleşen dosyada yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 17.12.2014 gün ve ....Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi birleşen dosyada şikayet olunan vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Asıl dosyada şikayetçi vekili, borçlu .... hakkında yaptıkları icra takibinin 17.06.2013 tarihinde kesinleştiğini, borçlu şirketin üçüncü kişi olan ...'...
Ancak, şikayetçi borçlunun istinaf kanun yoluna müracaat etmemesi nedeniyle şikayet edilen alacaklı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın korunması gerekir. İcra emrine yönelik şikayetin dayanağı İİK'nun 16. maddesi olduğundan borçlunun icra mahkemesinde şikayet davası açabilmesi için icra emrinin tebliğ edilmesi gerekmez. Şikayetin, usulsüz işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmış olması yeterlidir. Şikayet edilen alacaklı vekili istinaf dilekçesinde, faizde hata yapılması ve dayanak ilama göre borçlu vekili olmayan kişiye icra emri gönderilmesi nedeniyle ilamdan kaynaklanan alacak hakkı saklı kalmak kaydıyla icra takip hakkından feragat ettiklerini beyan ederek borçlunun şikayetinde haklı olduğunu açıkça kabul etmiştir. Bu nedenle, mahkemece yapılan yargılamada, şikayet edilen alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması isabetli olmuştur....
İİK'nın 62. maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecbur" olduğu belirtilmiştir. İİK'nın 66. maddesine göre müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takibin durması üzerine alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali yönünde bir karar getirmedikçe takibe devam olunamaz....
Borçlunun, takip talebinde istenen işlemiş faiz miktarına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tâbi olup bu husustaki itirazını icra dairesine bildirmelidir. Borçlunun borca itirazlarını icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi, fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmaz. 2004 sayılı İİK'nun 58. maddesi uyarınca, alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi mecburidir. Yine aynı Kanunun 61/1 maddesine göre takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır. Buna göre borçlu takibe dayanak yapılan belgelerin eklenmemesi nedeni ile İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet yolu ile ödeme emrinin iptalini talep edebilir....
Sayılı dava dosyası ile derdest olduğu gerekçesiyle usulden ret ettiğini ancak ilgili dosyanın; memur muamelesini şikayet dava türü olup bu davanın ise takibin iptali veya taliki davası olduğunu, İlgili icra dosyasının iptali ve tekrardan açılması gerektiğini çünkü asilin takip talebini ilamlı olarak kabul ettirip icra müdürüne imzalattığını devamında takibin ilamlı açıldığını ve başvurma harcı ve ilgili harçların ilamlı olarak hesaplandığını yani bu süreçte komple takibin iptal edilmesi ve tekrardan açılması gerektiğini bu sebeplerle İstinaf dilekçesinin kabulüne, Haksız olarak verilen 1070,00 TL lik vekalet ücretinin iptalini, her türlü mahkeme masrafı, avukatlık vekalet ücreti ve sair ücretlerin davalı üzerine bırakılmasını, mümkün ise ilgili İcra dosyasına tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 4. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3668 Esas sayılı dosyasında takibin iptali ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK....
Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de; Borçlu şikayetçi vekili şikayet dilekçesinin 6. paragrafında, asıl alacağa ilam kesinleştikten sonra % 16.80 oranında kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması yönündeki isteğin Kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Ne var ki, Mahkemece, anılan bu şikayet yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu sebeple, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verildiğini, taraflarınca icra dosyalarının zaman aşımına uğramış olması nedeniyle Gölcük İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/179 esas sayılı dosyası ile dava ikame edilmiş ise de, istinafa konu ettikleri dava ile söz konusu davanın konu bakımından farklılık arz ettiğini, zira istinafa konu edilen davanın memur muamelesi şikayet davası olduğunu, diğer davanın ise takibin taliki/iptali istemiyle ikame edildiğini, dava dilekçesi incelendiği takdirde Gölcük İcra Müdürlüğü'nün 2012/4564 esas sayılı dosyasının 12.01.2021 tarihli tensip tutanağının şikayet edildiğinin görüleceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; memur muamelesini şikayet dosyalarında, icra dosyalarının karşı tarafının davada da karşı taraf olarak gösterildiğini, uygulamada yerleşmiş görüşün de bu şekilde olduğunu, şikayetlerinin kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, 12/07/2021 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir. Şikayet İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette karşı tarafın usul hukuku anlamında, taraf niteliğine sahip olmaması nedeniyle şikayette, tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez....