nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre; icra emrine karşı itirazların icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, iddianın yukarıda özetlenen içeriği itibariyle; davacı/borçlunun borç miktarı ve faiz ile ferilerine ilişkin itirazı 7 günlük itiraz süresine tâbi olup, yukarıda açıklandığı şekilde 28/06/2018 tarihli icra emri tebligatı, bu tebligata karşı süresinde şikayet yoluna başvurulmadığından, kesinleşmiş olduğuna göre, davacının borca, faize ve ferilerine itiraza dayalı olarak 06/05/2019 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun da, yasal yedi günlük süre geçirildikten sonra olduğu açıktır. Açıklanan bu nedenlerle; davacı tarafın tüm itiraz ve şikayetlerinin reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Ödeme emri davacı borçluya 26.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmiş, davacı yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiş, davacı 30.03.2022 tarihinde şikayet yoluyla takibin iptalini istemiştir. Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir....
İcra Müdürlüğünün 2021/35902 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline 18/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde 20/05/2022 tarihinde borca itiraz edildiğini, borca itiraz dilekçesi hazırlanmasına rağmen sehven icra müdürlüğüne müvekkiline ait başka bir dilekçe gönderildiğini, Uyap ekranındaki açıklama kısmına vekalet ibrazı ve borca itiraz talebi şeklinde şerh düşüldüğünü, bu ibareden de maksadın borca itiraz edilmesi olduğunun anlaşıldığını, bir başka dosyadaki işlem nedeniyle 13/06/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi dikkate alınmadığı gibi vekillik kaydının da yapılmadığının öğrenildiğini, aynı tarihte durumun düzeltilmesi talepli ekinde Uyap sisteminde ilk dilekçenin açıklama kısmını gösterir ekran görüntüsü bulunan dilekçe sunulduğunu, icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, icra müdürlüğünce yasal süresi içerisinde vekillik kaydı yapılarak borca itirazın reddi yönünde bir karar verilmiş olsaydı bu durum fark edilerek...
Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yada şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12- 177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Borçlunun dava tarihinden sonra, davadan açıkça vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz. Davacı borçluların 13/09/2022 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise dava tarihinden sonra 12/10/2022 tarihinde ödendiği görülmektedir. İtiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp dosya borcunun ödenerek, icra dosyasının infaz edilmiş olması borçluların icra mahkemesi nezdindeki borca itiraz ve şikayetinin incelenmesine engel teşkil etmez....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacı-borçluya 17/09/2020 tarihinde usulune uygun şekilde tebliğ edildiğini, itiraz süresinin geçtiğini, tebliğ memurunun, mazbatanın üzerine tarih düşerken tebliğ alan kişinin bilgileri doğrultusunda mazbataya isim- soyisim ve çalışan bilgilerini girdiğini, tebligatın, borçlu tarafın tebliğ adresine yapıldığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, çekin karşılıksız çıkması durumunda icra ve ceza sorumluluğunun çekin verildiği tarihteki şirket yetkilisinde olduğunu belirterek, borca ve imzaya itirazın reddine, itiraz edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının davasının süre nedeniyle reddine, davalının icra inkar tazminatı ve para cezası taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...
DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından dava dışı Paşalı Ltd Şti aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava dışı 3. kişi Doğan Oral'a İİK 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, itiraz etmediği için dosyaya borçlu olarak kaydedildiğini, Doğan Oral'a yapılan takibin sonsuz kalması nedeniyle eşi T3 İİK 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davalı tarafından 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinin ardından 28/01/2021 tarihinde itiraz edildiğini, müdürlükçe aynı tarihte verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, 89/2 haciz ihbarnamesinin icra müdür yardımcısı tarafından hazırlanarak görüldüsü yapılmak suretiyle davalıya tebliğ edildiğini, tebligatın memur tarafından hazırlanarak gönderildiğini, tebligatın gönderilmiş olmasının memur tarafından taleplerinin görüldüğü ve uygun olduğu anlamına geldiğini, davalının tebligatlardan haberdar olmasına rağmen...
İcra Müdürlüğünün 2019/201 Esas sayılı takip dosyasına ilişkin olarak, borçlu Şenol Gıda San. A.Ş. tarafından borca itiraz istemiyle açılan Nazilli İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/34 Esas sayılı dava dosyasında, 15/02/2019 tarihli tensip tutanağının 9 nolu ara kararı uyarınca borçlu şirketin tedbir talebinin kabulü ile takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve 18/02/2019 tarihinde takibin durdurulduğu tartışmasızdır. Dava konusu icra takibinde ödeme emri davalıya 25/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından süresinde yapılan herhangi bir itiraz veya şikayet olmadığı gibi, takibin tedbiren durdurulmasına ilişkin kararın dava dışı borçlu şirket hakkında verildiği, Nazilli İcra Hukuk Mahkemesinin 17/09/2019 tarihli 2019/34 Esas 2019/194 Karar sayılı kararı ile borçlu şirketin borca itirazının kabulü ile borçlu şirket hakkındaki icra takibinin İİK'nın 169/a-5 maddesi uyarınca durdurulduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet (icra memur muamelesi) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı ... tarafından borçlular hakkında İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2011/4877 sayılı dosyası ise, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapıldığı anlaşılmıştır. İİK.nun 150/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 62. maddesine göre “itiraz etmek isteyen borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazını İcra Dairesine bildirmeye mecburdur.”...
Uyuşmazlığı; memur muamelesini şikayete ilişkin olduğu görüldü. İİK.nın 62.maddesinde "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (Değişik ikinci cümle: 17/7/2003- 4949/13 md.) İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur. Takibe itiraz edildiği, 59 uncu maddeye göre alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya tebliğ edilir. Borçlu veya vekili, dava ve takip işlemlerine esas olmak üzere borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorundadır....