Şikayete konu edilen temerrüt faizi alacağı ve BSMV alacağı yönünden icra emrinin iptalinin istenildiği, İcra Mahkemesi'nce temerrüt faizi ve BSMV alacağı istenemeyeceği kabul edilmiştir. Bu durumda İİK'nun 17. maddesi gereğince bu kalem alacaklar çıkarılmak suretiyle icra emrinin düzeltilmesine karar verilmek gerekirken icra emrinin tümden iptali doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2021/69 2021/132 DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18.02.2021 tarih 2021/69 esas 2021/132 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2016/5849 E sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, dosyanın işlemden kaldırıldığını, sonrasında yenilenerek 2017/3504 esas numarasını aldığını, yenilemeden sonra müvekkiline icra emri tebliğ edilmediğini, icra emrinin tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin taleplerinin ipotek takibinde icra emri gönderilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu kararı şikayet ettiklerini, Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/271- 345 esas ve karar sayılı ilamıyla şikayetin reddine karar verildiğini, kararı istinaf ettiklerini, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı, kira alacağına dayanarak başlattığı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait ilamsız takipte; örnek 13 ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal süresi içerisinde icra dairesine yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, borçlunun ayrıca ''ödeme emrinin iptali şikayeti'' ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun isteminin ''ödeme emrine itiraz'' olarak değerlendirilerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; vekille takip edilen işlerde tebligatın asile değil vekile yapılması gerektiğini, icra emrinin borçlu asile tebliğ edildiğini ileri sürerek, usulsüz tebliğ işleminin ve icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, icra emrinin iptali talebinin reddine, icra emrinin tebliğ tarihinin 26.01.2021 günü olarak kabulüne karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, dayanak ilamda borçlunun vekil ile temsil edildiği, borçlu vekilince takip dosyasına yapılmış herhangi bir itiraz beyanının bulunmadığı görülmüştür. Yukarıda açıklanan maddeler gereğince, vekil tarafından takip edilen işlerde icra emrinin vekile tebliği gerekir ve icra emrine muttali olunması tebliğ yerine geçmez.(Yargıtay 12....
Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceğini değerlendirerek bir karar vermesi gerekir. Somut olayda şikayet tarihinde, icra takip dosyasında şikayetçiye tebliğ edilmiş bir icra emrinin bulunmadığı görülmüştür. Şikayetçinin talebi de icra kefaletinin iptaline ilişkindir. Bu durumda, şikayetçinin, şikayet hakkı doğmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2019/11580 Esas sayılı dosyasıyla, davacıların takip konusu alacağa ilişkin sözleşmede kefil olmaları nedeniyle takip başlatıldığını, ancak el yazısı ile sorumlu olunan miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefalet beyanının yazılmaması nedeniyle kefalet akdinin hükümsüz olduğunu, icra mahkemesinin bu hususu resen gözetmesi gerektiğini, ödeme emri ekinde dayanak belgenin tebliğ edilmediğini, ödeme emrinde alacaklının iban numarasının bulunmadığını, ödeme emrine el yazısıyla eklemeler yapıldığını, bu eklemelerin paraflanmadığını, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüz olduğunu bildirerek kefalet akdinin geçersizliği nedeniyle takibin iptaline, bu mümkün görülmezse dayanak belgenin tebliğ edilmemesi, alacaklının iban numarasının bulunmaması ve el yazısıyla eklemeler yapılması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, ödeme emrinin iptali istemi kabul görmezse ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 09/06/2020 olarak kabulüne karar...
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin kabulü ile 27/10/2020 tarihli icra müdürlüğü kararı gereği davacı vekiline 02/11/2020 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin davacı borçlu hakkında iptaline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/949 esas sayılı dosyasında verilen icra emrinin iptali kararının kesinleşmesi üzerine ipotekli taşınmaz maliki şikayetçi tarafa İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca yeniden usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmiş olduğundan icra emri gönderilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, davalının haksız ve hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra takibi uzunca bir süre önce sona ermiş olup cebri icra tehdidi altında zorunlu olarak yapılan bir ödemenin şikayet konusu yapılması gibi bir durum söz konusu değildir. İcra emrinin ilama aykırı olduğu iddiasına dayalı şikayet her ne kadar süreye tabi olmasa da icra emrinin tebliğinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten ve paraların paylaştırılması aşaması da sonuçlanıp icra dosyası infaz edildikten sonra yapılması mümkün değildir. Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir (Bu yönde Yargıtay 12. HD'nin 03/03/2014 tarihli 2014/3357 E.-2014/5778 K. Sayılı ilamı: "Şikayet konusu işlem, süresiz şikayete tabidir. Ancak gerek süreli, gerek süresiz şikayet icra takibi sonuçlanıncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamaz." (Aynı yönde aynı dairenin 13/12/2013 tarihli 2013/28786 E. - 2013/39928 K.)" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2007/801 Esas-2008/30 Karar sayılı boşanma ilamı ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatmış olup, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda aynı icra dosyasından yapılan şikayet nedeniyle icra emrinin iptaline karar verildiği ve bu karar kesinleşmeden yeniden icra emri düzenlenmeyeceğini, haricen 50.000 TL ödeme yapıldığını, bu miktar ödeme ile faizine ve ayrıca nafaka alacağı için işletilen faize itiraz ettiğini açıklayarak icra emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece, icra mahkemesi kararlarının kesinleşmesine gerek olmadığından icra emrinin iptali talebinin reddine, diğer itirazlar hakkında ise kesinleşen 2012/40 Esas sayılı dosyada karar verildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasının görülebilmesi için; icra dosyasında borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilen bir ödeme emrinin bulunması ve borçlu tarafından yasal süresi içerisinde takibe itiraz edilmesi ve bu nedenle durdurulan bir icra takibinin varlığı zorunlu olup, bu husus HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartıdır. Başka bir anlatımla ortada borçluya tebliğ edilen bir ödeme emri ile birlikte süresi içerisinde yapılan bir itiraz bulunmadığı hallerde itirazın iptali davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. İİK 60.maddesi uyarınca icra takip dosyasında ödeme emrini usulüne uygun olarak düzenlemek ve borçluya tebliğe çıkarmak icra müdürlüğünün görevleri arasında olmasına göre, bu işlemin yasaya uygun olarak yerine getirilmemesi durumunda İİK16. maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine memur muamelesini şikayet yoluna başvurulabilir. Memur muamelesini şikayet bir dava değildir....