Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca, zamanaşımının on yıl olduğunun ve zamanaşımı süresinin dolmadığının tespiti ile ... Hukuk Mahkemesin ... E. sayılı ilamı ile verilen icranın geri bırakılması kararının kaldırılması talebiyle ilgili davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK'nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/784 E. sayılı ilamı ile verilen icranın geri bırakılması kararının kaldırılması isteminde bulunduğu, mahkemece bononun 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve anılan sürenin dolduğu gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, davacı tarafça alacağın ilama dayalı olması nedeniyle 10 yıllık süreye tabi olması gerektiğinin savunulduğu, fakat takibin bonoya dayalı yapılması karşısında davacının temel ilişkiyi ileri sürerek dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, yine İİK'nin 33/a-2 maddesi gereğince bonoya dayalı yapılan takipte zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının değerlendirilmesi gerektiği, icra dosyasında yenileme öncesindeki son işlem tarihinin 10/10/2012 olduğu, dosyanın 09/06/2016 tarihinde yenilendiği, bononun tanzim tarihi 25/03/2011 olup, tanzim itibariyle 6762 sayılı TTK'nın uygulanması gerektiği, takip konusu bononun anılan kanunun 690. maddesi göndermesiyle 661....

      Bu itibarla mahkemece şikayetin kabulü ile icra memurunun icranın iadesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile icra memurunun 08.10.2020 tarihli işleminin kaldırılmasına, icranın iadesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Erzincan 1....

      Öte yandan, mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece takibin iptal edilmesi de yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, borcun zamanaşımına yönelik icra kefillerinin taleplerinin reddine, asıl borçlunun talebinin ise kabulü ile icranın asıl borçlu yönünden geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ..., ... ve ...'...

        Ve T2 yönelik icra takibinde İİK 71/2 ve 33/a Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına" dair karar verildiği görülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki şikayet hukukuna ilişkin davada Geyve İcra Hukuk ve Sakarya 3.İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taşınmaz üzerine haciz konulmamasıyla ilgili icra işlemini şikayete ilişkindir. Sakarya 3. İcra Hukuk Mahkemesince, İİK'nın 360 maddesi gereğince istinabe olunan icra dairesinin tabi olduğu icra mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Geyve İcra Hukuk Mahkemesi ise; davacının talebinin İİK'nın 149/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması olduğu, haczin Sakarya İcra müdürlüğünce konulduğundan bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          İİK'nun 71/son maddesinde borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönem için takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürmesi halinde İİK'nun 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağını düzenlemekte olup, anılan maddenin 33/a 1. fıkrası uyarınca icranın geri bırakılması kararı verileceği öngörmektedir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediği başvuru tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği görülmektedir. Bu hale göre borçlunun zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesi öncesine ilişkin olup, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İcra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 24....

              Ancak, somut olayda, takibe dayanak ilam yönünden icranın geri bırakılması kararı almak üzere borçlulardan Sabahattin Uğur tarafından mehil vesikası alınmış olup, sadece bu borçlu için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/2026 Esas sayılı dosyası ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karar sadece teminatı yatıran ve icranın geri bırakılması talebinde bulunan Sebahattin Uğur yönünden sonuç doğuracak olup, teminat yatırmayan ve icranın geri bırakılması kararı verilmeyen takibin diğer borçluları yönünden haciz işlemlerinin uygulanmasına bir engel bulunmamaktadır. İİK’nun 40. maddesinin 1. ve 2. fıkrası "Bir ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur....

              Bu durumda, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, 10 yıllık alacak zamanaşımı süresi dolmamış ve 27.06.2002 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Sözkonusu davanın kesinleşme tarihi olan 27.09.2010'dan sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlular hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca, kefaletin sona ermesi ve kefilin borcundan kurtulmasına ilişkin BK.nun 598. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu yargılamayı gerektirip dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemez. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu