Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre beş günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesi gereğince herhangi bir süreye tabi olmayıp iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Somut olayda; örnek 10 nolu ödeme emri borçluya 03.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 16.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep etmiş olup, İİK'nun 71. maddesi uyarınca zamanaşımı itirazı süreye bağlı olmaksızın yapılabilir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 05.02.2008 tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal sürede itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, borçluların ise 13.01.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettikleri, mahkemece zamanaşımı yönünden yapılan incelemede borçluların bildirdiği 22/9/2008-25/03/2009 tarihleri arası ile sınırlı olmak üzere inceleme yapıldığı, takibin kesinleşmesinden itibaren şikayet tarihine kadar geçen süreler yönünden inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, her iki borçlu açısından takibin kesinleştiği tarihten itibaren şikayet tarihine kadar geçen sürede altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Sanığa yüklenen hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 01.11.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince sanık ... hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
yapılarak zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede sair şikayet nedenleri ile icra mahkemesine başvurduğu, ayrıca yargılama sırasında senet metninden anlaşılması mümkün olan zamanaşımı itirazını da ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istediği; İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı itirazı incelenmeksizin verilen kararın Dairemizce eksik inceleme nedeniyle bozulması üzerine, Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir...
, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın hırsızlık suçunu işlemek amacıyla, aynı zamanda apartman merdiven boşluğuna da izinsiz girmesi nedeniyle şikayet de bulunduğu için konut dokunulmazlığını bozma suçundan da zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. Sanığın tekerrüre esas hükümlülükleri bulunduğu halde TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması hususları, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 11.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takip sonrası zamanaşımı itirazı ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet olup,emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Somut olayda borçlu, şikayet dilekçesinde ve icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde 17/04/2019 tarihinde yapılan kıymet takdir raporu tebliği ile usulsüz tebliği öğrendiğini beyan ettiğine göre, 25/02/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, anılan maddede öngörülen yasal süreden sonradır. Bu durumda mahkemece ödeme emri usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin istemin süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli ise de; Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takipte takip sonrası zamanaşımı iddiası İİK'nun 33/a ve 71. maddeleri uyarınca borçlu tarafından süresiz olarak her zaman icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılabilir....
Hakkında başlatılan icra takibi sırasında, alacaklı vekilinin de icra dairesinde hazır bulunduğu esnada borcun tamamını 09.02.2004 tarihinde ödemeyi taahhüt eden ve bu ödemeyi yapmadığı için şikayet edilen borçlu-sanık hakkında yapılan şikayet üzerine başlatılan yargılamada, 10.02.2004 suç tarihi itibariyle atılı suçun zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakta olup, duruşmanın tensiben bırakıldığı 22.06.2004 ve bir sonraki 14.09.2004 tarihli celselere gönderdiği mazeretler kabul edilen ve duruşması ertelenen müşteki vekilinin 02.11.2004 tarihli celse için gönderdiği ve diğerleri ile aynı mahiyette bulunan mazeretinin kabul edilmemesi sebebiyle verilen İİY.nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesi kararı, mahkemece yazılı gerekçeye ve atılı suçun tabi bulunduğu kısa zamanaşımı nazara alındığında isabetli kabul edilmelidir... ) görüşüyle itiraz yasayoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....