Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinin son fıkrasında salt yetki itirazında bulunulması halinde yapılacak işlemleri düzenlediği, borca ve yetkiye birlikte itiraz edilmesi hali ile ilgili olarak düzenleme yapılmaması kanun koyucunun bilinçli tercihi olduğu, yorum yoluyla yasanın düzenlemediği bir hususta uygulama yapılamayacağı, bu durumda İcra ve İflas Kanunu'nu hükümlerinin uygulanması gerektiği, sonuç olarak yetkili icra dairesinden başlatılmış geçerli bir takip bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali talebiyle açılan iş bu davanın HMK 114/2 md ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine" karar verildiği anlaşılmıştır....

DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından çek bankaya ibraz edildikten sonra ve karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra kaybedilmesin üzerine İstanbul 7 ATM'de çek iptali davacı açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesinin ardından çek keşidecisi ve müvekkilden önce ciranta olan kişilere karşı icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine haciz talebinde bulunduklarını, müdürlükçe 29/07/2019 tarihli karar ile borçlu Mustafa Gök'ün borca itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenle taleplerinin reddine karar verildiğini, halbuki itiraz dilekçesinde İstanbul 7 ATM'nin çek iptali kararına itiraz edildiğini, fakat dilekçenin sehven icra müdürlüğüne sunulduğu, dilekçenin itiraz mahiyetinde olmadığı, borçlunun neye itiraz ettiği anlaşılamadığı, bu nedenle itiraz dilekçesi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek...

Açılan dava kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz davası mahiyetindedir. Davacılar T3 T1 ve T2 vekili dava dilekçesinde özetle; takip dayanağı senette 2 adet vade bulunduğunu ve bu sebeple batıl olduğunu, senet üzerindeki yazıların sonradan yazıldığını, takip talebinde genel haciz yolu denmesine rağmen kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, takibe konu senedin teminat olarak verildiğini, istenilen faizin reeskont avans faizi olup hatalı olduğunu belirterek, kambiyo senedi niteliğine ilişkin şikayet yoluna başvurmuş ve borca itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinden davacılardan T2 ve T3 yönüyle açılan davanın esastan reddine, davacı T1 yönünden davanın süreden reddine karar verilmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkilinin muhtardan tebligatı aldığı tarihin, icra dosyasından haberdar olduğu tarih olduğunu, dosyanın usulsüz tebligat ile kesinleştiğini öğrendikleri tarihin 14/02/2020 olduğunu, icra müdürlüğüne borca itirazlarını sunduklarını, daha önceden Antalya 10. İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye ve borca itiraza ve kambiyo şikayetine ilişkindir. Tire İcra Müdürlüğü’nün 2020/853 esas sayılı takip dosyasının incelemesinde, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlunun İİK'nın 168/3 maddesi uyarınca kambiyo şikayetini, yine İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca da yetkiye ve borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde yapması gerekir. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın bu tebligatın usulsüzlüğüne dair bir iddiasının bulunmadığı, dava tarihinin ise 01/07/2020 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. O halde dava tarihi itibarı ile davacının yetkiye ve borca itiraz ve kambiyo şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2021 NUMARASI : 2021/235 ESAS 2021/364 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....

Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçlulara 15/04/2014 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçluların, 20/04/2015 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettikleri, dosya borcunun ise itiraz tarihinden sonra yapılan kapak hesabına göre, diğer borçlu ... tarafından 03/06/2015 günü itirazi kayıt ile ödendiği görülmektedir. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Açıkça davadan vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz. Kaldı ki, somut olayda, borçluların rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir....

    Bölge Adliye Mahkemesince; İİK'nın 45. maddesine yönelik şikayet ve istinaf nedenleri hakkında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın takip konusu bono ile genel kredi sözleşmesinin tarihlerinin, taraflarının ve miktarlarının aynı olduğu, alacaklı bankanın da senette lehtar olması nedeniyle senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borçlu şirket yönünden takibin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle itiraz ve şikayetin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, borca itirazın muteriz borçlular ..., ..., ... ve ... yönünden kabulü ile adı geçenler hakkında takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği, Dairemizce; borçlu tarafından delil olarak sunulan 06.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği ve alacaklı bankanın teminat iddiasını kabul etmediği ve dolayısıyla...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde UETS hesabının olduğunu iş bu sebeple UETS adresine tebliğin yapılmasının zorunlu olduğunu beyan ederek mahkeme nezdinde gecikmiş itiraz yoluna başvurduğunu aynı zamanda da icra muamelesini şikayet yoluna gittiğini, tebligatın usulsüz olduğu ve bu sebeple tebligattan haberi olmadığını iddia eden davacı vekilinin usulüne uygun tebligat yapılması talebi ile birlikte borca ve ferilerine de itirazda da bulunduğunu, tebligatın amacının borçtan haberdar edilmek olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde 10 Mayıs 2022 tarihinde borçtan haberdar olduğunu açıkça beyan ettiğini, buna bağlı olarak icra dairesine itirazda bulunmuşsa da davacının iddia ettiği gibi icra müdürünün kararının isabetsiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın şikayet yolu ile çözüme kavuşturulacak bir mesele olduğunu, nitekim davacının Ortaca İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/69 Esas sayılı dosyası ile icra memur muamelesini şikayet yoluna başvurduğunu, davacının...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının iddialarını kabul etmediklerini, yapılan tebliğin T.K. ve Yönetmeliğe uygun olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; talep yetkiye, takibe, borca, faize ve alacağın tüm ferilerine itiraz olup, mahkememizin görevli olduğu görüldü....

      UYAP Entegrasyonu