Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, borçlu vekili tarafından takipten 03/01/2022 tarihinde haberdar olunduğu, şikayet süresi 7 gün olup, dava tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildiğinden bahisle usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, takip dosyasında davacı T1'na herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun yurtdışı adresine tebligat çıkartıldığı, borçlu vekili tarafından takipten haricen haberdar olunduğu belirtilerek 03/01/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, icra müdürlüğü tarafından 04/01/2022 tarihinde "Ödeme emrine ilişkin tebligat parçasının beklenmesine, itiraz yasal süresinde ise .......

08/09/2020 tarihi olup vaktinde itiraz edildiğini, davalarının gecikmiş itiraz değil usulsüz tebliğ şikayeti olduğunu ve şikayetin süresinde yapıldığını, yerel mahkemenin süre konusunda kendisi ile çelişmekte olduğunu, dava konusu olayı ele aldığında mahkemece kabul edilen tarih 02/09/2020 tarihine 7 gün eklediği zaman 09/09/2020 tarihi olduğunu, davanın açılma tarihi ise 09/09/2020 olup, dava vaktinde ve zamanında açılmış olduğunu, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2021/384 ESAS, 2021/824 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul 4. İcra Mdnün 2021/5426 esas sayılı dosyasında aleyhine takip başlatıldığını, borca, tüm ferilerine , faize ve yetkiye itiraz ettiğini, ikametgah itibariyle Küçükçekmece İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, borcu doğuracak herhangi bir sözleşmenin haksız fiilin, sebepsiz zenginleşmenin bulunmadığını söyleyerek itiraz etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilmeden ve yasal itiraz süresi başlamadan yapılan itiraz ve şikayet başvurusunun dinlenemeyeceğini, banka bilgilerinin takip talebi ve ödeme emrinde mevcut olduğunu, takibe konu çekin şirket yetkilisince imzalanarak borca karşılık verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yer almaması nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle diğer itiraz nedenleri incelenmemiş ise de, ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yazılı bulunduğunun gerekçeli karar yazımı aşamasında fark edildiği, ancak kısa karar taraflara tebliğ edildiğinden hükmün kanun yoluna başvurularak düzeltilebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar vermiştir....

Davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayet dilekçesinin tetkikinde, dilekçenin açıklama kısmında tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yanında borca ve imzaya itiraz edildiğinin de belirtildiği ancak netice ve talep kısmında sadece usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin talepte bulunulduğu, bu haliyle dilekçenin açıklama kısmı ile netice ve talep kısmı arasında çelişki olduğu görülmektedir. Mahkemece bu durum karşısında şikayetçi vekiline kesin süre verilerek bu çelişkinin giderilmesinin istenmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan borca ve imzaya itirazların da bulunduğu kabul edilerek yargılama yapılması ve borca ve imzaya itirazların reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacılar vekilince müvekkillerine icra dosyasından yapılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle takipten haberdar oldukları tarih itibariyle iş bu davayı yasal süresi içerisinde açtıklarını belirterek yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, ayrıca senedin kambiyo vasfında olmadığına ilişkin şikayette bulunarak takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebligat şikayetinin reddine, dolayısıyla yetkiye-zamanaşımına ve borca itiraza yönelik davanın süreden reddine, yine davacıların senedin kambiyo vasfında olmadığına ilişkin şikayetlerinin süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/541 ESAS - 2020/814 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2020/4652 Esas sayılı dosyasındaki takipten haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin takibe konu senede imza atmadığını, borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerinin İzmir olduğunu belirterek, yetkiye, imzaya, borca itirazlarının kabulüne ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda ve yukarıda anlatılan doktrin ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda; borçlunun İcra Müdürlüğüne sunmuş olduğu dilekçesinde, açıkça borca karşı çıkma iradesini ortaya koymadığı, dilekçesinde geçen ''oğlum ile çok yakına kadar birlikte yaşıyorduk, yani hesabımız birdi, oğlum benim her şeyimdir, taşınır, taşınmaz neyim varsa onundur, yani aramızda alacak verecek davası yoktur, bacılarının da hakkını yiyeceği kanısında değilim, hasta olduğu için ona kırgın da değilim, '' cümle öbeğindeki aramızda alacak verecek davası yoktur cümlesinden önce ve sonra gelen cümleler ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şikayet edenin borca itiraz iradesi yerine, oğlu ile arasında olan yakın ilişkiye değindiği, dilekçe ise bir bütün olarak değerlendirildiğinde şikayet edenin oğlu ile arasındaki ilişkinin anlatıldığı, davacının mevcut mal varlığından ve bu mal varlığının paylaşımının nasıl olacağına dair beyanların bulunduğu, bu dilekçeden davacının borca karşı çıktığı sonucunun çıkarılamadığı...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı vekili tarafından tarafından davacı ve dava dışı Adnan Büyükşen hakkında 2.197.632,00 TL miktarlı 10/03/2018 tanzim tarihli,15/04/2019 ödeme tarihli senede ilişkin 17/07/2020 tarihinde Konya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2020/3979 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlatılmıştır. Ödeme emri davacı borçlu T1 18/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 22/07/2020 tarihinde şikayet ve borca itiraz dava açmış, yapılan yargılama sonunda borca itirazının HMK'nın 114/1- ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kambiyo senedine yönelik şikayetinin de esastan reddine karar verilmiş, davacı borçlu bu karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur. HMK'nun 114/1- ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu tarafından süresi içinde yetkiye, borca ve faize itiraz edildiği, çekin keşide yerinde İstanbul yazılı olması sebebiyle takibin yetkili yerde başlatıldığı, borca itiraz konusunda İİK'nın 169/a maddesinde sayılı belgelerle borcun olmadığının ispatlanamadığı, mahkeme dosyasında alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre talep edilen faiz miktarı ve oranının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

    UYAP Entegrasyonu