İcra Müdürlüğünün 2018/2540 Esas sayılı takip dosyasında 23/10/2018 tarihli yazı ile borçlunun borca yeter taşınır mallarının ihtiyaten haczinin tatbikine karar verilmesi talep edilmiş olup haciz nokta haczi niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın Bakırköy 5. İcra Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde, İİK'nın 79 ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler. İİK'nın 79. maddesi gereğince haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister....
Mahkemece, toplanan delillere göre, mahkemenin yetki alanı içerisinde başlatılan bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur....
Davalı vekili, davacının itirazi kayıt ileri sürmeksizin ve ayıp ihbarında bulunmaksızın dairesinde 2000 yılından itibaren oturmaya başladığını, 2002 yılında yaptırdığı tespitlerin de süresinden sonra olduğunu savunarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tamamlanmamış işler nedeniyle davalı kooperatife ihtarname göndermediği ve uygun bir süre vermediği, davalı kooperatifin davacıyla ilgili özel uygulamaya zimni olarak rıza gösterdiği yönünde bir kabulün kooperatifin amacı ve hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, davacının icra takibine konu borca itiraz etmediği, taraflar arasındaki 25.02.2005 tarihli protokolde davacının devam eden davadaki haklarını saklı tuttuğu, bu durumda davacının davalı kooperatiften bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, icra takip dosyasına sunulan şikayet dilekçesi ile takipten 06.09.2021 tarihinde haberdar olunduğu, bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair başvuruda bulunulmadığı dikkate alındığında şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan mirasın reddi nedeniyle ilamsız takibin iptali talebinin borca itiraz niteliğinde olduğu, borca itirazın İİK.nın 62/1 maddesi uyarınca 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunduğundan şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353- 1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda yetki itirazının kaldırılmasının genel mahkemelerde incelenecek bir husus olduğuna ilişkin değerlendirme yapmasının alenen isabetsiz olduğunu, zira borçlunun sadece yetki itirazında bulunmuş olup borca itiraz etmediğini, bu durumda itirazın iptali davası açılamayacağından sadece icra hukuk mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasının talep edilebileceğini, taraflarınca da aynen bu şekilde davranılarak ilk derece mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasının talep edildiğini, borçlu şirket hakkında şikayetvar.com. sitesinde şirketin karavanları teslim etmediği ve iadeleri gerçekleştirmediğine ilişkin birçok şikayet bulunduğunu, yetki itirazının alenen haksız olduğu da düşünüldüğünde itirazın kaldırılmasının gecikmesi halinde müvekkilin alacağını tahsil edememe tehlikesi bulunduğunu, davacı yetki itirazında kötüniyetli olup, icra inkar...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte davacı borçlu vekili, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece iş bu şikayetin, aynı mahkemede görülen yetkiye ve borca itiraz davası ile birleştirilmesine karar vererek, davacıya 13.11.2019 tarihinde tebliğ edilen İİK. 103 davetiyesinin tebliğine ilişkin şikayet bulunmadığından bu tarih itibariyle ödeme emrinden haberdar olması nedeniyle, birleşen 2020/210 Esas numaralı dosya kapsamında davacı/borçlu tarafça yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, Asıl dava (2020/208 Esas) yönünden davacı/borçlunun tüm itiraz ve şikayetlerinin süre yönünden reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....
Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Ancak somut olayda boçluların ödeme emri tebliğ tarihlerine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, şikayet dilekçesinde talep olmadığı halde takipte kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarına yönelik bilirkişi raporu aldırılması yerinde değildir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir....
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının yetki itirazının ve borca itirazının reddine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, takipte sadece davacının borçlu olarak gösterildiğini, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, savunma haklarının kısıtlandığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı-borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetki itirazı, borca itiraz ve kambiyo şikayetine ilişkindir. Mahkemece, davanın yetki yönünden ve borca itiraz yönünden reddine dair karar verilmiştir. Bursa 18....
DAVA KONUSU : Yetkiye ve borca itiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine alacaklı tarafından başlatılan ve Karşıyaka 3....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2022 NUMARASI : 2022/257 ESAS 2022/704 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/121343 esas sayılı dosyasından müvekkiline karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, müvekkiline ise şu aşamaya kadar herhangi bir tebligat gönderilmediğini, eldeki icra dosyasında müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu dosyada senetler üzerindeki mevcut imzanın müvekkiline ait olmadığını, kefil olarak belirtilen Kenan Oğuz'un müvekkilinin ismiyle ve hatta imzasını taklit ederek ve Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlenen...