"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, .... İcra Müdürlüğü'nün 2007/1260 E. sayılı dosyasında satış sonrasında yapılan sıra cetveline karşı .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığını ve ...'nün alacağının 5.708,09 TL olarak tespit edildiğini, sıra cetvelinin dava sonucuna göre düzenlenmesi gerektiğini, icra müdürlüğünün ise yeniden paylaştırma yaptığını, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan Mal Müdürlüğü vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; daha önce düzenlenen sıra cetveline itiraz davasında ...'...
verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından CMK'nın 223/9 maddesi gereğince “...davacının şikayet hakkının düşürülmesine” ibaresi çıkarılarak “ ...sanığın beraatine” ibaresi eklenmek suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da bununla birlikte sıraya yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın m. 142/son) ileri sürülmelidir. Şikayetçinin iddialarının hiçbiri, şikayet edilen alacağının esasına ilişkin değildir. Şikayet mahiyetinde olan bu talebin İİK'nın142/son maddesi hükmüne göre İcra Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, somut uyuşmazlığın sıra cetvelinde sıraya şikayet olduğu gözetilip uyuşmazlığın esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevi kapsamında kaldığının kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ...'...
Birleşen davada, şikayet eden vekili, borçlu hakkında yapılan icra takibi sonucu borçluya ait taşınmazın satılarak müvekkiline ihale olunduğunu, taşınmaz üzerinde ipotek alacaklısı gözüken bankanın satıştan önce (04.08.2009 tarihinde) ipotek alacağını 32.917,59 TL olarak bildirdiğini, satıştan sonra 23.09.2009 tarihli yazısında ise ipotek alacağını 41.564,40 TL olarak belirttiğini, müvekkilinin ihaleye iştirak ederken şikayet edilen bankaca bildirilen 32.917,59 TL miktarı esas aldığını, derecede esas alınan ipotek alacak miktarına itiraz ettiğini belirterek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra mahkemesi’nce takip dosyasında İcra Müdürlüğü’nce satış kararı verildiği, ödemelerin yapıldığı icra dosyasının infaz edilmiş olduğundan davanın konusuz kaldığını ve düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm şikayet eden vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle sırasına itiraz edilen Akbank A.Ş.ne ayrılan payın ipotek akit tablosunda belirtilen limit kapsamında bulunmasına göre, davacı yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takibe karşı borçlunun yasal süresi içerisinde icra müdürlüğüne yetkiye ve borca itirazda bulunduğu alacaklının ise itirazın süresinde olmadığından bahisle borçlunun itirazının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istem icra memuru işlemini şikayet olarak değerlendirilip şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
a yönelik suçun, 5237 sayılı TCK'nin 86/2. maddesi kapsamında takibi şikayete bağlı suçlardan olması ve şikayet yokluğu nedeni ile bu suçtan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nin 73. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 01/11/2021 gününde oy birliği ile karar verildi....
delaletiyle uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, tebliğnameye uygun olarak İİK'nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞMESİNE, 01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı-borçlu T1 e kıymet takdir raporunun 20/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz davası açılmadığı, alacaklı ve diğer borçlulardan Asayra şirketi tarafından kıymet takdirine itiraz davası açılmasının süresinde dava açmaya davacı/borçluya bu nedenle ihalenin feshini talep etme hakkı tanımayacağı, kaldı ki alacaklı ve diğer borçlu Asayra şirketi tarafından açılan kıymet takdirine itiraz davasında alınan raporun davacıya tebliğ edildiği, davacının bu rapora karşı da herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacının satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdir raporunun şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olup, pay ayrılan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Ancak hukuki yararının olması kaydıyla borçlu da sıra cetveline şikayet yoluna başvurabilir. ''Yargıtay'ın aksine kararları olmasına rağmen, kanaatimize göre şikayet yoluna hukuki yararının bulunması kaydıyla borçlu da başvurabilir. Borçlunun da sıra cetveli yapılırken takip hukuk kurallarına aykırılık iddiasının kendi hukuki durumunu ilgilendirdiği her durumda, borçlunun şikayet yoluna başvurabileceği kabul edilmelidir. Borçlunun hukuki yararının bulunabilmesi için yapılan işlemin borçlunun haklarını doğrudan etkilemesi ve güncel olması gerekir....