Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçluları tarafından icra müdürlüğünce yapılan dosya kapak hesabının iptali talebine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı tarafından dava dilekçesinde takipten sonraki dönemde işleyen faiz hesabı yapılırken faiz oranları yıllara göre değiştiği halde, takibin açıldığı tarihteki faiz oranlarına göre ana paraya faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek şikayet yoluna başvurulmuş ve takipten sonraki dönemde işleyen faize yönelik şikayet süresiz şikayete tabi ise de, takipten sonraki dönemde işleyen faize yönelik bu şikayet ancak takip dosyasının infazına kadar mümkün olup, dosya infaz edildikten sonra takipten sonra işleyen faize yönelik olarak süresiz şikayet imkanı bulunmamaktadır....

DAVA Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; takibi 15.02.2020 tarihinde öğrendiğini, ödeme emrinin tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği araştırılmadan okuma yazma bilmeyen eşine tebliğ edildiğini ve usulsüz olduğunu, bononun zaman aşımına uğradığını ileri sürerek şikayetin kabulü ile borca, faize, tüm ferilere ve zaman aşımına yönelik itiraz sebebiyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet ve itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş, cevap dilekçesi sunulmamış ve dosya üzerinden karar verilmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekilinin, ... tarihli dilekçesinde itiraz ve diğer şikayet sebepleri yanında, takip dayanağı ilamın eda hükmü içermemesi ve faize faiz işletilmesi nedeniyle takibin iptali gerektiği yönünde talepte bulunduğu görülmektedir. Anılan şikayet nedenleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ilama dayanan nafaka alacaklısının rehin hakkına göre önceliği olmamasına, İcra ve İflâs Kanunu'nun 101’inci maddesindeki hacze takipsiz iştirak hükümlerinin sadece hacizlere özgü olup, rehinler hakkında uygulanma imkânı bulunmamasına göre şikayet eden ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Şikâyet eden İş Bankasının borçlu hakkında başlattığı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip üzerine, borçlunun faize itiraz etmesinden dolayı Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır....

        Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ödeme emri tebligat usulsüzlüğü, kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve faize itiraz üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlu şahıslar yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile süresinde olmayan şikayet ve itirazın reddine; borçlu şirket yönünden şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların istinaf isteminin esastan reddine, mahkeme kararının kamu düzeni nedeniyle re'sen kaldırılmasına, istemin süreden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          İcra takibinde takipten sonrası için ilamda hükmedilen alacaklara ve yine ilamda bildirilen faiz talep edilmiş olup faize faiz talebi bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değil ise de; borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet nedenlerinin yanında şikayet dilekçesinin (3) nolu bendinde “hangi alacak kalemi için hangi faiz çeşidinin uygulanacağı yazılmamıştır” şikayetinde bulunmakla tüm alacak kalemleri için faize itiraz etmiş olup borçlunun bu yöndeki şikayeti bilirkişi raporu ile karşılanmamıştır. Bu durumda, bilirkişiden bu hususta denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken sadece yargılama giderine ilişkin faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir....

            İş Mahkemesi'nin 10.06.2014 tarih ve 2011/1254 Esas - 2014/406 Karar sayılı kararına dayanılarak ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, işlemiş faize ve işleyecek faiz oranına itiraz ettiği, mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda işlemiş faiz miktarının düzeltilmesine karar verildiği, mahkeme kararının borçlu tarafından temyiz ediliği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt...

              Kesin borç (anapara) rehninde, rehin sözleşmesinde belirtilen ana alacaktan başka TMK'nın 946. maddesi uyarınca takip giderleri ile faiz ve diğer fer'ileri de teminat kapsamına girmektedir. Haklarının ihlal edildiğini düşünen alacaklı üçüncü kişiler; varsa borçlunun temerrüdüne ilişkin itirazlarını sıra cetvelinin düzenlenmesi aşamasında ileri sürebilecek olup, bahsi geçen itirazları inceleme görevi icra mahkemelerine aittir. Somut olayda, şikayet dışı borçlu rehin veren ile şikayet olunan alacaklı arasında tanzim edilen 12.07.2012 tarihli rehin sözleşmesi içeriği dikkate alındığında, şikayet olunan lehine kesin borç (anapara) rehni kurulduğu anlaşılmaktadır. Yani bu rehin sözleşmesiyle takip giderleri ile faiz ve diğer fer'iler de teminat altına alınmıştır. Bahsi geçen sözleşmede borcun muacceliyetine ve faize ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi dosya içeriğinde borçlunun takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair savunma ve belge de yer almamaktadır....

                İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esasında dava açmış ve Mahkemece ....05.2015 tarihli karar ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dairemizce 03.05.2018 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emrinin iptaline ilişkin ... .... İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esas sayılı şikayet başvurusu sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içerisine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak geri çevirme kararı sonrası gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligatın ve takibin iptalini istediğine göre, mahkemece açılan şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                  Mahkemece İİK'nın 142. maddesinde "cetvel suretinin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel içeriğine itiraz edebileceğinin yazılı olduğu, itirazın alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yolu ile icra mahkemesine arz olunacağı" yazılı olduğu, şikayetçi tarafın birinci sıradaki alacağın miktarına itiraz ettiği gerekçeleriyle, şikayet dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu