Dairemizin 2014/27888 Esas ve 2015/3546 Karar sayılı ilamı ile; tüzel kişilerin ancak yetkili organları aracılığı ile (yasal temsilci/kanuni mümessil) şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilecekleri, yasal temsilcinin süresinde başvurmasına ve vekil tayin etmesine engel mücbir sebep bulunmadıkça, bir başkasının şirketi temsilen icra mahkemesine başvurmasının mümkün olmadığı ve davaya konu somut olayda borçlu şirket adına ortak ...'ın, dava tarihi itibari ile şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurmasının mümkün olmadığı gerekçeleri ile mahkeme kararının bozulduğu görülmektedir. Ancak somut olayın yeniden tetkikinde; Ticaret Sicil Gazetesi'nin 08.05.2008 Tarih 7058 Sayılı nüshasına dayanan şirketin kuruluşuna ilişkin olan ilanda ve ......
B.İstinaf Sebepleri Borçlu, itiraz dilekçesi içeriğini tekrar ederek, imzaya itiraz ile birlikte borca ve ferilerine de itiraz edildiğini, borca itirazlarının faize itirazı da kapsadığını, bu hususun mahkemece göz ardı edilerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Alacaklı bankanın vergi numarasının ve adresinin yazılı olmamasının ödeme emrinin iptalini gerektirmediği, eksikliğin her zaman giderilebileceği, ayrıca TTK'nın 722. maddesi gereğince alacaklının çek bedellerinin binde 3'ünü aşmamak üzere çek komisyonu talep edebileceği, İstanbul 14....
İcra müdürlüğünün 2020/22620 esas sayılı dosyasından başlatılan haciz ve tahliye talepli takipte, borçlu Metin TOPARLAK'a ödeme emrinin tebliğ edildiği, diğer borçlu T3 tebliğ işlemi yapılmadığı, tebliğ yapılmadan ortak vekaletle vekil vasıtası ile icra dosyasına itiraz edildiği anlaşılmakla, halihazırda icra dosyasına itiraz etmiş olan borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi ve itiraz etmesi için süre verilmesi hem usul ekonomisi hem de aşırı şekilcilik ve kırtasiyecilik sonucunu doğuracağından mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kira alacakları sebebiyle, taraflarınca, İstanbul Anadolu 1....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkilinin takibe ilişkin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, asıl senet borçlusunun İsa Gündoğan'ın söz konusu borcu ödediğini ve sadece 4.000,00 TL gibi bir miktarın kaldığını, alacaklı görünen tarafından borcun ödendiğine dair ikrarını içeren imzalı beyanın olduğunu, beyanla alakalı evrak ve çek resminin mahkemeye sunulduğunu, icra takibinde haksız ve fahiş bir faiz hesaplamasının bulunduğunu, bu nedenle borca, faize ve fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini, takibe konu senette belirtilen yerin Çiftlik olduğunu ve yetkili icra dairesinin Çiftlik İcra Daireleri olduğunu, ancak takibin Niğde de açıldığını, senedin düzenleme şekli bakımından yanlış ve eksiklikler olduğundan kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, senette yer alan...
Örnek 10 ödeme emri tebligatının davacı borçlunun bizzat kendisine 16.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat zarfında borçluya ait imzanın bulunduğu, tebligat mazbatasında 10 örnek ödeme emri ve dayanak belgenin ekli olduğunun belirtildiği, icra müdürlüğünün ve takip dosya numarasının yazılı olduğu görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır” hükmüne yer verilmiştir. Yine İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itirazın, İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir....
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2021 NUMARASI : 2020/303 2021/176 DAVA KONUSU : Şikayet-Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Bursa 13. İcra müdürlüğünün 2020/3185 esas sayılı dosyasında Bursa 1....
Buna göre, bono haricinde düzenlenen ve bonoya açık atıf yapılan bir sözleşme ile belirlenen muacceliyet koşulu geçerlidir. (Yargıtay 12. HD.'nin 04/02/2021 tarih ve 2020/5148 E. 2020/8391 K. Sayılı kararı ) Dolayısı ile somut olayda muacceliyet sözleşmesi geçerli olup , takip dayanağı bonolardan 09.12.2019 vade tarihli ve 500.000- TL tutarlı bono takip tarihi itibari ile muaccel olduğundan , sonraki tarihli diğer bono da muacceliyet sözleşmesi gereğince takibe konulmasında yasaya aykırı yön bulunmadığından şikayetin yerinde olmadığı anlaşılmış ve davacının (şikayet eden borçlunun) muacceliyete ilişkin şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacının (muteriz borçlunun) borca itirazının incelenmesinde; Muteriz borçlu takibe konu senetlerin zorla alındığını ve imzalatıldığına dair iddiası borca itiraz niteliğinde olmakla birlikte bu husus da TBK.'...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü ile birlikte 103 davetiyesi tebliği işleminin usulsüzlüğünü de ileri sürmüş olup, dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi 17/02/2020 itibariyle şikayet başvurusu yasal süresi içinde yapılmıştır....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıya tebliğ edilen usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığını, davacının şikayetinin bu anlamda yersiz ve hukuki yarardan yoksun olduğunu, davacının Ürgüp İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/51 Esas sayılı mahkeme kararını icra dosyasına ibraz etmeden mahkeme ilamı doğrultusunda kendisinin UETS adresine yeni bir ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmesinin usule yasaya aykırı olduğunu, davacının söz konusu şikayet davasını açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının bir dava şartı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....