Şikayet dilekçesinde, sebep belirtilmeden ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emri ve takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Şikayetçi vekili 08/10/2020 tarihli duruşmada müvekkilinin tebligat yapılan Mehmet Yalçınkaya'yı tanımadığını belirtmiş ise de, yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereğince şikayet sebebi genişletilemez. Bu nedenle, incelemenin takip dosyasındaki ve tebligat mazbatasındaki bilgilere göre yapılması gerekir. TK'nun 16. maddesinde "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, şikayetçinin, takip talebi ekinde ibraz edilen protokol başlıklı belgede yazılı olan Odabaşı Mah. Morgül Sok. Esmehan Köse Apt....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1387 esas ve 2021/84 karar sayılı dava dosyası inceleme talep edilerek UYAP üzerinden incelendiğinde; aynı icra takibine yönelik olarak davacı T1 tarafından açılan davada, takibin dayanağı olan senedin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetinin yanında, yetkiye, imzaya ve borca itirazlar ve sair şikayetler de ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline, sair itirazların davacıya usulüne uygun ödeme emri tebliğinden sonra yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20 ....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.'nın 16/1. maddesidir. Bu yöndeki şikayetin ise, öğrenme tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir. Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne 18.01.2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, bu durumda takipten 18.01.2021 tarihinde haberdar olduğu ve 28/05/2021 yaptığı usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı, müdürlükçe takibin durdurulmadığına yönelik kararın davacıya tebliğ edilmemesinin sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, mahkemenin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre; davacıya ödeme emrinin 27/04/2010 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesi ile tebligattaki imzaya itiraz etmediği, daha sonra imzanın kendisine ait olmadığının dava dilekçesi ile ileri sürülmemesi nedeniyle incelenmesinin mümkün olmadığı, süresinde imzaya itiraz edilmemesi nedeniyle yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar mahkemece davacının borca itirazlarının süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, İİK 62 maddesi gereğince ilamsız takiplerde borca itirazların icra dairesine sunulması gerekip, mahkemeye yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, bu sebeple mahkemenin ret gerekçesinin sonuç olarak doğru olduğu, davacının haczedilmezlik şikayetine yönelik istinaf isteminin ise, Kemer İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre, davacının ÇKS ve Türkvet kaydının bulunmadığı, sosyal ekonomik araştırmada davacının çalışmadığının, bir başkasının yardımı ile geçindiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapıldığı ileri sürülen tebligattan müvekkilinin bilgisi olmadığını, bu nedenle müvekkilin takibi öğrendiği tarih göz önüne alınarak başta senet üzerinde değişiklik yapıldığı, dolayısıyla zamanaşımı oluştuğu ve diğer tüm itirazlarının incelenmediğini, usulsüz tebliğ nedeniyle memuru şikayet iddiamızı araştırıp gerekçelendirmeden eksik gerekçe ile hüküm kurulduğunu tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinde borca, yetkiye, zamanaşımına ve usulsüz tebligata itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, imza, borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2020/8179 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 10.12.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacının imzaya itirazının, tahrifata ilişkin itirazının ve borca itirazının reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden ... 3. İcra Dairesinin 2020/8179 Esas sayılı dosyasında asıl alacağın %20 oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı borçlunun asıl alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/9322 esas sayılı takip dosyasında davacı/borçlu T1 gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin kabulü ile ödeme emrine ıttıla tarihinin 28/02/2021 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, borca ve yetkiye itiraz yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin memur muamelesini şikayet davasında vekalet ücretine hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı alacaklının icra müdürlüğünün kusurlu eylemi sebebiyle ilam vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesinin doğru olmadığını, Uyap sisteminin tutuklu, hükümlü, ölü, kısıtlı gibi özel halleri olan taraflar hakkında uyarı vermesi ve bu taraflar hakkında yapılacak olan işlemleri kısıtlaması göz önüne alındığından usulsüz tebligatta müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek kararın ilam vekalet ücretine ilişkin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili dilekçesinde özetle; karşı tarafça süresi içerisinde borca itirazda bulunulmadığını ve imzaya da itiraz edilmediğini davanın reddini, alacak miktarı üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve davacı tarafın %10 oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; İtirazın İİK 168. Maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla davanın süreden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte tebligatın usulsüz olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece; "İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı, davacı şirkete şikayet tarihi itibariyle icra emrinin tebliğ edilmediği, İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesinin bağlı olduğu İcra Mahkemesine borca itiraz edilmesi gerektiğinden ve şikayet tarihi itibariyle davacıya henüz icra emri tebliğ edilmediğinden borca yönelik itirazı yerinde değildir. Öte yandan davacı şirkete usulünce tebliğ edilmiş bir icra emri olmadığından iptali de söz konusu değildir. Davacı vekiline icra emrinin tebliğe çıkarılmış olması nedeniyle itiraz süresi henüz başlamadığından davacının zarara uğradığından da bahsedilemez. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan örnek 6 ilamlı takiplerde icra emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden satış işlemlerine başlanılması ve bu doğrultuda 100....
nedeniyle de takibin iptali gerektiğini, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, beyanla; usulsüz tebligatın kabulü ile ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan müvekkili hakkında açılan takibin öğrenme tarihi olan 05/01/2016 tarihi olarak düzeltilmesini, borca ve imzaya itirazın kabulü ile takibin iptalini ve %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, terditli olarak senedin kasada olmaması ve senedin kambiyo vasfı taşımaması nedeniyle takibin iptalini istemiştir....