Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı yan işbu dava ile, icra dosyasında taraflarına yapılan ödeme emri tebligatına ilişkin bulundukları usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne dair verilen kesin karar da göz önünde bulundurularak icra dosyasına ihtirazi kayıt ile depo ettikleri paranın taraflarına iade edilmesine ilişkin müdürlüğe bulundukları taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılması isteminde bulunmuştur. İcra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 10/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı yanın mezkur tebligat işlemine ilişkin olarak usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, şikayet yargılamasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25....

Şikayetçi-Borçlu taraf 02.10.2017 tarihli memurluk işleminin kaldırılması talebiyle şikayet yoluna gelmiş ise de; İlamsız takipte kendisine ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını iddia eden tarafın öğrenme tarihi olarak beyan etttiği tarihten itibaren ödeme emrinde gösterilen itiraz süresinde itirazlarını İcra Müdürlüğüne bildirmesi ve aynı süre içinde İcra Hukuk Mahkemesinde usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ileri sürmesi gerekli ve yeterlidir. "Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, Usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir....

Fikret Koral Kaplan'ın 28/01/2019 tarihinde talep dilekçesi gönderdiği ve 11/02/2019 tarihinde vekalet suret harcını ve baro pulunu yatırarak vekaletnamesini sunduğu dolayısıyla usulsüz tebligata 28/01/2019 tarihinde ıttıla kesbettiği ( öğrendiği), usulsüz tebligata ilişkin şikayetin İ.İ.K.'nun 16. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmekte iken yasal 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna müracaat ettiği anlaşıldığından şikayetin kısmen kabul- kısmen reddi ile kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, kıymet takdirine itiraz şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, satış ilanının borçlu asile tebliğine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir....

Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasına sıra cetvelinde birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin usulsüz olarak yapılan ilk tebligata göre belirlendiğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetvelinin ikinci sırasında yer aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 17/02/2020 tarihinde tebligat parçasının icra dosyasına henüz dönmemiş olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin herhangi bir bilginin icra dosyasında bulunmadığını, müvekkilinin icra dosyasını E-Devletten haricen öğrendiğini, bu nedenle 17/02/2020 tarihinde icra dosyasında olmayan tebligat parçasına ilişkin şikayette bulunmalarının imkansız olduğunu, bu nedenle istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetini, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur Diğer taraftan; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    Bu durumda şikayetçi borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 01/11/2019 tarihinden itibaren yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 26/11/2019 tarihinde icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esastan incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde esastan reddine ilişkin hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına " Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine" dair karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    Usulsüz tebligata ilişkin şikayet yönünden süre öğrenme tarihi ile başlayacağından dosya içerisinde mübrez belgeden de anlaşılacağı üzere borçlu tarafın 29/06/2020 tarihli dilekçesi ile dosyanın bir örneğinin kendisine verilmesini talep ettiği, bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, yalnız mahkememize usulsüz tebligata ilişkin şikayet dilekçesini 08/03/2021 tarihinde ibraz ettiği, bu itibarla şikayetin yasada öngörülen süre içerisinde yapılmadığı, dosya kapsamı, ileri sürülen dava sebepleri dikkate alındığında şikayetçi borçlu şikayetinin ve itirazlarının süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur...." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin ve borca itirazın süre yönünden REDDİNE," karar verildiği görülmüştür....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, " taraflar arasındaki uyuşmazlık ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı noktasındadır.Bu tür şikayet öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Davaya konu tebligata dair adresin bulunduğu yapı için, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 21.11.2019 tarih ve E.22083 sayılı talebi üzerine tapu müdürlüğünce riskli yapı şerhi konulmuş ise de yargılama sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kırklareli İl Müdürlüğü ile Kırklareli Belediye Başkanlığına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan tebligata konu yapının tahliye ve yıkım işlemlerine 18.10.2021 tarihi itibariyle başlanacağı bildirildiğinden, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibari ile yapının tahliye edilmediği ve yıkım işlemlerine de başlanmadığı anlaşılmıştır....

    Uyuşmazlık; İİK 'nın 89/1, 2 ve 3. maddeleri gereğince düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ve 27/07/2021 tarihli memur işlemine yönelik şikayet niteliğindedir....

    UYAP Entegrasyonu