Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; 01.04.2015 tarihli haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi hazır olmadığına ve icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önce takibe muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, haciz tarihi borçlunun tebligata muttali olduğu tarih olarak kabul edilemez. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 20.11.2015 olarak düzeltilmesinden sonra, borçlunun diğer şikayet ve itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Müdürlüğü`nün 30.10.2020 tarihli kararının kaldırılmasını, Usulsüz tebligat nedeniyle Ödeme emrinin tebliğine ilişkin tarihin ıttıla tarihi olan 27.10.2020 olarak düzeltilmesine, yasal süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Davacı dava dilekçesinde, 28/10/2020 tarihinde Bakırköy 11. İcra Müdürlüğüne verilen dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünün öğrenildiği, tebliğ ıttıla tarihini 27/10/2020 tarihi olarak bildirilmiştir. Tebliğ usulsüzlük şikayeti ve itiraz İcra Mahkemesi’ne 25/11/2020 tarihinde yapılmıştır. Dayanağını İ.İ.K.'nun 16. Maddesinden alan usulsüz tebligata ilişkin şikayet 7 günlük yasal süreye tabidir. Somut olayda davacı yönünden beyan edilen 27/10/2020 tebliğ ıttıla tarihine göre anılan süre geçirilerek 25/11/2020 tarihinde yapılan şikayetin reddi gerekmiştir....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının takip borçlusu olmaması nedeni ile tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, TK 32 maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu, usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs davacı tarafından ileri sürülemeyeceği, şikayetçi haczinin 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava sıra cetvelinin iptali istemine iliişkin olup, şikayetçi, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür....

      Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz. Öte yandan, Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüzde olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır. Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir....

        Maddesine göre tebligat çıkartıldığı ve 16/05/2018 tarihinde muhatabın Annesine tebliğ edilmiş olduğu, anlaşıldığından Davacı/Borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikâyetinin kabulü ile 15/05/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine" karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının takip talebinde yazılı unvan yerine başka bir şirket unvanı ile davayı kötü niyetli olarak açtığını, davaya konu tebligata ilişkin icra dosyasında müvekkilinin alacaklı ZKSOFTWARE Şirketi olmasına rağmen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/626 esas sayılı dosyasında da davacının müvekkili ZKSOFTWARE Şirketi olmasına rağmen bu davada davalı olarak Aykko Elektronik Şirketi'nin gönderilmesi ve vekil olarak kendilerinin gösterilmemesinin kötü niyet içerdiğini, ayrıca dava şartlarının gerçekleşmediğini, tebligata ilişkin İstanbul 12....

        O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : 3. kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 11.11.2014 tarih ve 2014/19596-26743 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Şikayetçi-3. kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 29.09.2014 tarih ve 2014/17746-22675 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 30.10.2014 tarih ve 2014/18818-25574 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA) 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Üçüncü kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 29.09.2014 tarih ve 2014/17748-22676 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu