WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra müdürlüğü'nün 2017/13396 sayılı icra dosyası üzerinden "Kambiyo Senetlerine Mahsus Genel Haciz Yoluyla İlamsız" İcra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde gönderilen ödeme emrini içeren tebligatın usulsüz olup Tebligat Kanunu madde 21'e göre muhtara yapıldığını, ancak davacı borçlu tüzel kişiliği haiz ticaret şirketi olup karşı T.K Madde 21/1'e göre tebligat yapılmasının mümkün olmadığını, tüzel kişiler bakımından ticaret sicildeki adreslerinin esas alınması kuralı mevcutken muhtara tebligat bırakılması suretiyle bu şeklide tebligat yapılmasının hukuka, kanuna ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, kaldı ki davacı müvekkilinin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarındaki adresinin dahi bu adres olmayıp tebligatın usulsüz şeklide yapıldığını, usulsüz tebligatın davacı şirket tarafından dava tarihi itibari ile öğrenilmiş olup şikayet süresinin geçmiş olması nedeniyle haciz tehditi altında bulunulduğundan menfi tespit davacı açma gereği duyulduğunu, süresin içerisinde...

    Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesine ek olarak; komşuya haber verme yükümlülüğü olmasına rağmen tebligatta yazan Ali Koç isimli kişinin müvekkili firmanın komşusu olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

      DAVA Borçlu vekili şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ evrakının şirket yetkilisi ve çalışan olmayan kişiye usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 13.04.2022 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 13.04.2022 olarak düzeltilmesini, hacizlerin fekkini ve itirazın kabulü ile takibin durmasını/iptalini taleple %20'den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; tebligatın Kanuna uygun olarak tebliğ edildiğini, ....., isimli kişinin sigortalı çalışan olmasa bile sigortasız işçi olabileceğini beyanla talebin reddini istemiştir. III....

        Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını iddia etmiş ise de, hangi tebligatın usulüne uygun olmadığını belirtmediği gibi kendisine mi yoksa diğer ilgililere yapılan tebligatın mı usulsüz olduğunu da açıkça yazmadığı, yalnızca kendisine yapılan usulsüzlüğü ileri sürebileceği ve bunu ileri sürerken de hangi işlemin usulsüz olduğunu açıkça belirtmesi gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin şikayet eden borçluya çıkarılan satış ilanı tebligatlarının usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verildiği görülmekle, tebligat usulsüzlüğü hususundaki itirazın açıkça yapılmadığı bir dilekçeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

          Bu durumda, borçluya, şikayet konusu ihaleye ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığına ve borçlunun, satıştan, şikayet tarihinden önce haberdar olduğu yazılı belge ile de kanıtlanamadığına göre, şikayetin 7 günlük yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, tebliğ işleminin usulsuz olduğunu, söz konusu takipten 10.02.2022 tarihinde aracını satmak istediğinde haciz şerhi olduğunu farkedince haberdar olduğunu, aynı gün de icra dairesine yazılı dilekçeyle müracaat ederek itirazda bulunduklarını, tebliğ işleminin usulsüz olduğundan, 10.02.2022 tarihli itirazın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, tüm malvarlığına usulsüz tebliğ nedeniyle haciz konulduğunu belirterek tebliğ tarihinin 10.02.2022 olduğunun tespiti ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

              Bu maddenin uygulanabilmesi için, muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, anılan madde hükmü uygulanmaz. Takip dosyasının incelenmesinde; icra müdürlüğünce yapılan 29.12.2015 tarihli fiili haciz işlemi sırasında tutulan tutanakta, borçlu ...’ın hazır olduğu yazılmış olup, adı geçenin imzadan imtina etmesi nedeniyle imzasının alınamadığı da, icra memurunca tutanağa şerh edilmiştir. İİK'nun 8/4. maddesi gereğince; icra ve iflas dairesinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. Bu durumda, her ne kadar adı geçen borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz ise de, borçlunun, 29.12.2015 tarihli fiili haciz işlemi sırasında hazır olduğu, dolayısıyla TK'nun 32. maddesi uyarınca takipten en geç bu tarihte haberdar olduğunun kabulü gerekir....

                a tebliğ edilmediğini, tebligat parçası üzerindeki imzanın borçluya ait olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri, esasa ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; şikayet olunan borçlu ... adına ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2006/7564 sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, tebligat parçasındaki imzanın adı geçen borçlunun eli ürünü olmadığı, takip kesinleşmeden haciz kararı verilip, derece kararının düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar şikayet olunan takip borçlusu ...'a ... 6....

                  Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. İcra emri tebliğ tarihinin, süreye bağlı işlemlerde önem arz etmesi nedeniyle şikayetçinin icra emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemekte hukuki yararı bulunduğu nazara alınarak, mahkemece şikayetçi adına çıkartılan icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK'nun 32. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                    in 02.04.2012 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edildikten sonra, icra dosyasında şikayetçinin süresinde borca itiraz etmiş olması sebebi ile usulsüz tebligat şikayetini ileri sürmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

                      UYAP Entegrasyonu