Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu, takip dosyasına sunulan 04/02/2016 tarihli dilekçenin aslı bulunamadığından üzerinde imza incelemesinin yapılamadığı, bu halde belge altındaki imzanın borçluya ait olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetin süresinde olduğu kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 11.04.2016 olarak düzeltildiği ve bonodaki imzanın borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

    YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının tebligatın usulsüz olduğu yönündeki iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca süreden reddine, 14/02/2020 tarihli memur işlemine yönelik şikayetin esastan reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkilinin muhtardan tebligatı aldığı tarihin, icra dosyasından haberdar olduğu tarih olduğunu, dosyanın usulsüz tebligat ile kesinleştiğini öğrendikleri tarihin 14/02/2020 olduğunu, icra müdürlüğüne borca itirazlarını sunduklarını, daha önceden Antalya 10....

    Davacı borçlu şirket vekilinin 02/02/2022 tarihli celsede usulsüz tebligatları sisteme yüklendikleri 05/10/2021 tarihinde öğrendiklerini beyan ettiği, usulsüz tebligat şikayetin İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayette bulunması gerektiği, davacı borçlu şirket vekilince 7 günden sonra 16/11/2021 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, davacı vekilince usulsüz tebligatı öğrendiği tarihten itibaren süresi içerisinde şikayette bulunmadığı, mahkemece şikayetin süreden reddine kararının yerinde olduğu, diğer şikayet sebeplerinin ise usulsüz tebligatı öğrenme tarihinden itibaren usule uygun hale geldiğinden mahkemece bu talebi yönünden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Şikayet edilen alacaklı temyiz başvurusunda; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ile takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., TK md. 21/2., 667, 670, 675 sayılı KHK'lar, 3....

      Somut olayda ise, (birinci, ikinci, üçüncü) haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin tebliğ mazbatasında adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatın, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılacağı belirtilmiş, tebligatın Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağı belirtilmediği halde tebliğ memuru bahse konu tebligatı aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

        Somut olayda ise, (birinci, ikinci, üçüncü) haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin tebliğ mazbatasında adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatın, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılacağı belirtilmiş, tebligatın Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağı belirtilmediği halde tebliğ memuru bahse konu tebligatı aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce Mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğundan bahisle onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

          Somut olayda ise, (birinci, ikinci, üçüncü) haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin tebliğ mazbatasında adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatın, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılacağı belirtilmiş, tebligatın Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağı belirtilmediği halde tebliğ memuru bahse konu tebligatı aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

            Şti. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2017 tarih ve 2016/24526 E., 2017/1967 K. sayılı ilamı ile borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....

              A.Ş. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.11.2016 tarih ve 2016/18549 E., 2016/23140 K. sayılı ilamı ile; borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....

                ŞİKAYET Borçlular şikayet dilekçesinde; borçlu şirket adına, şirket çalışanı olmayan...'a ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, diğer borçlu ...'a yapılan tebligatın da...'a usulsüz tebliğ edildiğini, ...adında bir çalışanının bulunmadığını, tebliğ almaya yetkili kişi olup olmadığının tespiti gerektiğini, takipten 26.11.2019 tarihinde haberdar olduklarını, takip talebinde 1.057.331,56 TL masraf alacağı talep edildiğini, böyle bir masraf borcu bulunmadığını, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 26.11.2019 tarihi olarak belirlenmesine, takibin iptaline, alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

                  UYAP Entegrasyonu