Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; haczedilmezlik şikayetinin icra müdürlüğüne yapılmasının ve icra müdürlüğünce haczedilmezlik iddiası değerlendirilerek haczin kaldırılmasına karar verilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, İcra ve iflas daireleri, cebri icranın yürütülmesinde birinci derecede görevlidir. Bu dairelerde çalışan icra ve iflas memurlarına çok önemli görevler ve yetkiler verilmiştir. Kendilerine geniş yetkiler verilmiş olan icra ve iflas memurlarının, bu yetkilerini kötüye kullanmasını önlemek için bir denetime tabi tutulması gereği açıktır. Bu amaçla icra ve iflas dairelerinin işlemlerinin denetlenmesi için bu dairelerin üzerinde icra mahkemeleri kurulmuş ve bu dairelerde çalışan memurların işlemlerine karşı şikayet yolu kabul edilmiştir....

    Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüzde olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Somut olayda borçlu vekilinin 23.09.2014 tarihinde icra takip dosyasına vekaletname sunduğu, şikayet konu ödeme emri tebliğ işleminin ise 25.09.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....

      Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise, şikayete konu ve mahkemece kaldırılmasına karar verilen hacizlerin ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden öncesine ilişkin olduğu, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlı olmadığı, kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediği, icra mahkemesi kararlarının verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağı, ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme bulunmadığı da gözetilerek (Yargıtay 12. H.D. sinin 22/06/2020 tarih, 2019/8563 esas, 2020/5245 karar sayılı benzer içtihadı bu doğrultadır) davalı vekilinin de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/12- 329 esas ve 2017/912 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere “...Alacaklının ancak borçluya ait mal ve hakların haczi ve satışı sonucunda elde edilecek tutardan tatmin edilebileceğine ilişkin ilkeye rağmen kimi zaman üçüncü kişilere ait olduğu ileri sürülen mal ve haklar üzerine de haciz konulduğu görülebilmektedir. Bu ihtimalde mal ve hakkın sahibi üçüncü kişinin korunması için haczedilmezlikten farklı olarak istihkak müessesesi benimsenmiştir...” Aynı karardan olmak üzere “...Haczedilmezlik ile istihkak iddiası arasındaki temel fark haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçluya ait iken, diğer ifade ile ancak borçluya ait bir mal için haczedilmezlik şikayetinde bulunulması mümkün iken; istihkak iddiası kural olarak haczedilen malın mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olması halinde mümkündür....

      İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacı yanın usulsüz tebligat şikayeti ile İİK 33/a, 71/2 maddesine dayalı zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı Ercan Yıldırım kendisi ve yetkilisi olduğu Aey...AŞ adına verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini aynen tekrarlayarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ... aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlu ve takipte taraf olmayan eşi ...'ın ipotekli taşınmazın haline münasip meskenleri olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece şikayetin süresinde olmadığı ve şikayet konu taşınmazın ipotek ettirilmesi sebebiyle meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacakları gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....

        Davanın haczedilmezlik iddiasına ilişkin olduğunun tesbiti halinde ise haczedilmezlik şikayeti prosedürü içinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 17.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle reddine hükmolunması isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Şikayet edilen alacaklı temyiz başvurusunda; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ile takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., TK md. 21/2., 667, 670, 675 sayılı KHK'lar, 3....

              UYAP Entegrasyonu