Mehriban Bekme'ye bilgi verilmiştir." açıklaması yazılarak, 28/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Yönetmeliğin 30/1. maddeleri gereğince, tebliğ işlemi usulüne uygundur. Muhatabın çarşıya gittiği beyan edilmekle adresten ayrılmanın geçici olduğu ve tevziat saatlerinden sonra döneceği kabul edilmelidir. Dosya kapsamına göre ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak 28/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla İİK 16. maddeye göre şikayet için öngörülen 7 günlük süreden sonra dava açıldığı, şikayet sebeplerinin İİK'nın 16/2. maddesinde belirtilen süresiz şikayet sebeplerinden olmadığı anlaşılmakla, süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece, tebliğ tarihinin düzeltilmesi, itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve ... E., ... K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.05.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 03.05.2016 tarihi bildirildiği gibi, borçlu vekilinin 03.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak takip dosyasının fotokopisini talep ettiği gözetildiğinde, borçlunun 11.05.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun seçilen takip şekline göre öğrenme üzerine süresinde icra dairesine başvurarak borca itiraz ettiği de görülmektedir. Bu nedenle şikayet dilekçesinde yazılı 13.9.2004 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesi ve tebliğ tarihinin bu şekilde düzeltilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir. (HGK; nun 29.12.1993 tarih ve 1993/18-778 E, 1993/876 K.). Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının ve başvurunun da süresinde olduğunun tesbiti halinde takibin şekline göre işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu vekilleri Av. .... ve Av. ... tarafından ... C....
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Bir diğer anlatımla, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı hususu icra müdürlüğünce değerlendirilemez. Bu nedenle şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuki sonuç doğurmayacağından, aynı konuda icra mahkemesine yapılan şikayeti konusuz bırakmaz. Kaldı ki her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....
Bu durumda; mahkemece karar düzeltme dilekçesinin anılan şikayetçilere tebliği yapılmış ise tebliğ evrakının dosya içerisine konulması, temin edilemez ise tebliğ tarihinin saptanması için mahkeme kayıtları ve posta idaresi kayıtları üzerinde gerekli incelemenin yapılarak tebliğ tarihinin bildirilmesi, henüz tebliğ yapılmamış ise, karar düzeltme dilekçesi anılan şikayetçilere tebliğ edilip cevap süresi de beklendikten sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 28/01/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayet olunanlar dosyasında konulan haczin tarihinin tapu kaydında 02.05.2017 olarak gözüktüğü, yine icra müdürlüğünce satışı yapılan taşınmaza ilişkin haciz konulmasına dair yazılan müzekkere tarihinin de 28.04.2017 tarihi olduğu, her ne kadar icra müdürlüğünce haciz koyma tarihinin 26.09.2016 tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin 06.11.2019 tarihli karar verilmiş ise de; icra müdürlüğünce bu karara ilişkin olarak tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı, kaldı ki icra müdürlüğünün re'sen haciz tarihinin düzeltilmesine ilişkin kendiliğinden karar veremeyeceği, bu hususun ancak şikayet yolu ile düzeltilebileceği, bu durumda şikayetçinin haciz tarihinin şikayet olunanların haciz tarihinden önce olduğu, ancak şikayet olunanlar dosyasında borca tiraz edildiği, bu itiraz üzerine şikayet olunanlar tarafından itirazın iptaline ilişkin dava açıldığı, itirazın iptali davasının açıldığı tarih, ilk haczi...
Adana Genel İcra Dairesi'nin 2021/2431 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından T1 Vakfı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin davacı borçluya 11.05.2021 tarihinde E-tebligat yoluyla yapıldığı, takibin eklen kesinleştiği, davacı tarafından tebliğ ve öğrenme tarihinin 16.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesi talebiyle şikayette bulunulduğu anlaşılmıştır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.”...
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun .../.... maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren ... günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/...-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması, takibin iptali nedeni olamaz. Yukarıda da belirtildiği üzere, bu durumda tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu bononun kambiyo vasfında olduğu görülmektedir. Ödeme emri tebliğ işlemi ise; "muhatap hazır bulunmadığından sürekli yanında çalıştığını beyan eden çalışanı ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile alacaklıya yapılmış olup, bu durumda, borçluya yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağına ilişkin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür....