Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 04.11.2013 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 22.8.2014 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 04.11.2013 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Uyuşmazlık genel haciz yolu ile ilamsız takipte tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/03/2005 gün, 2005/6-190-220 ve 28/09/2005 tarih, 2005/6-518-518 sayılı kararları gereğince borçlu, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihini düzelttirmesi gerekir. İcra Mahkemesi, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Davalı, dava dilekçesinin tebliğinden sonrada şikayet yoluna başvurmadığından ve icra takibine itiraz etmediğinden 07/08/2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçesi ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
hükmü ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır....
Şikayet mahiyeti itibariyle yedi günlük yasal süreye tabidir. Somut olayda; davalı tarafça delil olarak dayanılan Uyap evrak işlem kütüğü kayıtlarının tetkikinden, davacı T1 tarafından 14/03/2022 tarihi itibariyle icra takip dosyası arasında bulunan ve usulsüzlüğü ileri sürülen tebliğe ilişkin mazbatanın incelendiği, bu tarih itibariyle takipten ve şikayet konusu işlemden haberdar olunmasına rağmen 18/04/2022 tarihinde yasal yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra şikayette bulunulduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet KARAR İnceleme konusu karar tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 14 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı Borçlu kendisine gönderilen 13 (51) örnek ihtarlı ödeme emrinin 09.04.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 13.maddesine göre usulüne uygun olarak . tebliğ edilmediğini iddia etmiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki iddia ettiği usulsüzlüğü öğrendiğinin kabulü gerekir.Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediğinden 09/04/2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Mahkeme ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
No:16/2 Maltepe/İstanbul'' adresine normal tebligat çıkarıldığı, '' 19/02/2020 tarihinde Sermin Arslan' dan sorulup tanınmadığı'' için iade döndüğü, daha sonra aynı adrese 21/2'ye göre 17/03/2020 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, 89/2 ihbarnamesinin aynı adrese 21/2'ye göre 09/07/2020 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, 89/3 ihbarnamesinin aynı adrese 21/2'ye göre 27/07/2020 tarihinde muhtara tebliğ edildiği görüldü. Şikayetin niteliği itibariyle işlemin hadiseye uygun olmadığı sebebine dayandığı, 7 günlük şikayet süresinin 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi 17/03/2020 tarihi itibariyle başladığı ancak, süresinde şikayet yoluna gidilmediği görülmekle şikayetin reddine "karar verilmiştir....
Şikayetçi iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda yukarıda içeriği özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre; şikayetçiler vekili satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece şikayetçilerin dilekçelerinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.Hal böyle olunca, mahkemece, ihalenin feshini gerektirecek başkaca bir fesih sebebi de bulunmadığından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçluya gönderilen 13 (51) örnek ihtarlı ödeme emri 11.03.2014 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 14.07.2014 tarihinde “aynı iş yerinde birlikte daimi çalışan evrak almaya ve imza atmaya ehil ve yetkili Muharrem Kocabacak imzasına tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından .....11.03.2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz....