Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 09.04.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 13.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinde iddia ettiği usulsüzlüğü öğrendiğinin kabulü gerekir.Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülüp, tebliğ tarihi düzelttirilmediğinden 09/04/2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Mahkeme ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalının bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde talep konusu alacağı ödemesi gerekirken, yasal ödeme süresi geçtikten sonra 11.05.2012 tarihinde ödediğinden borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir....
Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ödeme emri tebligat usulsüzlüğü, kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve faize itiraz üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlu şahıslar yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile süresinde olmayan şikayet ve itirazın reddine; borçlu şirket yönünden şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların istinaf isteminin esastan reddine, mahkeme kararının kamu düzeni nedeniyle re'sen kaldırılmasına, istemin süreden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Öte yandan, şikayet konusu tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir. Bu durumda, anılan takipten en geç 04.03.2016 tarihinde haberdar olunmasına rağmen, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini 7 günlük yasal süre aşıldıktan sonra 07/09/2016 tarihinde yapmış olması nedeniyle başvuru süresinde olmayıp, bu hususun ilk derece mahkemesince re'sen gözetilmesi ve yapılan şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup, belirtilen nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Takip dosyası aslının temyiz olunan kararla ilgisi belirlenerek, usulsüzlüğü şikayet edilen borçluya çıkarılan tüm tebligat parçaları asılları ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2013/5347 esas sayılı dosyası ile sıra cetveli düzenlendiği, davacının tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, TK. 32 maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu, ( usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs davacı tarafından ileri sürülemeyeceği ) gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, şikayetçi, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür....
Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını iddia etmiş ise de, hangi tebligatın usulüne uygun olmadığını belirtmediği gibi kendisine mi yoksa diğer ilgililere yapılan tebligatın mı usulsüz olduğunu da açıkça yazmadığı, yalnızca kendisine yapılan usulsüzlüğü ileri sürebileceği ve bunu ileri sürerken de hangi işlemin usulsüz olduğunu açıkça belirtmesi gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin şikayet eden borçluya çıkarılan satış ilanı tebligatlarının usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verildiği görülmekle, tebligat usulsüzlüğü hususundaki itirazın açıkça yapılmadığı bir dilekçeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkeme; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddedileceği, davacı borçluya gönderilen örnek 103 davetiyesinin 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, davacı borçlu vekili Stj....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunan ...’in alacağından ötürü davaya konu sıra cetvelinin düzenlendiği Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğü'nün 2020/7307 E. sayılı dosyada, usulüne aykırı tebligat sonucunda takip kesinleşmediğinden, haciz işlemlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilin alacaklı olduğu Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü 2020/5407 E. sayılı dosyada haciz tarihi 30.06.2020 tarihi olmasına ve ikinci sırada yer verilmiş şikayet olunan ...’ın alacaklı olduğu Şanlıurfa 1....
Kira alacağının tahsili amacıyla borçluya gönderilen 13 örnek ihtarlı ödeme emri 20.6.2009 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Kanununun 35.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ancak, davalı 28.12.2009 tarihinde ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını iddia ederek mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmiş olmakla davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 20.6.2009 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.nun 30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 16/6/2009 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye 11/08/2009 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiştir.Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 16/6/2009 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....