Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüzde olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Somut olayda borçlu vekilinin 23.09.2014 tarihinde icra takip dosyasına vekaletname sunduğu, şikayet konu ödeme emri tebliğ işleminin ise 25.09.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/06/2015 tarih, 2015/15169 Esas - 2015/18431 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sari itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüşler, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, kabul edilen öğrenme tarihine göre süresinde olduğu anlaşılan diğer itiraz ve şikayetler hakkında ise hüküm kurulmamıştır.Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilip Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihi düzeltildiğine göre, düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Buna göre kendisine ödeme emri usulsüz tebliğ edilen ilgili açısından şikayet süresi ödeme emri tebligatını öğrendiği tarihten başlar ve şikayet mercii icra dairesi olmayıp icra mahkemeleridir. Davacı tarafın beyan ettiği öğrenme tarihi 23.10.2019 tarihine göre icra mahkemesine 7 gün içinde başvuruda bulunulmamıştır....
Borçlunun daha evvel sulh hukuk mahkemesinde görülmekte olan tahliye davasında mevcut dava dilekçesine göre hakkında yapılan takipten haberdar olmasına rağmen; bölge adliye mahkemesince, tahliye davasına ilişkin dava dilekçesinde iş bu davaya konu icra dosyası nedeniyle tahliye talebinde bulunulmadığı, bu nedenle o davada yapılan dava dilekçesi tebliğiyle dava konusu takibi öğrenmediğinden bahisle, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde yapıldığı kabul edilmiş ise de; yukarıda belirtildiği üzere bahsi geçen tahliyeye ilişkin dava dosyasına esas dava dilekçesinin incelenmesinde; tebligat usulsüzlüğü şikayetine konu takip dosyası numarasının yer aldığı, dolayısıyla şikayet edenin sulh hukuk mahkemesi dilekçesi tebliği ile hakkındaki takipten 20.04.2019 tarihinde haberdar olmasına rağmen 7 gün içinde şikayette bulunmadığından öğrenme tarihine göre yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
ne "gösterilen adreste iş yeri yetkililerinin o anda toplantı olduğundan iş yerinde daimi çalıştığının beyan eden ehil ve reşit çalışan Ali Saral'a" şerhli 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddesine gereğince yapıldığı anlaşılmıştır. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlulardan olan T1 Taşocakları İşletmeciliği Nak. Tic. Ltd. Şti. hükmi şahıs olup yapılmış olunan tebliğ 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirtilen şekilde yapılmış olup bu durumda davacı-borçlu T1 Taşocakları İşletmeciliği Nak. Tic. Ltd. Şti.'ne satış ilanının ve kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi Tebligat Kanuna göre usulüne uygun yapılmıştır. Tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verdiği bu kapsam da sadece ihalenin feshini isteyen davacı T1 Taşocakları İşletmeciliği Nak. Tic. Ltd. Şti....
Davacı-borçlunun İcra Hukuk Mahkemesine başvurusu bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12- 258 esas, 20018344 sayılı kararı). Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 20/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 28/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunularak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 28/10/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir....
muhammen bedelli taşınmazın 38.600.00 TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayet dilekçesinde de kıymet takdiri tebliğ işlemine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar şatış ilanı tebligat usulsüzlüğü İİK 127. maddesi gereğince tek başına ihalenin feshi nedeni ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince anılan taşınmaza ilişkin davada hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece, ihalenin feshi isteminin reddi gerekirken istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlu vekili icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair şikayet nedenleri ile birlikte vekil olmasına rağmen tüm tebligatların borçlu asile tebliğ edildiğini, borçlu asile yapılan tebligatların da usulsüz olduğunu ileri sürerek, 10.09.2013 tarihli ihalenin feshini istediği, mahkemece kıymet takdiri raporu ile satış ilanı tebliğ işleminin vekil olmasına rağmen borçlu asile yapılmasının usulsüz olduğu kabul edilerek ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, her ne kadar ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırı olarak borçluya tebliğ edildiği görülmüş ise de, borçlu vekilinin 12.08.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi nedeniyle TK'nun 32. maddesi gereğince en geç bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 27.08.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddede öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı borçlunun ödeme emrinde ki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ancak, davalı borçlu bu tarih itibari ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 18.03.2016 tarihinde yapılan ödeme emrine ilişkin tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinde ki usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alamaz. YHGK 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesinleşen takip üzerine yasal süre içerisinde ödeme de bulunmadığından borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....