, mahkemece; şikayetin kabulü ile, hacizlerin kaldırılması talebi doğrultusunda ve tahakkuk ettirilecek harç için de harç tahsil müzekkeresi yazılarak işlem yapılmak üzere 22.10.2015 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya uygun olarak borçluya tebliğ işleminin yapıldığına dair beyanlarıyla, usulsüz tebligata ilişkin şikayet ile yasaya aykırı itirazın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu taşınmazların üzerindeki hacizlerin İİK 106 ve devamı maddeleri gereği kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, dosyada menfaati bulunan 3. kişi yeni malikin de İİK. madde 106 ve devamına göre hacizlerin fekkini talep etme hakkı bulunduğunu, menfaati ihlal edilen her kişinin dosyada taraf olmasa da ilgisi bulunduğunu ıspatlamak kaydıyla ile talepte bulunabileceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, İİK'nın 16 ve 106- 110. maddeleri uyarınca 3. kişi malikin süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin kaldırılması şikayetidir. Haciz tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 106. maddesi gereğince; alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/655- 2017/286 E.K.sayılı ilamında, sadece iptal ve tescil ile yetinilmiş, hacizlerin kaldırılması ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde ve hacizlerin fekki talebinin reddine dair şikayete konu 27/05/2020 tarihli memurluk kararında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12- 461 E. - 2001/516 K.). Buna göre haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumu değişmez. Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması istemi 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir....
Müvekkilim ...herhangi bir satış ilanı ulaşmamıştır'' şeklinde tebligat usulsüzlüğü ileri sürülmüş olup, Bölge Adliye Mahkemesi' nce tebligat usulsüzlüğünün aynı konutta oturmadığına yönelik usulsüzlük iddasının ileri sürülmediğine yönelik tespiti yerinde değildir.Tebligatın kendisine ulaşmadığını bildirmiş olması ve sonrasında duruşmada aynı konutta oturmadığına yönelik beyanı karşısında yapılan kolluk araştırması neticesinde de tebligat yapılan kişinin ''... ... ile aynı konutta birlikte ikamet etmediği'' şeklindeki tespitten sonra satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle yapılan ihalenin feshine karar verilmesi yerinde olacaktır....
İtirazın iptali kararının kaldırılmasından sonra icra müdürlüğünce takibin doğrudan durdurulması ve takibin ilerlemesini sağlayacak hiçbir işlemin yapılmaması gerekir. Aksi hal, bu işlemlerin hükümsüzlüğü sonucunu doğurur. Ancak, icranın iadesi, hacizlerin kaldırılması gibi işlemler ise ilamın kesinleşmiş olmasına bağlı olup ilam kesinleşmeden hacizler kaldırılamaz ve icra iade edilemez. Somut olayda; itirazın iptaline dair ilamın istinaf mahkemesince kaldırılması üzerine takip yasa gereği kendiliğinden durmuş olup, icra müdürlüğünce gerek taraflardan birinin başvurusu gerekse re'sen takibin durdurulması gerekirken, alacaklının bu yöndeki talebinin kesinleşmiş ilamın ibraz edilmesi şartına bağlı tutulmasına dair 11.03.2022 tarihli kararı İİK'nın 40. maddesine açıkça aykırıdır. Ancak, davacı borçlu vekili ayrıca hacizlerin de kaldırılması isteminde bulunduğundan, icra müdürlüğünce ilamın kesinleşmesinin aranması, hacizlerin kaldırılması talebi yönünden yerinde ve isabetlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi vekil tarafından 5.000.000,00 TL bedelli bono alacağından bahisle 10/06/2019 tarihinde kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takip alacaklısı vekilinin 07/09/2020 tarihinde talep açarak borçlu şirketin adına kayıtlı bir kısım taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını istediği, icra müdürlüğünce 08/09/2020 tarihinde haczin kaldırılması talebinin dosya borcunun haricen ödendiğine karine teşkil ettiğinden bahisle talebin reddedildiği görülmüş olup, şikayetçi tarafın takip konusu alacak miktarı dikkate alındığında ayrıca haczin kaldırılması talebinden önce kıymet takdiri yapılmasına ilişkin talebinden vazgeçmesi nedeniyle haczin kaldırılması talebi dosya borcunun haricen tahsil edildiği anlamına geldiğinden şikayetin reddine ilişkin mahkeme kararı yerinde olmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2021/63 ESAS 2021/182 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti ve Haciz İhbarnamelerinin İptali KARAR : Adana 1....
hukuk aykırı bir şekilde tebliğ edilen haciz ihbarnamelerinin ve yapılan işlemlerin iptali için 10/11/2022 tarihinde talepte bulunduklarını, bu taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini, tebligat yapılan adresin müvekkilinin mersis sisteminde kayıtlı adresi olmadığını, tebligat yapılan kişiler ile müvekkilinin hiçbir hukuki ve organik bağının bulunmadığını, borçlunun müvekkili şirketin eski çalışanı olduğunu belirterek, davanın kabulü ile hacizlerin ve 10/11/2022 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Üçüncü kişilerin, adlarına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK’nun 24.09.1997 tarih 1997/15- 461 E. 1997/729 K.; HGK’nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12- 461 E. 2001/516 K.; HGK’nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12- 198 E. 2004/183 K.) İcra dosyasının incelenmesinde; dava konusu taşınmazlara davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasnın talep edildiği, sunulan Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/655 esas 2017/286 karar sayılı ilamında açıkça dava konusu taşınmazlardaki ipoteklerin ayrı ayrı kaldırılması yönünde hüküm kurulduğu, davanın taraflar arasında görüldüğü, hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır....