DAVA Asıl dosya şikayetçisi, borçlu ... şikayet dilekçesiyle, adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 9323 ada, 10 parsel, 1.kat, 6 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya şikayetçisi, borçlu ... şikayet dilekçesiyle adına kayıtlı ... ... İlçesi, ... Mahallesi, 471 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Ankara 16.İcra Dairesinin 2012/18278 esas nolu dosyasında alacaklı ... vekili tarafından borçlular ... ve diğerleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 26.658,96 TL alacak için,25.000,00 TL bedelli 24.11.2012 tarihli çeke dayalı olarak 04.12.2012 tarihinde takip yapıldığı; şikayetçi adına kayıtlı olan 1 nolu parseldeki apartmanın 16 nolu bağımsız bölümüne 07.12.2012 tarihli icra müdürlüğü yazısı ile 12.12.2012 tarihinde haciz işlendiği ve şikayet eden tarafından meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 11.02.2013 tarihinde düzenlenen öninceleme tensip tutanağı ile delillerin bildirilmesi, gerekli gider avansının yatırılmasına karar verilerek, şikayet eden vekiline 22.02.2013 tarihinde bu husus tebliğ edilmiş olup; şikayet eden vekilince 05.02.2013 tarihli makbuzla 503,55 TL gider avansı yatırılmıştır....
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanları ile taleplerini daralttıklarını ve davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, HMK hükümlerine göre davalının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak gelmemesi halinde davacının davalının muvafakatı aranmadan davasını genişletip değiştirebileceğini, kendileri tarafından davalının mazeretsiz gelmediği ön inceleme duruşmasında talep sonucu daraltılarak davanın yalnızca şikayet davası olarak kabul edilmesinin talep edildiğini, bu nedenle davanın tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet davası olarak görülmesi gerektiğini, kaldı ki usulsüz tebligatın kendiliğinden dikkate alınması gerektiğini, davacıya gönderilen 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tümünün usulsüz tebliğ edildiklerini, davacının her üç ihbarnamenin tebliği tarihinde de bağ evinde olduğunu, bu durumun komşuları tarafından da bilindiğini, ayrıca tebligatların TK'nun 21/1 maddesindeki...
İİK'nun 82. maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir düzenleme mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 10.05.2013, 15.08.2014 ve 19.11.2014 tarihlerinde haciz şerhi konulduğu görülmüş olup, mahkemece şikayet konusu işlemin hangi hacze yönelik olduğu tespit edilmeksizin ve yine alacaklının davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılmadığına dair iddiası da araştırılmaksızın şikayetin esastan incelenerek karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu haciz işlemine karşı İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olup, icra mahkemesine şikayet olarak başvurulması, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili değildir....
Somut olayda, borçlu adına çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edilmesi üzerine adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 30.12.2014 tarihinde tebligat yapıldığı, borçlunun maaşına 20.01.2015 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayeti ise takip kesinleşmeden maaşına konulan haczin kaldırılması istemi ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne de yönelik olduğundan öncelikle örnek 7 ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra oluşacak sonuç çerçevesinde hacze yönelik şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/2437 Talimat sayılı dosyasından borçlu adına kayıtlı 8 adet taşınmaza ilişkin olarak 29.01.2014 ve 30.01.2014 tarihlerinde satış işlemlerinin gerçekleştirildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde, söz konusu ihalelerin feshi istemi yanında taşkın haciz iddiasında da bulunduğu,taşkın hacze yönelik şikayeti inceleme yetkisinin talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle taşkın haciz şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosyanın görevli ve yetkili ...1. İcra Müdürlüğü'nün bağlı bulunduğu İstanbul İcra Mahkemesi'ne gönderilmesi yönünde hüküm kurulduğu, akabinde, sözü edilen dosyanın.... İcra Mahkemesi'nin 2014/563 Esas sırasına kaydının yapılması suretiyle yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar, mahkemece, istem, ihalenin feshi olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; ......
Haciz konusu bir malın satış tutarı kural olarak, İİK'nın 138. madde hükmü uyarıca haciz tarihindeki alacakla bu alacağa satışa kadar işleyen faiz miktarının toplamını karşılar. Bir diğer anlatımla, haciz tarihinden sonra oluşan alacaklar, önceki hacizden yararlanamaz. Somut olayda, şikayetçi Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün haczinin konulmasından sonra doğan vergi alacakları, bu haciz kapsamında değildir. İcra mahkemesince, 16.07.2012 olan haciz tarihi itibariyle alacak miktarı ile ilgili bilgi ve belgeler vergi dairesi müdürlüğünden getirtilerek bilirkişi aracılığıyla haciz tarihi itibariyle şikayetçinin alacağının hesaplanması, belirlenen bu alacağa 15.04.2014 olan satış tarihine kadar işleyecek faizin de eklenmesi ve toplam tutarın sıra cetvelinde dikkate alınması gerekirken şikayetçinin bu yöndeki şikayeti ile ilgili hesaplama içermeyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, haczedilmezlik şikayeti ve memur muamelesini şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafından haczedilmezlik şikayeti ile birlikte, memur muamelesini şikayet talebinde de bulunulmuş, ancak mahkemece, davacının memur muamelesini şikayet istemi ile ilgili herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....