"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali Uyuşmazlık, İİK.nun 269 ve sonrası maddelere dayalı olarak alacaklı tarafından yapılmış bir itirazın kaldırılması istemi olmayıp, mükerrer takip yapıldığından bahisle borçlunun şikayeti ile takibin durdurulması veya iptali işlemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının yapmış olduğu masrafları istediği halde davacı tarafından ödenmediğini ispat yükü altında olduğu ve vekalet ücreti alacağının aksi kararlaştırılmadıkça işin bitiminde muaccel olacağı hususları değerlendirilip Avukatlık Kanunu 174. madde gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Davacı, davalının haksız şikayeti nedeni ile yargılanıp beraat ettiğini ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuş, davalı ise yasal şikayet hakkını kullandığını savunarak davanın reddini dilemiş, Mahkemece, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınmıştır....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligat mazbatasında tebliğin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağına dair bir şerh bulunmadığından usulsüz olduğunu, tebligattan 04.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde borcun sebebi olarak kefalete dayanılmasına rağmen takibe bir belge eklenmediğini ve bu durumun İİK'nın 58/5. maddesine aykırı olduğunu, bir kefalet sözleşmesi bulunması halinde ise böyle bir sözleşmeye imza atmadığını ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve 13.6.2014 tarihli borç senedinde borçlunun kefil olarak imzası bulunduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
İcra Müdürlüğünün 2010/6303 sayılı dosyasında bu ilamdan doğan alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte tahsili istenmiş ve takip talebine “tahsilde tekerrür olmama” kaydıda konulmuştur. İlâmdan kaynaklanan alacak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip konusu yapılabilir. Şikayetçinin icra emri yerine ödeme emri gönderilmesi gerektiği yönündeki şikayeti bu nedenle yerinde değildir. Ayrıca takip konusu alacak şikayetçi ipotek verenin garanti sözleşmesinden değil lehine ipotek verilen...'ın ilâmdan doğan borcundan kaynaklandığından bu yöne ilişkin şikayetinde kabulü mümkün değildir. İİK.nun 149, 150/ı göndermesi ile ipotekli takiplerde de uygulanacak İİK.nun 33/1, 2, 4. maddelerinde yer verilen itfa, imhal, zamanaşımı iddiasıda bulunmadığından şikayetin reddi gerekir....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 02.04.2015 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya 21.07.2015 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun, hacizden 17.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 22.07.2015 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Öte yandan İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 14.01.2013 tarihinde konduğu, bu haciz kapsamında 04.12.2013 tarihinde kıymet takdiri yapılıp 29.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ olunduğu, daha sonra taşınmaza 30.01.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ancak şikayet tarihine kadar borçlunun hacizden haber olduğuna dair bir belge yada bilgi olmadığı görülmektedir.Buna göre, borçlunun 17.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 30.01.2014 tarihli haciz yönünden İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir....
İİK. nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak, alacaklı vekilinin 18.02.2013 tarihli talebi üzerine 19.02.2013 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya bildirimde bulunulmadığı, borçlunun, hacizden 10.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 17.10.2014 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık borçlunun isteminin İİK'nun 169.maddesinde belirtilen borca itiraz mı; yoksa İİK'nun 170/a maddesine (borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti) dayalı bir şikayet mi olduğu, buna göre 5 günlük sürenin mi dikkate alınacağı, yoksa süresiz şikayete mi tabi olduğu, sonuç olarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durmakta yarar vardır. Kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 167 ve devamı maddelerinde, haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169-169/a maddelerinde, imzaya itiraz 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen davacı eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlular aleyhine alacaklı tarafından, işe iade davası sonrası verilen hükme dayalı olarak ilamlı takip başlatıldığı, icra emriyle; 8.840,84 TL dört maaş tutarı ile bu alacak kalemine işleyecek faiz 446,89 TL 'nin ödenmesinin istendiği, borçlu vekilinin ilama aykırı olarak talepte bulunulduğu şikayeti üzerine; Mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, hükmün borçlu vekilince temyiz edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre uyuşmazlık, borçlular aleyhine yapılan takip sırasında haczedilen taşınmaza kıymet takdiri yapılırken, taşınmaz üzerinde bulunan ve borçlular ile ilgisi bulunmayan bir kısım demirbaşın da taşınmazla birlikte kıymet takdirine konu edilmesine yönelik ve 3.kişinin İ.İ.K'nun 16. maddesine dayanan memur işlemini şikayeti niteliğinde olup, şikayet konusu edilen menkuller hakkında geçerli bir haciz işlemi bulunmadığından, Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek 12.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 31.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....