Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğü'nün 2006/2405 sayılı dosyasında haczin 07.04.2006 tarihinde konduğu, 04.04.2008 tarihinde alacaklı vekilince diğer işlemlerin masraflarının yanında ayrıca ....800,00 TL satış avansı yatırılarak yasal süre içinde satış talebinde bulunulduğu, alacaklı vekilinin talebi ile müşterek mülkiyete konu taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderilmesi için dava açma konusunda alacaklı vekiline yetki verildiği, ....03.2010 tarihinde haciz devam ederken alacaklı vekilince masraf önceden yatırılıp satış yapılmadığından yasal süre içinde satış talebinin yenilendiği, 04.05.2010 tarihinde verilen yetki doğrultusunda ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davanın karar aşamasına geldiği sırada şikayetçi vekilince açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu dava konusu taşımazın ... .......

    esastan reddine karar verilmiştir....

      Müdürlüğü'nün 2009/1294 Esas sayılı dosyasında taşınmaza 06.03.2009 tarihinde haciz konulduğunu, 04.03.2011 tarihinde satış talep edilip ....500,00 TL satış avansı yatırıldığını, taşınmaz üzerinde kıymet takdiri yapılıp 62.000,00 TL kıymet belirlendiğini, ipotek alacaklısının 37.000,00 TL'nin altında satış yapılmasına muvafakat etmemesi ve ihalenin de %60 veya %40'ı geçmesi gerektiğinden ve satış imkansızlaşacağından taşınmazın satışına geçilemediğini, bu kez de ipotek alacaklısının satışa geçmesi üzerine dosyadaki haciz ve satış hakkı baki kalmak üzere dosyaya yatırılan avansın taraflarınca çekildiğini, dosyadaki satış talebinin İİK'nın 106. ve 110. maddeleri kapsamında geri alınmadığını, ipotek alacaklısı tarafından satışa girişildiği ve avansa ihtiyaç kalmadığı için avansın geri alındığını, taşınmaz üzerindeki ilk haczin müvekkiline ait dosyadan konulan 06.03.2009 tarihli haciz olduğunu ileri sürerek, rehin dosyasına ilişkin bilgileri ihtiva etmeyen ve bu sebeple rehin takibine ilişkin...

        Ancak satış ilanı usulüne uygun tebliğ edildiği halde satış ilanının tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ihalenin feshi talebinde bulunulmadığından davanın süreden reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf talebinin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın süreden reddine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 13.05.2013 gün ve 3099 esas, 3156 karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçiler vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçiler vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde müvekkilinin alacaklı olduğu dosyalardan konulan hacizlerin düştüğü gerekçesiyle satış tutarının şikayet olunana isabet ettirildiğini; şikayet olunanın hacizlerinin de iki yıllık sürede satış istenmemesi nedeniyle düştüğünü; öte yandan sırf kamu alacağı olması sebebiyle satış bedelinin karşı tarafa ödenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek, ödemenin garameten yapılmasını ve Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusunda bulunulmasını talep etmiştir....

          in alacağına ilişkin sıra cetvelinin iptaline, şikayetçinin sıra cetvelinde birinci sıraya alınması yönündeki talebinin reddine dair verilen kararın birleşen dosyada şikayetçi ile asıl dosyada şikayet olunan vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 28.04.2016 tarih ve 1433E., 2750 K. sayılı ilamıyla birleşen dosyada şikeyetçinin temyiz itirazlarının reddine, asıl dosyada şikayet olunanın diğer temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez, asıl dosyada şikayetçi karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

            Dava konusu uyuşmazlığın ilk alacaklılar toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin olması nedeni ile istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/13293 Esas 2018/10114 Karar) ilk derece mahkemesinin istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararı yerinde bulunmakla, istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İlk derece mahkemesi ek kararının yerinde olması ve istinafa konu uyuşmazlığın nitelik itibariyle kesin olması nedeniyle istinaf talebinin REDDİNE; 2- a)Peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsiline b)İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda İİK. 365/3. maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....

            İcra Müdürlüğünün 2013/2957 Esas sayılı dosyasında borçluya ait taşınmazın satış bedelinin paylaştırılması için 24.09.2014 tarihli sıra cetveli tanzim edildiğini, sıra cetvelinde ilk iki sırada şikayet olunanın alacaklı olduğu her iki takibinde müvekkili bankanın takibinden önce kesinleşmiş olmasına rağmen hacizli taşınmazlar yönünden süresi içinde satış talep edilip satış avansı yatırılmadığı için hacizlerin düştüğünü ileri sürerek şikayet olunana ayrılan payın müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya ödenmesine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, taşınmazın satışının süresi içinde istendiğini ve satış avansının da 18.11.2013 tarihinde yatırıldığını, şikayetçinin 12. sırada haciz alacaklısı olduğunu, kendisinden önceki haciz alacaklılarının da önüne geçerek parayı tahsil etme gayretinde bulunduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir....

              Cevabi yazısından anlaşılmakla satış talebinin reddine, 2. Maddedeki talebin adres belirtilmediğinden reddine" karar verildiği, mahkemece verilen red kararına karşı şikayetçi alacaklı vekilinin istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür. Şikayetçi davacı alacaklı vekilinin satış talebinin ve muhafaza talebinin reddi kararına karşı istinafının değerlendirilmesinde; İ.İ.K 363.maddesinin 1.fıkrasında istinaf yoluna başvurma ve istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar düzenlenmiştir....

              Ancak satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası, ancak ilgilisince ileri sürülebilir. İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının, ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığı gibi, tebligat, borçlunun kıymet takdirine itiraz eden vekili Av....’e 09.04.2014 tarihinde bizzat yapılmıştır. Tapu sicilindeki ilgililere tebligat yapılmamış olması, borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Mahkemece, borçlunun, şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan, "satış ilanının ilgililere tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....

                UYAP Entegrasyonu