YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunmak için gerekli olan 7 günlük yasal süre içinde dava açılmadığını, ayrıca haczedilemezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığının şart olduğunu,, şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olduğunu, bu durumda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığını belirterek, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; açılan davanın süresinde açıldığını, dava dilekçesinde beyanlarını tekrarla, haciz konulan taşınmazın tek evi olduğunu, İİK'nın 82 ve devam eden maddelere göre evin haczinin mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
GEREKÇE; Uyuşmazlık; meskeniyet şikayeti niteliğindedir. Borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti üzerine, mahkemece dava dilekçesinde davacının imzası eksik olduğundan bahisle bu eksikliğin bir haftalık kesin süre içerisinde giderilmesi, kesin süreye riayet edilmediği taktirde HMK'nun 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine dair borçluya 10.11.2021 tarihinde meşruhatlı tebligat yapıldığı, ancak belirtilen eksikliğinde giderilmediği gerekçesiyle davacının da hazır bulunduğu 17.12.2021 tarihli ilk celsede davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 18. maddesinin üçüncü fıkrasına göre icra mahkemesinin şikayet konusu işlem hakkında duruşma yapılması yönünde karar vermesi halinde taraflar gelmese bile icap eden kararı vermesi gerekmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK.'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, HMK. anlamında dava niteliğini taşımaz. Şikayette yargılama usulü İİK.'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet konusu taşınmaz üzerinde tapu kaydında görülen ipoteğin haciz tarihinden önce borç ödenerek düştüğü görülmekle meskeniyet şikayetine engel olmadığı, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçlunun haline münasip ev değerinin dava tarihi itibariyle belirlendiği, aradan geçen süre ve borçlunun sosyal ve ekonomik durumu da dikkate alındığında mahkemenin borçlunun haline münasip ev değerinin 180.000,00 TL olduğu yönündeki takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın kısmen kabul-kısmen reddi dikkate alındığında HMK md. 326 gereğince yargılama giderinin taraflar arasında paylaştırılması yönündeki mahkeme kararının da usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 19/02/2018 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, İİK'nın 106. maddesi uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak davalı alacaklının, 1 yıllık süre içinde satış talep etmediği, şikayet tarihi itibari ile dava konusu 19/02/2018 tarihli haciz ayakta olmakla birlikte haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde alacaklı tarafından taşınmazın satışının talep edilmemesi ve meskeniyet şikayetinin satış isteme sürelerini durdurmaması sebebiyle karar tarihi olan 18/06/2020 tarihinde haczin düştüğü anlaşılmaktadır....
Somut davada; şikayet konusu taşınmazda borçlunun hissedar olduğu ,taşınmaza en son 28/05/2021 tarihinde haciz konulduğu, davacıya 103 davetiyesinin 04/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği ,eldeki davanın süresi içinde açıldığı, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunması için bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturmasının gerekmediği, taşınmaz tapuda fındıklık olarak kayıtlı ise de, üzerinde meskeniyet şikayetine konu olan evin bulunduğunun yerel mahkemece mahallinde yapılan keşifte belirlenmiş olmasına, uzman bilirkişilerden alınan raporda şikayete konu olan taşınmazda, borçlunun hissesinin 4/6 olması sebebiyle hissesine düşen değerinin 223.390,00 TL olduğu, borçlunun haline münasip alabileceği ev değerinin ise 470.000,00 TL olduğu tespit edilmiş olmakla taşınmazdaki hisse değerinin borçlunun haline münasip alabileceği meskenin değerinden az olduğunun anlaşılmasına, bilirkişi raporunun ve ek raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğunun...
müvekkili T2 yönünden bu hacze ilişkin olarak meskeniyet iddiasında bulunduklarını belirterek, icra müdürlüğünün 13/03/2020 ve 10/03/2021 tarihli kararlarının kaldırılmasına, müvekkili T2 yönünden meskeniyet iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; şikâyetçi borçlu tarafından 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüzlüğü ile birlikte meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile süresinde yapıldığı kabul edilen meskeniyet şikayetine ilişkin yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile şikayetin kısmen kabulüne 16/05/2023 tarihinde mahkemece karar verildiği görülmüş olup, icra müdürlüğünün 17/05/2023 tarihli karar tensip tutanağı ile dosyanın infaz ile kapatılmasına karar verildiği ve aynı tarihte meskeniyet şikayetine konu Kayseri ili İncesu ilçesi Bahçesaray mah. 662 ada 3 parsel 20 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin kaldırılması için Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı görülmekle şikâyete konu taşınmazdaki haczin mahkemenin karar tarihinden sonra Dairemiz inceleme tarihinden önce kaldırılmış olduğu görülmekle müdürlüğün haczin kaldırılması karar tarihi itibariyle meskeniyet...
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerinde ... lehine 17.09.1997 tarihli 1. derece 750 TL, 27.08.1990 tarihli 2. derece 5.000 TL ve 28.03.2008 tarihli 3. derece 70.000 TL miktarlarında ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. İpotek alacaklısı kooperatif ile borçlu ... arasında düzenlenin 20.03.2008 tarih ve 444 sayılı sözleşmeye göre ipoteğin, ...'ın ipotek alacaklısı kooperatife olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olduğu görülmektedir....
Davacı vekili, alacaklı tarafın 16/10/2020 tarihinde icra dosyasına dilekçe sunarak borçluya 103 davetiyesi tebliğini talep ettiğini, bu talebin kendilerine, dava açmak için, 7 günlük yeni bir hak bahşedeceğini ileri sürmüş ise de; bu talep üzerine borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi, dava tarihinden, hatta istinaf başvurusundan sonraki bir tarihte yapılmış olup, sadece bu yönde talep dilekçesi sunulmuş olmasının meskeniyet şikayetinde bulunulması için davacı-borçluya yeni bir hak vermeyeceği açıktır. Dolayısıyla, borçlu tarafça 09/09/2020 tarihinde kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra ( 20/10/2020 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....
Şikayete konu taşınmazda şikayetçi borçlunun el birliği ile mülkiyet hakkının olması, bu pay dolayısıyla var olan evi kullanma hakkına dayalı olarak meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını şikayetçiye verir. Şikayetçinin payının değeri bilirkişi raporu ile 66.430 TL olarak belirlenmiştir. Şikayetçinin haline uygun 2+1 evi en uygun 250.000 TL bedelle alabileceği bilirkişi raporuyla sabit olduğundan meskeniyet şikayetinin kabulü kararı hukuka uygundur. İİK 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun veya borçlunun eşi tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle İİK 106- 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir....