ilçesinde 300.00,00 TL'ne haline münasip mesken satın alınabilmesinin fiilen imkansız olduğunu, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak meskeniyet şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, davacı borçlunun 01.09.2020 tarihinden itibaren ilgili haczi öğrendiğini ve yedi günlük itiraz süresini kaçırdığını meskeniyet itirazının mahkemece süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, bunun haricinde borçlunun ilgili taşınmazlar üzerindeki ipotekler sebebiyle meskeniyet itirazı hakkından önceden feragat etmesi gerektiğini yurt dışında ikamet ettiği ve yerleşik olduğu birden fazla taşınmaza sahip olduğu yurt dışına çıkmadan önce dahi dava konusu taşınmazı mesken olarak kullanmadığı ve davalı alacaklı müvekkilin ipotek alacaklısı olması sebepleriyle esas yönünden de meskeniyet itirazının reddedilmesini talep etmiştir. III....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar mahkemece meskeniyet şikayetinin süresinde olmaması nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı incelendiğinde 08/04/2021 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz konulduğu ve bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde 15/04/2021 tarihinde davanın açıldığı anlaşıldığından her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze ilişkin şikayete konu meskeniyet iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan gerekçe ile davanın süreden reddine karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden davacı vekilinin istinaf talebi yerinde bulunduğundan HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/229 Esas 2021/358 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğün'ün 2017/137 Talimat sayılı dosyası üzerinden 24/07/2018 tarihinde kıymet takdiri yapılmak üzere taşınmazın bulunduğu yere gidildiğinin belirtildiği, meskeniyet şikayetine konu davanın 16/08/2018 tarihinde açıldığı, hacizden borçlunun en geç kıymet takdirinin yapıldığı tarihte haberdar olduğunun anlaşılması karşısında 7 günlük meskeniyet şikayet süresinin geçmiş olduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile şikayete konu taşınmazda şikayetçi hissesi üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; murisleri hakkında başlatılan takip kesinleştikten sonra murisin vefat etmesi üzerine mirasçı olarak kendilerine muhtıra tebliğ edildiğini, 06.01.2020 tarihinde ... İli, ... İlçesi ......
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına hükmedilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; şikayete konu hacizden 12.03.2021 tarihinde haberdar olduğunu ve haczedilen taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek, tapunun 31395 ada, 1 parselinde kayıtlı 4 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II....
Davacı alacaklının satışa geçtiği ikinci takip dosyasından yeniden meskeniyet davası açarak satışın durdurulması yoluna gitmişlerdir ki zaten böyle bir davanın açılması satışı durdurmaz kaldı ki açılan bu ikinci meskeniyet davası derdestlik nedeniyle daha önce verilmiş bir karar olması nedeniyle red olduğundan ilk açılan meskeniyet davası kararını ikinci verilen karar ile ikinci satışta da gözönüne alınabileceğini hükme bağlamıştır. Yani şikayet konusu dosyadan verilen karar İcra müdürlüğüne ibraz edilmeli satışın bu karara istinaden verilmesi gerektiği konusunda müracaat yapılması gerekirken yapılmadığı gibi İcra Müdürlüğü söz konusu Mahkemelere herhangi bir bildirimde bulunmayarak sanki açılmış meskeniyet davaları yokmuş gibi satışa yapmış oldukları kendi kıymet takdiri üzerinden satışa gitmeleri usul ve yasaya aykırıdır....
Bu durumda, her ne kadar taşınmazdaki 23.05.2014 tarihli haciz şerhine ilişkin meskeniyet şikayeti ve bu şikayete binaen verilen bir karar mevcut ise de, satışa esas alının son haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmayıp yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından ve bu hak kullanılmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekmekte olup Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi 22....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte meskeniyet ve takibin iptali istemli şikayet üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; sair şikayet nedenlerinin yanı sıra toplu ipoteğe konu tüm taşınmazlar için takip başlatılmadığını ve taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Değerlendirme Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı bir meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetin süresinde olduğu, haczin şikayet tarihi itibariyle düşmediği, taşınmaz üzerinde zorunlu ipotek tesis edildiği ve hüküm kurmaya elverişli 10.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporuna göre hacizli taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....