İcra Müdürlüğünün 2017/906 sayılı dosyasında alacaklı Yapıkredi Bankası A.Ş. tarafından borçlu T1 hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 06/02/2017 tarihinde takip başlatıldığı borçlu T1'e banka tarafından açılan ticari krediler çek garanti tutarları sebebiyle Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, İstiklal Mah. 16 pafta 973 ada 928 parselde bulunan taşınmaz üzerine 112.500 TL bedelli 1. derece ipotek tesis edildiği, ... borçlunun borcunun teminatı olarak bankaya ipotek verdiği taşınmaz üzerinden İİK 82/12 maddesi kapsamında meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olmakla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte haciz aşaması bulunmadığından meskeniyet şikayetine konu edilecek bir haciz işlemi olmadığı anlaşılmakla şikayet yoluyla açılan davanın reddine..." karar verildiği, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine; Dairemizin 05/12/2018 tarih, 2018/428 Esas, 2018/2004 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "......
İcra Hukuk Mahkemesi'ne verilen 12.09.2011 tarihli ve ilgili mahkemenin 2011/928 esasına kaydedilen şikayet dilekçesinde, takip dosyasının incelendiğinin belirtildiği,dolayısı ile hacizden ilgili dilekçe tarihi olan 12.09.2011 tarihi itibari ile haberdar olunduğu, meskeniyet şikayetinin ise İİK nun 16. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içinde yapılmadığı belirtilerek talep süre yönünden reddedilmiştir....
Davacı borçlu istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamakla birlikte mahkemece icra dairesine yaptığı itirazları gözetilmeden karar verildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; 103 davet kağıdının 01/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde de 103 davet kağıdı tebliği ile haczi öğrendiğini bildirdiği, 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik bir iddianın bulunmadığı, meskeniyet şikayetinin 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 29/03/2019 tarihinde ileri sürüldüğü, meskeniyet şikayetinin icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, icra müdürlüğüne yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, Mahkemenin şikayetin süreden reddine ilişkin kararının isabetli olduğu anlaşılmıştır....
Borçlunun, şikayet dilekçesinde taşınmazına konulan haczin bildirimine dair tebligatların usulüne uygun olmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....
Mahkeme; İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının yalnızca tapu maliki borçluya ait olduğu, şikayet eden T1 tapu kayıt maliki borçlu olmadığı, lehine aile konutu şerhi verilen kişi olduğu, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte ilk derece Mahkemesi kararının Anayasa Mahkemesi'nin 2016/10454 Esas sayılı kararına aykırı olduğunu, anılan kararda eşe dava hakkı tanınması gerektiğinin belirtildiğini, diğer taraftan bilirkişi raporunda belirlenen haline münasip mesken değerinin yeterli olmadığını, belirlenen değer üzerinden borçlunun haline münasip mesken edinemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi 3. kişi istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmekle birlikte, takip borçlusu olan eşi tarafından meskeniyet şikayeti hakkının kullanılmamasının şikayetçinin mahkemeye başvurma hakkını kısıtlamaması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm yargı organlarını bağladığını, henüz işbu şikayet sonuçlanmamış olmakla hak ihlali oluşmadığından şikayetçi tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının kullanılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, meskeniyet iddiası ileri sürülen İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Tuğlacıbaşı Mah., 3100 Ada, 129 Parselde kayıtlı 28 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın, haciz ve şikayet tarihinde tam hisse ile borçlu Kamil Tuğrul Karaca adına kayıtlı olduğu , şikayet edenin , şikayete konu taşınmazın maliki olmaması ve icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; şikayete konu taşınmazın kaydına 19.10.2020 tarihinde haciz konulduğu, davacıların meskeniyet şikayetlerini 26.11.2020 tarihinde ileri sürdükleri, yargılama devam ederken şikayete konu taşınmazın 18.12.2020 tarihinde 3.kişi Muhammed Koraş'a satıldığı, meskeniyet şikayetin de bulunulması için borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulmuş geçerli bir haczin varlığı ve mevcudiyetini sürdürmesi gerektiği, ancak şikayete konu taşınmazın henüz karar verilmeden satıldığı, dolayısıyla davacı borçluların artık taşınmazın maliki olmadıkları ve şikayetin konusuz kaldığı anlaşılmakla, mahkemece konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gekirken, şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacıların istinaf talebinin HMK'nın 353(1)-b/2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek...
İcra Hukuk Mahkemesince dava konusu ev üzerindeki haczin kaldırıldığını, ancak buna rağmen müvekkilinin evi üzerine tekrar haciz konulduğunu, taşınmazın arsa olarak tapuda kayıtlı olmasının, üzerinde konut niteliğine haiz bir yapı bulunduğu sürece meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmeyeceğini, mahkemece taşınmaz üzerinde keşif yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, mahcuz taşınmazın değerinin de tespit edilmediğini, mahkemeye sunmuş oldukları son tapu kaydında taşınmazın mesken vasfını kazanmış olduğunun görüleceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;Uyuşmazlık, memur muamelesine yönelik şikayet ve meskeniyet şikayeti niteliğindedir....
Meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir....