Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz, ipotekli taşınmaz olduğundan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte haciz safhası bulunmadığından, borçlu taşınmazına ipotek koydurmakla meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağından, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca borçlunun meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir. Davacı tarafından kıymet takdirine ilişkin şikayet ile satışın durdurulması ve iptaline ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır. Kıymet takdirine ilişkin her türlü şikayet ile satışın durdurulması ve iptali hakkında verilen ilk derece mahkemesi kararları, İİK'nın 128/a ve 363/1 maddeleri gereğince niteliği itibariyle kesin olup, istinafı kabil değildir....

DAVA Asıl dosya şikayetçisi, borçlu ... şikayet dilekçesiyle, adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 9323 ada, 10 parsel, 1.kat, 6 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya şikayetçisi, borçlu ... şikayet dilekçesiyle adına kayıtlı ... ... İlçesi, ... Mahallesi, 471 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğu, hacizden şikayet tarihiyle aynı gün haberdar olunduğu, İİK madde 82/12 uyarınca hacizli taşınmazın, borçlunun haline münasip meskeni olup, haczinin mümkün olmadığı şikayeti ile meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

    İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kural olarak haczedilmezlik iddiasının yedi günlük şikayet süresi içinde ileri sürülmesi gerektiğini, yerel mahkemeye yapılan şikayetin başvuruyu öğrenme tarihinden itibaren kanunda yazılı yedi günlük süre içerisinde yapıldığını, ancak yerel mahkeme süre aşımı gerekçesi ile şikayeti reddettiğini, söz konusu kararın müvekkili mağdur ettiği nedenleri ile istinaf talebinin kabulü, kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, haczedilemezlik ve meskeniyet şikayeti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    Taraflar arasındaki, asıl dosyada meskeniyet şikayeti ve birleşen dosyada kıymet takdir raporuna itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl dosyada meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü ile şikayete konu taşınmazın 315.000,00 TL'den az olmamak üzere satılmasına, bu bedelin şikayetçiye, kalan bedelin alacaklılara ödenmesine, birleşen dosyada ise kıymet takdirine yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu ile şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların başvurularının ayrı ayrı esastan reddine hükmedilmiştir....

      Somut olayda; borçlunun Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi Kocasinan Mah. 402 ada 28 parsel 12 nolu bağımsız bölüme 11/01/2019 tarihinde yeni haciz konduğu, 23/01/2019 tarihinde 103 davetiyesinin borçlu asile tebliğ edildiği, 28/01/2019 tarihinde şikayet eden vekili tarafından icra müdürlüğü nezdinde haczin fekkinin talep edildiği anlaşılmıştır. Şikayet eden ve vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddia olmadığı ve şikayet eden vekilinin 28/01/2019 tarihinde icra dosyasına sunduğu talep dilekçesi ile hacizden haberdar olduğu buna rağmen şikayet eden vekili tarafından 19/04/2019 tarihinde dava açıldığı, şikayetin kanunda düzenlenen 7 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafın davasının süre aşımından reddine" karar verildiği görülmüştür....

      İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Öte yandan, şikayet konusu yapılan taşınmazın alacaklı banka lehine ipotek tesis edildiği ve takip konusu yapıldığı da görülmüştür. O halde, mahkemece şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin zorunlu kredi olmayıp, ticari kredilerden kaynaklı olması nedeniyle borçlunun meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

        Erzurum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/205 Esas sayılı dosyasında 27/07/2020 tarihinde yapılan ihalenin feshi istemiyle birlikte meskeniyet şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 22.10.2020 tarih ve 2020/294 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir. Meskeniyet şikayeti ile ilgili davada İİK 4.maddesi gereğince şikayet konusu haciz işleminin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu mahkeme kesin olarak yetkili olup bu nedenle meskeniyet şikayeti hakkında verilen yetkisizlik kararının doğru olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar meskeniyet şikayeti hakkında Erzurum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/205 Esas sayılı dosyasında açılan davada karar verilmiş ise de meskeniyet şikayetini incelemekle kesin olarak Karlıova İcra Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan verilen yetkisizlik kararı yerinde olup derdestlik ve kesin hüküm bulunmaması gibi dava şartlarını incelemekle adı geçen mahkeme yetkili ve görevlidir....

        İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....

        Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu