İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, İlk Derece Mahkemesinin icra müdürlüğünce alınan kıymet takdir raporundaki değerlerle kıymet takdir raporuna itiraz üzerine mahkemece alınan rapordaki değerler arasında fahiş fark bulunmadığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, zira üç taşınmazın iki rapor arasındaki fiyat farkı toplamının 202.750,00 TL olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı 3.kişinin kıymet takdirine itiraz hakkı bulunmadığını, İİK 128/a maddesi gereğince aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, ayrıca davacının açtığı derdest istihkak davasında verilen tedbir kararı gereğince satış talep edilemeyeceğinden şikayette bulunmakta hukuki yararı bulunmadığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; icra takibinin tarafı olmayan şikayetçi üçüncü kişinin, tarafı bulunmadığı icra takibinde haczin içeriğine, haciz tutanağına ve bilirkişi görevlendirme sürecine ilişkin icra işlemlerine yönelik şikayette bulunamayacağı, yine kıymet takdirine itiraz hakkı da bulunmadığı, şikayetle ilgili aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğin usulsüz olduğunu, davanın konusu memur işlemini şikayet olduğu için itiraz sürelerinin kararı öğrendikleri tarihten itibaren başlayacağını, karar taraflarına tebliğ edilmediği için kararı öğrendikleri gün yani süresi içerisinde şikayet yoluna gidildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu durumda en geç satış ilanının tebliği ile satışa hazırlık dönemine ilişkin işlemlerden haberdar olduğu kabul edilen şikayetçi borçlu tarafça süresinde kıymet takdirine itiraz edilmediği gibi davacı tarafından süresinde şikayet konusu edilmediğinden ve resen gözetilen diğer hususlar da değerlendirildiğinde ihalenin feshini gerektirecek bir duruma rastlanmadığı.." gerekçesi ile, davanın reddine, İİK'nun 134. maddesi uyarınca 152.700,00 TL ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiştir. Davacı istinaf başvurusunda özetle; karara itiraz ettiğini, gereğinin yapılmasını istediğini bildirmiştir....
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak yasanın öngördüğü bu hakkı kullanmayanlar aynı şikayet nedenleriyle ihalenin feshini talep edemezler. Davacının da ihale konusu Isparta ili Merkez Gülcü Mah. 3480 ada 280 parsel 1. Blok 2....
Öte yandan, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesinin kıymet takdirine itiraza ilişkin kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, şikayetçi borçlunun icra müdürlüğünce yapılan ve menkullere ....000 TL değer biçilen kıymet takdirine itirazı üzerine .......
Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesindir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Öte yandan, İİK'nın 83/c maddesi uyarınca taşınmaz rehni, eklentileri de kapsar. Bu nedenle ipotek akit tablosunda yer almasa bile, TMK'nın 862/1 ve 686/1. maddeleri gereğince teferruat; taşınmaz rehni kapsamında yer aldığından, taşınmazla birlikte satılması zorunludur....
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Şikayetçi, şikayet dilekçesinde, usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden 23/02/2022 tarihinde bilgi sahibi olduğunu belirterek, öğrenme tarihi olarak bu tarihin kabulünü talep etmiştir. Davacı tarafından, 01/12/2021 tarihinde Simav İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/68 esas sayılı dosyasında, dava konusu takip dosyasına ilişkin olarak kıymet takdirine itiraz davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; şikayetçinin en geç kıymet takdirine itiraz davasını açmış olduğu 01/12/2021 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Zira borçlu kıymet takdirine icra mahkemesi nezdinde itiraz etmekle üzerine düşeni yapmış, bu konudaki yasal prosedürü kesin verilen karar ile tüketmiştir. Kıymet takdirine ilişkin iddiaların ihalenin feshi davasında incelenememesi borçlunun icra mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmemesi ya da kıymet takdirine itiraz etmemekle beraber kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü ve takdir edilen değerin düşük olduğu iddiası ile usulen satış ilanı tebliği üzerine yasal yedi günlük sürede bu hususları şikayet konusu yapmaması hallerinde mümkündür. Anılan durumda davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü takdir edilen değerin düşük olduğu yönündeki iddialarının ihalenin feshi davasında incelenmesi gerekip mahkemece yapılan yargılamada taşınmaza 344.000,00 TL değer takdir edildiği, bu durumda taşınmazın 170.000,00 TL olan ihale bedelinin satışa esas alınması gereken bedelin %50'sini karşılamadığı anlaşılmakla davanın reddi kararı isabetli değildir....
Bu redenle tarafımıza gönderilen birinci haciz ihbarnamesine en geniş anlamda itiraz ile borçlu şirketin müvekkil firmadan herhangi bir hak ve alacağı (malı) yoktur"diyerek haciz ihbarnamesine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, şikayet olunanın 1. haciz ihbarnamesine üçüncü şahıs tarafından süresinde itiraz edildiği, bu nedenle bedeli paylaşıma konu para üzerinde geçerli bir haczinin bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı olarak üçüncü şahsın 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmediğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan şikayet olunan ...nin isminin karar başlığında ... olarak yazılması HMK'nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur....