Müdürlüğü'nün 2011/21333 sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı takip başlatan şikayet olunanın da aynı kişiye gönderdiği haciz ihbarnamesinin ........2011 tarihinde tebliğ edildiğini, şikayet olunanın başlattığı takipte ödeme emrinin ........2011 ve ........2011 tarihlerinde olmak üzere iki defa tebliğ edildiğininden ikinci tebligata itibar edilmesi gerektiğinden şikayet olunanın takibinin 09.....2011 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihlere göre şikayet olunanın haczi daha sonra kesinleşmesine rağmen, ... .... ... Müdürlüğünce, şikayet olunan vekilinin hacze iştirakinin reddi ile paranın taraflarına ödenmesine yönelik taleplerinin reddedildiğini ve her iki dosyanın kesinleşme tarihlerinin aynı olduğu gerekçesiyle, paranın garameten paylaştırılmasına karar verildiğini ileri sürerek, ........2011 tarihli ... müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Davada dayanılan 10.12.1996 tarihli Borç Ödemeden ...Belgesine konu takibin kambiyo hukukuna dayalı olduğu belirtilmiş olup; uyuşmazlık, kambiyo hukukundan kaynaklandığından kararı inceleme görevi 19.hukuk dairesine aittir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığından kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin geçersiz olduğu yönündeki itirazın takip hukukuna ilişkin olduğunu belirterek, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2007/448 sayılı icra dosyasında, kambiyo senedi niteliği taşımayan senetle, kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin iptali gerektiği iddiasıyla sıra cetveline itiraz edildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, alacağın esas ve miktarına ilişkin olmayıp, davalı yanın takip dayanağı yaptığı kambiyo senedinin yasal unsurları taşımadığı hususuna ilişkindir. İİK.’nun 142. maddesinde, “ İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoluyla icra mahkemesine arzolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, yalnızca sıra cetveline itiraza ilişkin olan, alacağın varlığıyla ilgili olmayan uyuşmazlığın İcra Mahkemesi sıfatıyla Kemalpaşa 2....
KARAR Davacı, 23.04.2007 vade tarihli bonoya dayalı olarak ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/4455 ( eski 2007/3969 ) sayılı dosyasında keşideci/davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, şikayet üzerine... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/247 E. Ve 2013/336 K. Sayılı kararı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ileri sürerek, icranın geri bırakılmasına ilişikin kararın iptali ile takibin devamına ve anılan icra dosyasındaki alacağının tespitini istemiştir. Davalı, davacı firmadan herhangi bir hizmet almadığını, İcra Hukuk Mahkemesi kararının yerinde olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, İİK madde 33/a maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşme ilişkisine dayanarak eldeki davayı açmıştır....
Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nın 133/2. maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir....
Somut olayda, şikayetçi tarafından kambiyo senedine dayalı olarak 09.12.2011 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı, aynı tarihte kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçilerek borçlunun taşınmazına ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 10.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK m.78/1) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Buna göre şikayetçinin ihtiyati haczinin 20.12.2011 tarihinde mesai saati bitiminde kesinleştiği sabittir. Şikayet olunan alacaklılar R. B. ve N.....
"İçtihat Metni"Dava, davalı tarafından bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo takibinden dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkin olup, mahkemenin de kabulüne göre temel ilişkiye yönelik inceleme yapılmaksızın kambiyo hukukuna ilişkin değerlendirme yapılmış olmasına göre, kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin reddi gerektiğinden, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, alacaklının yetkili hamil olup olmadığı, takip hakkının bulunup bulunmadığı, ciro silsilesinin bozulup bozulmadığı, çekin keşide tarihinde tahrifat olup olmadığı yönündeki şikayet ve itirazların da süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir. Takip türüne göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağına yönelik şikayet ise süresiz olup, somut olayda takip talebinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip talep edildiği açıkça yazıldığından, bu şikayetin esastan reddi gerekmektedir. Tüm bu tespit ve izahatlar ışığında, mahkemece yukarıdaki gerekçelerle şikayet ve itirazların reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Neticeten şikayet ve itirazların tümden reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, davacı tarafça dava dışı şahsa verilen senede dayalı yapılan kambiyo takibinden dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkin olup, mahkemenin de kabulüne göre temel ilişkiye yönelik uyuşmazlık bulunmadığına ve kambiyo hukukuna ilişkin değerlendirme yapılmış olmasına göre, kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde, takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu niteliği taşıyıp taşımadığı ve alacaklının kambiyo hukukuna göre takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususlarını re’sen nazara almak zorundadır. İcra mahkemesi, süresi içinde önüne gelen böyle bir itiraz üzerine senet keşidecisinin protesto edilip edilmediğini re'sen nazara almak zorundadır. Bonoda cirantalara, bunlar lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı icra takibi yapabilmek için yetkili hamil olan alacaklının tanzim edene ödememe protestosu çekmiş olması ve bu protestoyu bononun aslı ile birlikte icra dairesine vermesi şarttır. Ancak bonoyu tanzim edene, onun lehine aval verene ve bunları yetkisiz temsilcilerine karşı takip yapan alacaklının ödememe protestosu çekmesine gerek yoktur....