İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür....
Hukuk Dairesi'nin 2018/11940 Esas 2018/8407 Karar sayılı kararı) Şikayete konu edilen icra takip dosyasında şikayet konusu taşınmazın Erzincan Tapu Müdürlüğü tarafından 22/07/2019 tarihli "Takbis Mahrumiyet Ekleme Yazısını " nın "Detaylı evrak işlem kütüğü" bilgilerine Uyap sistemi üzerinden kontrol edildiğinde borçlu davacı T1 tarafından 24/11/2020 tarihinde Vatandaş Portal Uygulaması'ndan okunduğu tespit edilmiştir. (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 2019/1559 Esas 2019/1613 Karar sayılı kararı) Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu şikayet konusu taşınmaza uygulanan haczin borçlu tarafından 24/11/2020 tarihinde öğrenildiği bu tarih itibariyle haczedilmezlik şikayetine ilişkin hak düşürücü sürenin başladığı ancak davanın 20/04/2022 tarihinde açılmakla haczedilmezlik şikayeti için kanunda belirtilen 7 günlük şikayet süresinin geçirildiği anlaşıldığından şikayetin süre yönünden reddine" şeklinde karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2209 esas sayılı icra takip dosyasından Düzce Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına 20/04/2011 tarihinde İİK'nın 150/c maddesi şerhi konulmuştur. O halde anılan takibe ve işleme karşı şikayeti incelemeye, asıl icra dairesinin bağlı bulunduğu Sakarya İcra Mahkemeleri yetkili olup, mahkemece takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti hakkında mahkemenin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Sakarya İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine dair karar verilmesi yerindedir....
Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....
Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu 31.05.2019 tarihli haczin incelenmesinde; haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nın 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 18.12.2020 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır....
Öncelikle belirtmek gerekir ki, kıymet takdirine ve sair hususlara ilişkin şikayetler ile birlikte iş bu haczedilmezlik şikayeti birlikte yapılmış, ilk olarak mahkemenin 2019/452 esasına kaydedilmiş, mahkemece 2019/452 E 2020/226 K sayılı karar ile kıymet takdirine yönelik şikayetler bakımından yetkisizlik kararı verilmiş, haczedilmezlik şikayeti yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış, bunun üzerine şikayetçi vekilince haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrikine dair ek karar verilmesi için süresi içerisinde usule uygun olarak HMK'nın 305/A maddesi gereğince talepte bulunulmuş, mahkemece bu yönde bir ek karar verilmemiş, ancak iş bu 2020/455 E sayılı dosya açılmış ve bu dosyanın tensip zaptında haczedilmezlik şikayetinin tefrik edilmesi sebebiyle dosyanın açıldığı belirtilmiş olup, ek karar verilmeden yapılan bu işlem usule aykırı ise de, taraflarca sunulan istinaf ve istinafa cevap dilekçelerinde buna yönelik bir itirazın bulunmaması gözetildiğinde, şikayetin esasına...
Kararın temyizi üzerine Dairemiz 01.11.2013 tarih 2013/29178-34378 EK sayılı kararında ; “ Haczedilmezlik şikayeti, Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmayıp İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. Bu nedenle inceleme yapılırken aynı Kanunun 18. maddesi hükümlerinin gözönüne alınması gerekir. Hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip doğru hasma şikayet dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir. Buna göre haczedilmezlik şikayetinde yasal hasım alacaklı olduğundan karşı taraf olarak alacaklının gösterilmesi zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, haczedilen taşınmazın haline münasip ev olduğunu ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, mahkemece istemin süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. İİK.nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait meskene 10/11/2011 tarihinde haciz konulduğu, borçlu ...'...
Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde kullanılması zorunludur. Belediyece kamuya tahsis kararı alınması haczi engellemez. 5393 sayılı Kanun'un 15. maddesi uyarınca ileri sürülecek haczedilmezlik şikayeti, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca bu yöndeki şikayet süresiz olarak yapılabilir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19/12/2017 tarih 2016/25287 esas 2017/15878 karar) Mahkemece, şikayetin yedi günlük süre geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı borçlunun ileri sürdüğü haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek karar verilmelidir. Davacı tarafın istinaf sebebi yerindedir....
İİK'nın 82/1- 4,12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Diğer taraftan ise, İİK'nda haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir haciz olmakla, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, davalının talebi üzerine dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına en son 19/02/2021 ve 22/02/2021 tarihli haciz yazılarına istinaden haciz şerhlerinin işlendiği anlaşılmaktadır. Her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, davacının bu hacizlere karşı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olduğu açıktır. Mahkemenin hükme esas aldığı 103 örnek haciz davetiyesi 09/02/2012 tarihli hacze ilişkin olduğundan ve anılan hacizlere ilişkin davacı tarafa herhangi bir bildirim de yapılmadığından, şikayet yasal süresindedir....