Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir düzenleme mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 10.05.2013, 15.08.2014 ve 19.11.2014 tarihlerinde haciz şerhi konulduğu görülmüş olup, mahkemece şikayet konusu işlemin hangi hacze yönelik olduğu tespit edilmeksizin ve yine alacaklının davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılmadığına dair iddiası da araştırılmaksızın şikayetin esastan incelenerek karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
2020/13 talimat sayılı dosyası ile 24/02/2020 tarihinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini ve müvekkilinin 34 XX 467 plakalı traktörüne haciz konulduğunu, haczedilen iş bu traktörün hacze kabil olmayan eşya olduğundan haczedilmezlik şikayeti yapmak zorunda kaldıklarını, müvekkiline ait traktörün icra memurları tarafından 24/02/2020 tarihinde haczedildiğini, her ne kadar iş bu haczedilmezlik şikayeti için 7 günlük süre öngörülmüş olsa da müvekkilinin sağlık problemleri nedeniyle elde olmayan sebeplerle süresi içinde başvuru yapamadığını, müvekkilinin 02/03/2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle ayağının zedelendiğinin, bu süreçte yürüme güçlüğü çektiğini ve bu kaza sebebiyle hastaneye başvuru yaptığını, müvekkili T1 çiftçilik mesleği ile iştigal ettiğinden geçimini bu meslek üzerinden sağlamakta olduğunu, bütün bu nedenlerle eski hale getirme taleplerinin kabulü ile haczin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....
Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun, şikayete konu...’taki hesabına haciz konulduğu, dosya borcunun şikayet tarihinden sonra 29.09.2014 tarihinde ...’tan tahsil edilmesi sonucu 10.10.2014 tarihinde dosyanın infazen (ve haczin kaldırılmasına) kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Kaldı ki, somut olayda, borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, dosya borcu, haciz konulan banka hesabındaki paranın gönderilmesi ile kapanmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
İlgili mallar geçerli bir finansal kiralama sözleşmesine konu olduğu için haciz işlemine bağlanmamalı ve hacizlerin kaldırılması yönünde karar verilmesini talep ederiz. Şikayet; ilgili haciz işleminin İİK 99. madde kapsamında yapılan bir haciz olması konusunda karar verilmesini talep ederiz.” ifadelerinin yer aldığı, Mahkemece, davayı niteleme görevinin hakime ait olduğu, buna göre davacının davasının haczedilmezlik şikayeti ve İİK 99. maddeye göre işlem yapılmasına yönelik şikayet olduğu belirlenerek şikayetlerin reddine karar verildiği, kararın temyiz edildiği ve halen kararın kesinleşmediği tespit edilmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında; özellikle temyize konu dava dosyasındaki talep sonucu ile usulden ret kararına dayanak ... 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin dosyasındaki talep sonucunun değerlendirilmesi neticesinde, temyize konu davanın bir istihkak davası, ... 5....
Davalı vekilinin talebi üzerine dava konusu taşınmaza 10/09/2020 tarihli haciz yazısına istinaden 10/09/2020 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin bir yıl olduğu, haciz tarihinden itibaren bir yıllık satış isteme süresi içinde satış talep edilmediği ve avansın yatırılmadığı tartışmasızdır. Şikayet tarihi olan 01/11/2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olmadığı açıktır. Ayrıca, icra müdürlüğünce 05/01/2022 tarihinde dosyanın infazen kapatılmasına ve tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu nedenle, davacının haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından, şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 12....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... ili ... ilçesi, ... köyü, 247 ada 15 parsel sayılı taşınmaz için meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü ancak, taşınmaz üzerine haciz tarihinden önce 19.04.2006 tarih ve 1987 yevmiye numası ile Türkiye ... Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği ve mahkemece ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden evvel ödenip ödenmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesidir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli, 2018/333 Esas, 2020/190 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına karar verildiği, takibin kesinleşmesi üzerine şikayete konu taşınmazın haczedildiği, borçlu tarafından haczedilen taşınmazın kendisi ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi olduğu belirtilerek maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında şikayetçinin vefat etmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesince şikayetçi mirasçıları T5 T4 ve T3 davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendi gereğince; borçlunun çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 12.01.2022 tarihli 2021/6564 Esas ve 2022/298 Karar sayılı kararıyla "Alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 27.12.2019 tarih, 77563 yevmiye numaralı haciz şerhinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 27.12.2019 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı bulunmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/2437 Talimat sayılı dosyasından borçlu adına kayıtlı 8 adet taşınmaza ilişkin olarak 29.01.2014 ve 30.01.2014 tarihlerinde satış işlemlerinin gerçekleştirildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde, söz konusu ihalelerin feshi istemi yanında taşkın haciz iddiasında da bulunduğu,taşkın hacze yönelik şikayeti inceleme yetkisinin talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle taşkın haciz şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosyanın görevli ve yetkili ...1. İcra Müdürlüğü'nün bağlı bulunduğu İstanbul İcra Mahkemesi'ne gönderilmesi yönünde hüküm kurulduğu, akabinde, sözü edilen dosyanın.... İcra Mahkemesi'nin 2014/563 Esas sırasına kaydının yapılması suretiyle yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar, mahkemece, istem, ihalenin feshi olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; ......