Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde, Mahkemece, şikayet yoluyla önüne getirilen haczedilmezlik şikayetlerinin esaslarının incelenmesi bunların kabul edilebilir bulunmaması halinde anılan yasal düzenleme de yer alan prosedürün işletilmesi yönünden İcra Müdürlüğü'ne talimat verilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, alacaklıları farklı iki ayrı icra dosyasında, borçlu belediyenin aynı hesaba ilişkin haczedilmezlik şikayetinin aynı dosya üzerinden hükme bağlanması da doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle tefrik kararı verilmeli, daha sonra yukarıda açıklandığı şekilde işin esasına girilerek bir sonuca varılmalıdır. SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

    "İçtihat Metni" Davacı, ... ile davalı ... aralarındaki şikayet davası hakkında Hatay İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 11.02.2009 günlü ve 59/72 sayılı hüküm incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde,"Yargıtay Kanunu"nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, haczedilmezlik iddiasına ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 12.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R 6487 sayılı Yasa kapsamında haczedilmezlik şikayetinin yerinde bulunmadığının anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,70 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 17.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Haczedilmezlik şikayeti kural olarak İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden itibaren başlar. Somut olayda; şikayete konu araca haczin 15/04/2015 tarihinde konulduğu, yapılan hacze ilişkin olarak İİK.’nun 103. maddesi uyarınca çıkarılan davetiyenin borçlu şirkete 27/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 13/05/2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

          İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür....

            tabi olduğunu ve iş bu şikayet süresinin haczin öğrenildiği tarihten başlayacağını, dolayısıyla,icra dosyasında borçlunun haczi daha önce öğrendiğini gösteren bilgi/evrak var ise, şikayet süresinin dolduğunu ve bu halde mahkemede açmış olduğu iş bu davanın süresinde olmadığını, böyle bir durumda borçlu süresi içinde meskeniyet / haczedilmezlik iddiasında bulunmadığından meskeniyet / haczedilmezlik iddiasından vazgeçmiş sayılacağını ve davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, iş bu sebeple öncelikle icra dosyasının incelenerek borçlunun haczi ilk öğrendiği tarihin tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle, müvekkiline karşı açılmış bulunan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            tarafından borçlular T1 ile Hasan Karataş hakkında 18/01/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 100.000,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde 05/03/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir....

            İİK'nun 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının resen belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu araca 12/03/2018 tarihinde haciz konulduğu görülmüştür. Anılan haczin konulduğu tarihler itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 6 ay olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, haciz tarihlerinden itibaren 6 aylık süre içerisinde satış talep etmediği, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği araç üzerindeki söz konusu haczin düştüğü anlaşılmaktadır....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Şikayet tarihinden önce haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, borçlu davacı veya vekiline icra emri tebliğ edilmeden, davacı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine 17/05/2019 tarihinde haciz konulduğu, davalılar vekilinin talebi üzerine 27/09/2021 tarihli karar ile borçlu davacıya veya vekiline tebligat çıkartılmadığına karar verildiği ve davalılar vekilinin 28/09/2021 tarihinde hacizlerin kaldırılmasını istediği anlaşılmaktadır. Şikayet tarihi olan 27/09/2019 tarihi itibari ile kesinleşen bir takip bulunmadığından, geçerli bir haczin varlığından söz edilemez....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir....

            UYAP Entegrasyonu