Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki iddia ve vakıalar tekrar edilerek, haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına ilişkindir. Şikayetin süresi içerisinde yapılmış olduğu görülmektedir. Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için her şeyden önce şikayete konu taşınmaz üzerine geçerli bir haczin bulunması gerekmektedir. İcra dosyasının tetkikinde, şikayete konu taşınmaz hisseleri ile ilgili olarak 03/09/2019 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce talep kabul edilerek 03/09/2019 tarihinde taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulmasına dair karar verildiği, bu zamana kadar satış talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır....
Yargıtay görüşüne göre de, borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 200.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
O halde mahkemece, keşif ve bilirkişi masrafları ve harçlar ayrı ayrı gösterilerek ve yatırılacak yer belirtilerek usulüne uygun ihtar ile delil avansını yatırılması için şikayet eden-borçluya kesin süre verilmesi, usule uygun ihtara ve kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sonuçlandırılması mümkün olmadığından ispat edilemeyen şikayetin esastan reddine karar verilmesi, aksi halde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 82/1-12 maddesinde düzenlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Haciz borçluya tebliğ edilmemiş ise şikayet süresi borçlunun haczi öğrendiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda borçlu taşınmaza 26.3.2015 tarihinde konulan haczin kaldırılmasını şikayet etmiş olup, mahkemece yanılgıya dayalı olarak taşınmaza bu tarihten daha önceki tarihlerde konulan hacizlere ilişkin 31.12.2010 ve 17.5.2013 tarihli tebligatları esas alarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra para gönderilerek alacaklılara ödendiği anlaşılmaktadır. Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesi haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Şikayet eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
şikayetinde bulunulmadığı ve takip dosyasından davacı borçlunun taşınmazlarının satışı istendiğinden ekim dikim yapabileceği tarlası kalmayacağı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüş olup, her dava ve şikayetin yapıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğinden davacının taşınmazlarının şikayet tarihinde satılacak olmasının durumu etkilemeyeceği, davacı adına birden çok traktörün kayıtlı olmasının haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ve istediği traktör yönünden haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği, yine asıl mesleği çiftçilik olduğu tespit edilen borçlunun herhangi bir ek gelirinin bulunmadığı gibi bulunması halinin de haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği, davacı borçlunun 2014 yılından beri ÇKS kaydının bulunduğu ve gelen yazı cevaplarında ekip biçtiği taşınmazların bildirildiği görülmüş olup taşınmazın tamamına malik olmasının gerekli olmadığı gibi kiralama suretiyle başka taşınmazları da kullanabileceği...
CEVAP Alacaklı, haczedilmezlik şikayetinde bulunulan dört adet tarım arazisinin toplam yüzölçümüne göre arazilerin yasada ifadesini bulan kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi tanımlamasından büyük olduğunu, borçlunun çiftçi olup olmadığının ve taşınmazlar üzerinde ipoklerin haczedilmezlik şikayetine engel mahiyette olup olmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, haczedilen taşınmazının İİK'nun 82/1-12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; kıymet takdir raporunun 24/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayete konu taşınmazın haczedildiğini en geç bu tarihte öğrendiği gerekçesiyle 05/11/2015 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olmadığı ve şikayet konu taşınmazın haciz tarihinden önce banka lehine ipotek ettirildiği, söz konusu ipoteğin konut finansmanı kredisinden kaynaklanan ipotek olduğu ve zorunlu ipoteklerden olmadığı...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/35 ESAS 2021/196 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Mersin 3....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....