Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı Riccardo yönünden yapılan incelemede ise davacı vekili yine öncelikle tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, tebligatın usulüne uygun olduğuna karar verilmesi halinde de davacının Türkçe bilmemesi nedeniyle gecikmiş itirazlarının kabulünü talep etmiştir. Davacı Riccardo Türk vatandaşı olup ödeme emri bizzat kendi talebiyle ve kendi imzasına PTT müdürlüğünde tebliğ edilmiş olduğundan bu davacıya yapılan tebliğ usulüne uygundur. Ancak mahkemece davacının gecikmiş itiraz talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve gecikmiş itirazı hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmeden bu davacı yönünden de davanın süreden reddine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte İİK'nun 65. maddesi uyarınca açılan gecikmiş itiraz davasıdır. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

in beyanın alındığı dava dilekçesi ve davalının istinaf dilekçesiyle sabit olduğu, Tebligat Yasasının 39. maddesinde düzenlenen hasıma tebligat yasağı muhatap adına hasıma tebligat yapılması halinde uygulanabilecek bir madde olup ödeme emri tebligatı iade edildiği için bu yasal düzenleme uygulanamayacağından, ödeme emri tebligatının iadesinin ve ardından aynı adrese Tebligat Yasasının 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğinin hukuka uygun olduğu, dava dilekçesinde gecikmiş itirazdan bahsedilmişse de gecikmiş itiraz nedeni olabilecek "bir mani" olduğu iddia edilmemiş ve kanıtlanmamış olduğu gerekçesiyle; şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve şikayetin reddine karar verilmiştir....

    Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarihli 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bir tarih belirtilmemiş, yeni öğrenildiği belirtilerek 17/03/2022 tarihinde şikayet yapılmıştır. Davacı borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, şikayetçi borçlunun başvurusu tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık,Mudanya İcra Müdürlüğünün 2020/1293 E.sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine gecikmiş itiraza ilişkindir. Alacaklının borçlu aleyhine genel haciz yoluyla takip başlattığı, örnek 7 ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre borçluya 20.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, yurt dışında olduğunu, takipten 16.02.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek gecikmiş itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Gecikmiş itiraz başlığını taşıyan İİK.nun 65.maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" düzenlenmesine yer verilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/358 Esas sayılı dosyasında müvekkili adına çıkarılan ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunun tespitine, TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 09/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, diğer taleplerin icra müdürlüğünce değerlendirilmesine karar verildiğini, bu karar sonrasında gecikmiş itirazlarının değerlendirilmesi yönünde icra müdürlüğüne talepte bulunmalarına rağmen, 22/01/2021 tarihinde talebin reddine karar verildiğini, İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/358 Esas sayılı dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin 30/11/2020 tarihli talebine ekli olarak sunulduğunu belirterek, müdürlüğün şikayete konu 22/01/2020 tarihli kararının kaldırılmasına, gecikmiş itiraz dilekçesinin mahkeme kararının hüküm kısmının 2 nolu bendinde belirtildiği şekilde icra müdürlüğü tarafından değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'ne borca itiraz davası açtığı 31/08/2020 tarihinde muttali olduğu, ancak bu tarihten itibaren 5 günlük yasal süre geçtikten sonra u davanın açıldığı, dolayısıyla davacı vekilinin gecikmiş itiraz talebi ile usulsüz tebliğ sebebiyle tebligatın iptali talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile "Davacının davasının süreden REDDİNE" karar verilmiştir....

    İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda borçlu vekili ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlığın İİK. nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir....

      Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde ve dosya kapsamındaki delillere göre yurtdışında olması nedeniyle tebligatın geçerli olmadığı ileri sürmüş ise de, tebligatın usulsüne uygun olduğu, ancak yurt dışında olması nedeniyle elinde olmayan sebeple itiraz hakkı kullanılmadığından başvuru bu hali ile İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır. Şikayet dilekçesi ekinde sunulan Konya İl Emniyet Müdürlüğü Hudut Kapıları Büro Amirliği'nden alınan yolcu sorgulama sonuç yazısına göre, davacı borçlunun son olarak 14/08/2019 tarihinde Türkiye'den çıkış yapmış olduğu, 21/11/2019 tarihinde Türkiye'ye döndüğü, şikayet başvurusunun ise 25/11/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre şikayet, 3 günlük kanuni süre içerisinde açılmıştır. O halde, tebliğ tarihi olan 11/10/2019 tarihinde yurt dışında olduğu anlaşılan davacı borçlunun gecikmiş itirazının kabulüne karar verilmesi gerekir....

      İlk derece mahkemesi; davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 25/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kambiyo takiplerinde itiraz süresinin 5 gün olduğu, yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 06/01/2020 tarihinde dava açıldığı, davacı borçlu vekili dava dilekçesinde müvekkili şirketin isim değiştirmesi nedeniyle vekaletnameyi almakta geciktiklerini, bu nedenle davayı süresinde açamadıkları için gecikmiş itiraz taleplerinin kabul edilmesini talep etmiş ise de; davacı vekilinin öne sürdüğü gecikmiş itiraz sebebinin İİK'de düzenlenen gecikmiş itiraz koşullarını karşılamadığı, itiraz etmesine mani olduğunu iddia ettiği durumun kendi kusurundan kaynaklanmayan, elinde olmayan sebeplerden dolayı gerçekleşmiş bir durum olması gerektiği, vekaletnameyi almakta gecikilmesinin sebebi bizzat borçlunun kusuru olduğu, gecikmiş itiraz koşulları oluşmadığından davacı borçlunun gecikmiş itiraz talebinin reddine karar verildiği, davacı...

      UYAP Entegrasyonu