Somut olayda; borçluya ödeme emrinin 09/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/09/2015 havale tarihli itiraz dilekçesi ile borcun esasına ve borcunun olmadığına ilişkin bir takım beyanlarda bulunduğu, kendi kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edemediğine ilişkin herhangi bir beyana yer vermediği görülmüştür. Borçlunun söz konusu dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile takipten önceki ödeme itirazıdır. Bu itirazın, İİK.’nun 168/5. maddesine göre 5 günlük sürede yapılması gerekir. Borçlunun 15/09/2015 tarihinde yapmış olduğu itiraz, yasal 5 günlük süreden sonradır. Bu durumda istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle gecikmiş itiraz olarak kabul edilerek, takibin 2.000,00-TL. asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesi isabetsizdir....
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kıymet takdiri tebligatının icra dosyasından gönderildiğinin farkında olmadığını, davalının müvekkilinin yazlıkta kaldığını bildiği halde kışın oturduğu adrese tebligat gönderilip takibi kesinleştirdiğini, gecikmiş itirazlarının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde gecikmiş itirazlarının kabulünü talep etmiş ise de, tebligatın geçersizliği de ileri sürülmüş olup, usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde geçikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligat usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunun 32. maddesi gereği tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir. (HGK.'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2020/188 ESAS- 2020/187 KARAR DAVA KONUSU : İTİRAZ (İCRA TAKİBİNE GECİKMİŞ İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;İstanbul Anadolu 6....
İİK'nun 65/1. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ve muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesinde; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" düzenlemesi yer almaktadır....
Her ne kadar borçlu icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, itiraz dilekçesi içeriğine ve talebin ileri sürülüş şekline göre başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca; borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Borçlu şikayet dilekçesinde; öğrenme tarihinin 02.04.2015 tarihi olduğunu, bir başka anlatımla tebligattan anılan tarihte haberdar olduğunu bildirmiş, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren İİK.nun 16/ 1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 10.04.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmü yer almaktadır. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....
İcra Müdürlüğü’nün 06/11/2020 tarihli kararı ile kesinleştiğini, davacı, 26/11/2020 tarihinde, İİK. m. 65 uyarınca, gecikmiş itiraz iddiası ile huzurdaki davayı ikame ettiğini, gecikmiş itiraz koşulları oluşmamış olduğundan, huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iik. m. 65 kapsamındaki gecikmiş itiraz dahi süresinde yapılmadığını, ödeme emri usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyen takip kesinleştiğini, haksız davanın ve soyut ve mesnetsiz iddialara dayalı gecikmiş itirazın reddine, davacının takibe, borca ve fer’ilerine itirazlarının yasal süresi içerisinde yapılmadığının tespitine ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK’nun 16. maddesine göre, kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Aynı kanunun kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibi düzenleyen 171. maddesinde ödeme emrinin “… (3) Kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikayetlerini sebepleriyle birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi ihtarı”nı içermesi gerektiği, 172. maddesinde ise, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı/borçlu Dava Dilekçesinde Özetle; Ödeme emrinin tebliğ tarihinde tatilde bulunduğunu, şehir dışında bulunması nedeniyle itirazın Marmara Adası İcra müdürlüğüne yaptığı halde itiraz süresinin bir gün geçtiğini ve takibe devam edildiğini, takibin mesnetsiz olduğundan yetkiye, borca, işlemiş faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durdurulması ve iptalini talep etmiştir. Davalı/alacaklı Vekili Cevap Delikçesinde Özetle; Davacı borçlunun dava dilekçesinde HMK 119. Maddesindeki unsuların eksik olduğunu, davacının şehir dışında yahut tatilde olmasının itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağını, Marmara adası icra müdürlüğü aracılığıyla yapılan itirazın süresinde bulunmadığını, davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itirazının bulunmadığını, gecikmiş itirazı bulunmuş olsa dahi süreyi kaçırdığını, davacının borçlarını ödemediğini, Anadolu icra müdürlüğünün yetkili olduğunu beyan etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesine vasilik talebinde bulunduğunu ve 05/04/2021 tarihinde vasi olarak atandığını, vasinin icra takibinden 13/04/2021 tarihinde harici olarak haberdar olduğunu, vasiye davaya açabilmesi için 19/04/2021 tarihinde izin verildiğini ve gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, vasinin davacı açması için verilen 3 günlük süreyi geçirmediğini, mahkemenin yetki vermesini beklediğini, mahkemenin yetkisinden sonra aynı gün itiraz davasını açtığını, vasiye usulüne uygun tebligat yapılmasının gerektiğini ve tebliğden itibaren itiraz süresinin dikkate alınmasının gerektiğini, itiraz süresinin başlamadığını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İİK 65.maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....