Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz ihbarnamesinde önceki haciz ihbarnamelerinden farklı olarak 17.017.405.14T.L ye haciz konulduğunun bildirildiği, süresinde yapılan itiraza rağmen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi düzenlenmesinin yasaya aykırı olduğunu ,ihbarnamelerin kanun ve yönetmeliğe aykırı düzenlendiğini ileri sürerek ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından 89/1 haciz ihbarnamesine verilen cevap dilekçesinde borçluya ait hesaplarda bulunan tutarların bildirildiği ve sözleşme ve kanun gereği öncelikle banka adına rehinli olduğu şeklinde ve itiraz edildiği de belirtilerek cevap verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 89....

. - K A R A R - Davacı vekili, davalının dava dışı şirketlerden olan alacağını tahsil etmek için icra takibi yaptığını ve müvekkillerinin banka şubesine İİK.nun 89/1 ve 89/2. maddeleri gereğince haciz ihbarnameleri gönderdiğini ileri sürerek dava dışı borçlulardan ... San.ve Tic.Ltd.Şti.nin hesabında bulunan 77.020.00.-TL.dışında, ... Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti.nin ise hiçbir hak ve alacağının müvekkili nezdinde bulunmadığının tespitine, haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 20.02.2002 tarihinde dava açtığını, ikinci haciz ihbarnamesinin davacıya tebliği ile dava tarihi arasında İİK.nun 89. maddesinde belirtilen 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinin belirlenmesi durumunda davanın usul yönünden reddine karar verilmesinin gerekeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

    DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından dava dışı Mardin Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü aleyhine Mardin İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takip dosyasından müvekkili bankaya 1 inci ve 2 nci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkili bankanın süresi içinde haciz ihbarnamelerine cevap verdiğini ve itiraz edildiğini, ancak itirazlara rağmen ilgili icra dosyasından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı kanun) 89 uncu madde hükmüne aykırı olarak 21.06.2019 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, haciz ihbarnamelerine karşı Mardin İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet yoluna gidildiğini, akabinde menfi tespit davası açılmadan önce zorunlu dava şartı olan arabuluculuk yoluna 08.07.2019 tarihinde başvuru yapıldığını ancak sonuç alınamadığını, davalı tarafından hukuka aykırı olarak gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle iş bu menfi tespit davasını açma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek İcra Müdürlüğü dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerine...

      Somut olayda; İcra Müdürlüğü tarafından 29.07.2015 tarihinde borçlunun 3. şahıslarda bulunan alacaklarının haczi için İİK'nun 89/1 maddesi gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiği, bunun üzerine Halk Bank ve Ak Bank tarafından borçlunun hesaplarına haciz şerhi işlendiği şikayet sebepleri arasında 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddeside bulunduğu göz önünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerine, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olmuştur....

        Kaldı ki, kesin hüküm olduğu belirtilen kararda şikayet konusu müdürlük kararının, borçlu şirket vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra müdürlüğünün talebin reddine ilişkin 12/09/2014 tarihli kararı olduğu, iş bu şikayet dosyasında ise şikayet konusu müdürlük kararının, 89/1 haciz ihbarnamelerinin fekki ile dosyaya yatan paranın kayyım hesabına ödenmesi talebinin reddine ilişkin 24/09/2014 tarihli karar olduğu, dolayısıyla şikayet konuları birebir aynı olmadığından, önceki şikayet hakkında verilen kararın somu olaydaki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil etmediği de görülmektedir. O halde; mahkemece, şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          İcra Dairesince 2018/12055 Esas sayılı dosya kapsamında ki birinci haciz ihbarnamesi sehven T1 yerine Strateji Başkanlığına gönderildiğini, üçüncü şahısların UYAP'a eklenmesi kapsamında yenilenen UYAP talep ekranından "T1" tanımlı olmaması nedeniyle "T1 Strateji Geliştirme Başkanlığı Döner Sermaye İşletme Birimini" taraf olarak seçildiğini, burada art niyet olmadığı gibi taraf teşkilinin sağlanmasında da usulsüz bir işlem de bulunmadığını, 89/1 haciz ihbarnamesinin 3. Şahıslara (Kişi ve Kurum fark etmeksizin) gönderilebileceğini, Davacının tüm yargılama süresince ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dilekçesi ile dilekçesine ek olarak sunduğu emsal mahkeme kararlarına bakıldığında İİK- 89/1 ile İİK- 89/2 haciz ihbarnamelerinin iptali yönünde olduğunu, İİK'nın 89....

          Şahsın mernis adresine gönderilen 89/1. Haciz ihbarnamesinin 18/11/2020 tarihinde bila iade dönmesi üzerine aynı adrese TK/21 md. Uyarınca 89/1. Haciz ihbarnamesinin 04/01/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı 3. Kişiye icra takip dosyasında 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de aynı şekilde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ilk derece mahkemesince gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan davanın açılma tarihi olan 15/11/2021 tarihinde (aynı gün) karar verildiğini, gerekli incelemeler yapılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı 3. Kişinin icra takip dosyasından kendisine gönderilen 89/1,2,3. Haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde; "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir....

          İcra Müdürlüğü’nün E. 2020/3358 sayılı dosyası ile müvekkiline haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacıya gönderilen 89/1 birinci haciz ihbarnamesi iade geldiğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre 13.08.2020 tarihinde davacının eski mernis adresine tebligat yapıldığını, akabinde 12.09.2020 tarihinde davacının yine eski mernis adresine 89/2 ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, davacının cevap vermemesi üzerinde 25.09.2020 tarihinde yeni mernis adresinde 89/3 üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamasına rağmen davacının icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini belirterek şikayetlerinin kabulü ile Bursa 8. İcra Müdürlüğü'nün E. 2020/3358 sayılı dosyasından davacıya gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüz olması nedeniyle söz konusu haciz ihbarnamelerinin iptali ile haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edildiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

          Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nin 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde (04/02/2016 tarihinde) itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından, şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. O halde, mahkemece, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, İİK'nun 89. maddesi gereğince kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. kişi tarafından açılan haciz ihbarnamelerinin tebliğ usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve dairemizce benimsenen gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu