, şikayet dilekçesinde Kurul Başkanının ismi geçmediği, şikayet edildiği yolunda herhangi bir ifadenin de yer almadığı, ön inceleme onayında ön incelemecinin yetkisini aşacak Bakanlık yetkilisi bulunmadığının belirtildiği, bunun üzerine de ön incelemeyi yapan başmüfettiş tarafından Kurul Başkanının ön incelemeye dahil edilmediği, sadece … ile … hakkında ön inceleme yapılarak itiraza konu kararın alındığı, bu kararda ayrıca şikayet edilen Personel Genel Müdürlüğü yöneticilerinin müfettiş raporlarındaki konuların adli yönüyle ilgili sorumlukları bulunmadığı belirtilerek bunlar hakkında görüş bildirilmesine yer olmadığının vurgulandığı anlaşılmıştır....
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak ... mahkemesinde değil, İİK'nın 235/.... maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi tarafından kendi sırasına itiraz edildiğine göre, mahkemece, sadece iflas idaresine husumet yöneltilmesi gerekirken, bozma ilamının .... bendinde şikayetin İİK'nın 235/son fıkra hükmüne dayalı olduğu doğru olarak belirtildiği halde .... bentte yer alan ve haciz yolu ile ilgili şikayetler için geçerli olan "şikayet nedeniyle verilecek karardan etkilenecek olanların duruşmaya davet edilerek" ibaresinin maddi hataya dayalı olduğu gözetilmeden, kendilerine husumet düşmeyen diğer alacaklılar davaya dahil ettirilip yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır....
Asliye Ceza Mahkemesi'nce, 28/02/2019 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/03/2019 tarihli ve 2019/53483 soruşturma, 2019/37342 sayılı kararla "suçun şikayete bağlı suçlardan olduğu, müştekice bu konuda bir şikayet bulunmadığından" bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın müşteki ya da vekiline tebliğ edilmediği, müşteki vekili karardan haberdar olduktan sonra 14/05/2019 havale tarihli dilekçeyle 6 aylık şikayet süresi içinde karara itiraz ettiği, itiraz merciince itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayet süresi içinde kovuşturmaya yer olmadığı kararına müşteki vekili tarafından itiraz edilerek şikayet iradesi ortaya konulması karşısında, soruşturmaya devam edilebilmesi için itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır....
Her ne kadar kesinleşen kıymet takdirinden sonra icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmaz ise de kıymet takdirinin usulünce kesinleşmediği ve borçlunun ihalenin feshine ilişkin başvurusunda icra müdürlüğüne yaptığı bu başvuruya da değinerek taşınmazın değerinin usulünce belirlenmediğinden ihalenin feshini talep ettiği, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin “borçlunun ihalenin feshi talepli" şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz kararının usulsüzlüğünü ileri sürmediğinden kıymet takdirinin kesinleştiği ve şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz davasının usul ve yasaya aykırılığını ileri sürmediğinden ihalenin feshinde değer tespiti yapılamayacağı yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Kaldı ki borçlunun kıymet takdirine itiraz kararına karşı süresinde istinaf başvurusunu, usulsüzlük iddiasının en açık göstergesi kabul etmek gerekir....
GEREKÇE :Talep, icra müdürlüğünce yapılan işleme itiaz/şikayet niteliğindedir. Davacı icra müdürlüğünce yapılan işleme (ödeme emrine) itiraz/şiyaket etmektedir. Bu amaçlada İcra Hukuk Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde; 12.12.2017T., 2017/415E., 2017/260K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir. Dosyanın davalısı/alacaklı ... Şti., dosyanın davacısı/borçlu ... A.Ş. aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile Takip başlatmış, borçluya iflas ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Davacı (icra dosyasının borçlusu) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas yoluyla takibe ilişkin olarak kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz/şikayet etmektedir. Bu halde nasıl işlem yapılacağı İİK'un 172. maddesinde açıklanmıştır. Yasada iflas yoluyla yapılan takipte çıkartılan ödeme emrine itiraz veya şikayet yoluyla itiraz etmek istenildiğinde icra dairesine başvurulacağı açıklanmıştır.(Y.12. HD., 2008/18738E., 2008/21512K.)...
İcra Hukuk Mahkemesi'ne 17.2.2012 tarihinde şikayet başvurusunda bulunularak ödeme emrinin tebliğinin usule aykırı olduğunun öne sürüldüğü, başvurunun mahkemece reddedilip kesinleştiği, davacının bu haliyle en geç şikayet tarihi itibariyle ödeme emrinden haberdar olduğu, bu tarihten itibaren itiraz davası açması gerekirken 3.8.2015 tarihinde bu davayı açtığı, gerekçesiyle İİK'nın 265. maddesinde öngörülen 7 günlük hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir. Talep, ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 265/1. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır....
Kararı, şikayetçi vekili ile şikayet olunan ... ve 99 arkadaşı vekili temyiz etmiştir. 1-Şikayet, iflas sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 235/1 nci maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçinin sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumet iflas idaresine yöneltilerek İİK'nın 235/son maddeleri uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir. Somut olayda olduğu gibi, iflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nın 235/2 nci maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmelidir....
Düzenlenen sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi vekili, şikayet dilekçesi kapsamında ve özellikle sonuç kısmında alacağın esasına yönelik muvazaa iddiasında bulunmadan, şikayet olunanın takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük sebebiyle geçerli bir kesinleşmiş takip ve dolayısıyla geçerli bir haciz bulunmaması nedeniyle paylaşıma konu paradan pay alamayacağını ileri sürerek, yalnız sıraya itiraz etmiştir. HMK'nın 26/1. maddesi gereğince "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez."...
Şikâyet olunan vekili, haczi düşmüş bulunan şikâyetçinin sıra cetveline itiraz edemeyeceğini savunarak şikâyetin reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan konulan ihtiyati haczin itiraz süresi sonunda 02.02.2009 güünü, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyadan konulan ihtiyati haczin ise aynı sürenin geçmesi ile 05.09.2009 günü kesin hacze dönüştüğü, şikayet olunanın ilk hacze iştirak hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle ve şikayetçinin talebi de göz önünde tutularak, garameten paylaşım yapılmak üzere sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikâyet olunan vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayet eden vekili, sıra cetvelinin 1. sırasındaki alacaklının haczinin düştüğünü belirterek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, şikayet edilenin ilk haczinin 17.06.2005 olup, bir yıllık yasal süre içerisinde satış istemediğini, 13.06.2006’ da haczi yenilediğini, şikayet edenin haczinin 27.12.2005 olması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Şikayet edilen vekili kararı temyiz etmiştir....