geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, takip ve dava konusu yapılan çekin kayıtsız şartsız borç ikrarını havi bir belge olmayıp havale hükmünde olduğundan müvekkilinin davacılara borcunun olmadığını, dava konusu çekin zaman aşımına uğradığını, davacıların bu hususu öğrenmelerine rağmen bir yıllık yasal süre içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı davayı açmadıklarını alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca icranın geri bırakılması kararından sonraki 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu çekin zamanaşımına uğradığı, ilgili mahkemece verilen icranın geri bırakılması kararının kesinleştiği, davanın dayanağının 6762 sayılı Yasa'nın 644 maddesi olduğu, bu maddeye göre açılan davanın, hamil tarafından keşideciye karşı 1 yıllık süre içinde açılması gerekirken davanın zaman aşımı süresi içersinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, "...vekilinin 27/09/2012 havale tarihli dilekçesi ile şikayet ve itirazda bulunduğu, bu şekilde icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğu, toplanan deliller, tarafların beyanı, tanık beyanları, icra dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; davacının; İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca ...İcra Müdürlüğü'nün 2012/164 Esas sayılı dosyasında takibin geri bırakılması gerektiği" gerekçesi ile davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir....
Mahkemece, "... vekilinin 01/102012 havale tarihli dilekçesi ile şikayet ve itirazda bulunduğu, bu şekilde icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğu, toplanan deliller, tarafların beyanı, tanık beyanları, icra dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; davacının; İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasının takibin geri bırakılması gerektiği" gerekçesi ile davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir....
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre beş günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesi gereğince herhangi bir süreye tabi olmayıp iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Somut olayda; örnek 10 nolu ödeme emri borçluya 03.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 16.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep etmiş olup, İİK'nun 71. maddesi uyarınca zamanaşımı itirazı süreye bağlı olmaksızın yapılabilir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasında katılan aleyhine açılan icranın geri bırakılması davası sonucunda verilen hükmü temyiz etmeyerek ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan uyuşmazlık konusu olayda; Sanık tarafından yargılama aşamasında dosyaya sunulan icranın geri bırakılması davasında hükmün verilmesinden sonra katılan tarafından imzalandığı belirtilen belgenin tarihi her ne kadar 07.02.2011 ise de belgenin içeriğindeki "Zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir" ibaresi nazara alındığında icranın geri bırakılması davasının sonuçlanmasından sonra düzenlendiği ve bu davanın 06.07.2011 tarihinde açıldığı, 23.09.2011 tarihinde ise karar verildiği göz önüne alındığında söz konusu tutanağın kararın verildiği 23.09.2011 tarihinden sonra düzenlendiği ancak tutanak tarihinin sehven yazıldığı ve sanık hakkında sadece katılan aleyhine verilen hükmü temyiz etmediğinden bahisle dava açıldığı göz önünde bulundurulmakla...
Aynı Kanun'un 33/a maddesinin 1. fıkrası ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmünü içermektedir. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle şikayetin kabulü ile İİK'nun 71/2 ve 33a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince itirazın kabulü ve icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda İstanbul 14.İcra Müdürlüğü 2021/4582 Esas sayılı dosyasında icra takibi dayanağı senetlerin zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, icra dosyasında 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan önce alacaklı tarafından 11/01/2016 ve 09/04/2018 tarihlerinde icra takip işlemi yapıldığı, bu durumda takibin zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından icranın geri bırakılması talebinin reddine, öte yandan dava ret edildiğinden takibin durdurulmasına ilişkin mahkememizin tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve icranın geri bırakılması talebinin REDDİNE" dair karar verildiği görülmüştür....
Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, İİK’nın 36. maddesinin uygulama şekline (icranın geri bırakılması için sunulan teminatın paraya çevrilmesi ve ek süre verilmesi talebinin reddine dair 12.09.2019 tarihli icra memur işlemini şikayet) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nın 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 09.03.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu mirasçısının ve şikayetçi üçüncü kişi taşınmaz yeni malikinin, takibin kesinleşmesinden sonraki evrede bono zamanaşımının oluştuğunu ileri sürerek İİK'nun 71. maddesi gereğince icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece; şikayetin kabulü ile şikayetçiler yönünden İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....