WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu vekili yargılama sırasında ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu'nunun 12. maddesine uygun yapılmadığından usulsüz bir tebligat olduğunu savunmuş ve 18.06.2013 günlü dilekçe ile icra mahkemesinde şikayete gidildiğini ve dava açtıklarını bildirmiştir. Mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Y.H.G.K.nun 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Ne var ki davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligatın ve takibin iptalini istediğine göre, mahkemece açılan şikayet dava dosyasının neticesinin beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük re'sen nazara alınarak yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

    Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 31/07/2014 tarihini bildirdiğine göre 11/08/2014 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır....

      Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, takip dosyasına 06/08/2014 tarihinde itiraz ettiğine göre 09/09/2014 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekir iken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Alacaklı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük süre içinde yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, şikayet dilekçesinde "Müvekkil, 03/09/2020 tarihinde Adana 3.İcra Müdürlüğünün 2020/6318 Esas sayılı takip dosyası üzerinden aleyhine icra takibi yapılmış olduğunu ve bahse konu tebligatın temmuz ayı sonu itibariyle muhtara teslim edilmiş olduğunu öğrenmiştir." ibaresinin yer aldığı ve ödeme emrinin tebliğ tarihinin "öğrenme tarihi olan 03/09/2020" olarak düzeltilmesine karar verilmesinin talep edildiği, dolayısıyla şikayet dilekçesindeki "temmuz ayı sonu itibariyle" ifadesiyle kastedilenin tebliğ mazbatasının muhtara teslim tarihiyle ilgili olduğunun açık olduğu, yine ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenildiği tarihin şikayet dilekçesinde "03/09/2020" olarak belirtildiği ancak şikayetçinin 02/09/2020 tarihinde vatandaş portal uygulaması üzerinden usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği, buna göre 05/09/2020 tarihinde yapılan şikayetin yasal...

        Maddesine göre muhtara teslim edildiğini, ilgili tebligatta tebligatın usulsüz tebliğ edilmiş memur tarafından gerekli özen ve kanunun aradığı şartlar yerine getirilmediğini, Pandemi koşulları nedeniyle icra dairesinden müvekkiline dosyada ki tebligat parçası gösterilmediğini, (şifahi bilgi verilmiştir) müvekkilde tebligatın nasıl ve hangi yolla yapıldığını ancak 10.06.2021 tarihinde öğrendiğini, Tebligat kanunun ilgili maddesi gereği evde bulunamayan borçluya nasıl tebligat yapılacağı aşağıda yazdığı gibi olmasına rağmen bu dikkate alınmadan tebligat yapıldığını, somut olayda borçluya yapılan ödeme emri tebligatında adresin kapalı olması sebebiyle usulsuz olduğunu, iptali gerektiğini, bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir(m.16/2)....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dilekçesindeki hususların gerçek dışı olduğunu, tebligatın usulsüz yapıldığı iddiası da borçtan nasıl kurtulabilirim düşüncesinin bir ürünü olduğunu, icra dosyasında yapılan tebligat usulüne uygun olup tebligat yapıldığı anda davacının icra takibinden haberi olduğunu, davacı tebligatı alan ahmet orhan’ın onunla aynı evde yaşamadığını bu nedenle tebligatı AHMET ORHAN ın almasının usulsüz olduğunu iddia etmişse de bu iddiası kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu, davacının borçlu olduğu birçok icra dosyası mevcut ve bu icra dosyaları incelendiğinde tebligatları alan kişinin hemen hepsinde hep AHMET ORHAN olduğu ve köy azası olduğu görüleceğini, borçlunun söz konusu icra takiplerini incelememiş olması, tapularındaki hacizleri bilmiyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tebligat yapılan kişinin muteber ve yasa gereği tebligat yapılabilinecek salih vede yasa kapsamında bir kişi olduğunu, tebligatın kendisinde...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/395 KARAR NO : 2023/458 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/01/2023 NUMARASI : 2022/54 ESAS 2023/8 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....

        Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin temyiz dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 03.01.2022 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....

          Şikayetçi vekili, iptali istenen sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan ... isimli şahsın kendi çalışanı olmayıp tebligatı almaya da yetkili olmadığını, tebligat usulsüz olduğundan şikayetin süresinde yapıldığını ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde ... edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin .... maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

            Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258, 1991/344 Esas ve Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ıspatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih, 1967/172-107 Esas ve Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez....

              UYAP Entegrasyonu