Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 24/06/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 29/01/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 13/01/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile diğer itiraz isteminin reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/243 Esas sayılı dosyasının yetkiye ve imzaya itiraza ilişkin olduğu, bu dosyanın ise takibin iptaline yönelik şikayet niteliğinde olduğu anlaşıldığından derdestlik itirazının yerinde olmadığı, her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğunun anlaşıldığı, İİK'nın 45. maddesi uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği, bu hususun kamu düzeni ile ilgili ve süresiz şikayete tabi olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ... 11....
İlk derece mahkemesince; ilk olarak 2019/724 Esas- 2019/816 Karar sayılı ilam ile davanın kabulüne dair karar verilmiş, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/2946 Esas- 2019/2812 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılması sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda istinafa konu ilam ile, davanın usulsüz tebligat bakımından ve kambiyo vasfına yönelik şikayet bakımından kabulüne dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus takiplerde borca ve imzaya itiraz ile takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmamasına dair itirazların borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük kanuni süre içinde icra mahkemesine itiraz edileceği, kanuni süre geçirildikten sonra yapılan itirazların süre yönünden reddi gerektiği açıktır. Somut olayda davacıya ödeme emrinin 29/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava harcının 02/02/2021 tarihinde yatırıldığı, dolayısıyla yasal 5 günlük süreden çok sonra davanın açıldığı sabit olup, davacının dava dilekçesindeki iddialarının niteliğine göre süresiz şikayet sebebi bulunmadığından davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı da bu yöndedir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın teminat senedi iddiasını ispatlayamadığını, mahkeme kararının gerekçesi ile çelişkili olduğunu, davacı tarafın senetteki imzaya itirazları mevcut olmayıp, senedin kambiyo vasfını etkileyen bir tahrifatın da bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayete ve borca itiraza ilişkindir. Takibe konu senedin, TTK. 'nun 776. Maddesinde belirtilen zorunlu unsurları içeren, bono vasfına haiz senet niteliğinde olduğu görülmektedir....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu niteliğe haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak, bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
. - 2021/170 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, toplam 100.000,00 TL bedelli iki adet senet dolayısıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının kötü niyetli olarak imzaya itiraz ettiğini ve senetlerin kambiyo senedi olmamasını gerekçe göstererek icra hukuk mahkemesinde açtığı şikayet davası devam ederken bakiye alacaktan feragat ederek 55.000,00 TL karşılığında dosya borcunu kapattıklarını, bu sırada icra hukuk mahkemesince takibe konu senetlerin kambiyo vasfı taşımadıkları, bu nedenle kambiyo takibi yapılamayacağından takibin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine davalı tarafça aleyhlerine ödenen 55.000,00 TL yönünden icranın iadesi...
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu bononun kambiyo vasfında olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. İİK.nun 170/a maddesine göre; "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168. maddenin 3. bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir." 168. maddenin 3. bendinde şikayet süresi beş gün olarak belirlenmiştir. Borçlunun başvurusu bono kambiyo vasfına haiz olmadığından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayet olup İİK.nun 170/a ve 168/3. maddeleri gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Borçluya örnek 10 ödeme emri 11/12/2019 tarihinde tebliğ edilmekle 03.01.2020 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru süresinde değildir. Bu durumda şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf başvurusu yerinde değildir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından kambiyo vasfına yönelik şikayet yoluna başvurulmuş olup, bu şikayetle ilgili icra mahkemesine başvuru süresi İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün olup, davacı vekili tarafından müvekkiline ödeme emrinin tebliğ edildiği 28/10/2022 tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 07/11/2022 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Her ne kadar ilk derece mahkemesi kararında ödeme emrinin 05/06/2013 tarihinde davacılara tebliğ edildiği, kambiyo takibine ilişkin şikayetin 5 gün içerisinde yapılması gerektiği, şikayetçinin bu süreyi geçirdiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmişse de, hukuki nitelendirme hakime ait olup, dava dilekçesinin içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı tarafın takip sonrası zamanaşımı itirazında bulunduğu, dava dilekçesinde "icra dosyası incelendiğinde alacaklı tarafından sair kanun gereği belirlenen süreler içerisinde herhangi bir işlem yapılmadığı" şeklinde beyanda bulunulduğu, takip kesinleştikten sonra zamanaşımına yönelik itiraz süreye tabi olmayıp, bu nedenle davacı tarafın zamanaşımına yönelik itirazının incelenerek bir hüküm kurulması gerekirken şikayet dilekçesindeki talebin takip öncesine yönelik şikayet olarak değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi yasaya uygun olmadığından, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararı...