Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar alacaklı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde, icra takibinden sonra borçlunun bazı ödemelerde bulunduğu bildirilmiş ise de;bu ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınacağı tabii olup, borçlunun borca itirazının, icra mahkemesine yapılan başvuru tarihi itibariyle değerlendirilmesi zorunludur. O halde; borçlu, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle borca itirazını kanıtlayamadığından mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; yukarıda açıklandığı ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca; borca itirazın kabulü halinde, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece takibin iptaline hükmolunması da doğru bulunmamıştır....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; "Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez." Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir şikayet yoktur. Diğer taraftan dava dilekçesinde gecikmiş itirazda bulunulduğuna dair bir ibare de yoktur. Ödeme emri davacıya 01.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda borca itirazların İİK.nun 168/5....
GEREKÇE : Uyuşmazlık borçlu tarafından maddi hata ile ibraz edilen borca itiraz dilekçesinin geçerli olup olmadığı noktasında memur muamelesini şikayet mahiyetindedir. Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2020/647 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından, borçlu T1 aleyhine, toplam 39.096,27 TL asıl alacak ve ferilerin tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 20.01.2020 havale tarihli itiraz dilekçesi ile davacı borçlu tarafından yetkiye, borca ve faize itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin başlığında Adana 8. İcra Müdürlüğüne gönderilmek üzere İcra Müdürlüğüne Besni yazıldığı, aynı tarihte Besni İcra Müdürlüğünün 20.01.2020 tarih ve 2020/90 Muh. Sayılı yazısı ile itiraz dilekçesinin Adana 8....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçlu şirkete 20.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu şirket yetkilisi tarafından 26.02.2014 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirapzın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin kararın henuz kesinleşmediği dolayısı ile henüz takip kesinleşmeden 09/03/2016 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma...
Takip alacaklısı tarafından, geminin yakıt borcu nedeniyle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, şikayetçi borçlunun icra dairesinde verdiği itiraz dilekçesi ile 30.04.2012 tarihinde borca ve rehin hakkına itiraz ettiği görülmektedir. İİK.nun 65. maddesine göre gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için tebligatın usulüne uygun yapılmış olması koşulu arandığından somut olayda başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Takibin şekline göre borca rehin hakkına karşı tüm itiraz ve şikayetlerin ödene emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir....
Davalılardan T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, borca itiraz davasının henüz kesinleşmediğini, itiraz sebebiyle takibin durduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz davasında verilen takibin tedbiren durdurulmasına ilişkin karar nedeniyle, borca itiraz davası reddedildikten sonra bir kısım borçlulara ödeme emri gönderilmesi talebinin icra müdürlüğünce reddine ilişkin işlemin usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, mahkemece tüm borçlular yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece borçlulardan T3 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu nedenle sadece T3 yönünden verilen karar ile ilgili istinaf incelemesi yapılacaktır....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/12- 185 Esas, 2009/182 Karar sayılı ilamı) Davalı borçlunun, kefaletinin geçersizliği sebebiyle borca ve ferilerine itiraz ettiğine dair ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal sürede verdiği dilekçesi borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nın 66. maddesine göre itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz bir hukuki sonuç doğurmayacağından, genel haciz yolu ile takipte borçlunun geçerli bir itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi yasanın amir hükmüdür. Borçlunun kefaletinin geçersizliğine dayalı itirazı ile takibin durdurulmasından sonra alacaklı tarafından süresi içinde itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, kefaletin geçersizliği iddiasının itirazın kaldırılması duruşmasında incelenmesi gerekecektir....
A.Ş.’ye ödenmesine karar verildiği, şikayet olunan bankanın kesin haciz tarihinin 30.07.2019 tarihi olduğu, takip borçlusunun yasal beş günlük sürede borca itiraz davası açtığı, bu davanın devam ettiği dönemde satış isteme süresinin işlemeyeceği, dolayısıyla süresinde satış istenmediğine ilişkin itirazların yerinde olmadığı, İİK’nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz edilmiş olmasının satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmayacağı, sıra cetvelindeki ilk kesin haczin şikayet olunan bankanın haczi olduğu, birleşen dosyada şikayetçi T. ... Bankası T.A.O’nın ihtiyati haczinin sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle kesin hacze dönüşmediği, hacze iştirakinin bu nedenle mümkün olmadığı, şikayetçiler tarafından, şirket hissesi kâr payının haciz tezkereleri yoluyla haczedilemeyeceği, fiilen hisse senetlerine el konulmadıkça haczin geçerli olmayacağı ileri sürülmüş ise de şikayet olunan ... ......
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1723 KARAR NO : 2023/643 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK) TARİHİ : 18/02/2022 NUMARASI : 2021/135 ESAS, 2022/35 KARAR DAVA KONUSU : BORCA İTİRAZ KARAR : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (2....